MESELE FUTBOL, ANLAMIYORSUN

MESELE FUTBOL, ANLAMIYORSUN
Türk futbolunun bu federasyonla bittiğini yazmıştım. Ben unutmadım siz de unutmayın diye yazıyorum. Türk futbolu, futboldan en anlamayanlardan kurulu bir federasyonla yönetiliyor epey bir zamandır ve futbol bitiriliyor.Futbol bir...

Türk futbolunun bu federasyonla bittiğini yazmıştım. Ben unutmadım siz de unutmayın diye yazıyorum. Türk futbolu, futboldan en anlamayanlardan kurulu bir federasyonla yönetiliyor epey bir zamandır ve futbol bitiriliyor.

Futbol bir müteahhitlik müessesi değildir. Futbolun temeli atılmaz üstüne kat çıkılmaz, kupon arsası, hafriyat geliri, kat geliri yoktur. Çökmek yoktur, yutturduk yoktur, döviz garantili değildir.

Futbolda utanma vardır, ahlak vardır, namus vardır, edep, din, diyanet Allah korkusu vardır. Yazısını yeni açanlar için söyleyeyim futbolun haysiyeti vardır.

Yani “futbol asla sadece futbol değildir.” Simon Kuper, bu kitabı bizim için yazmadı sadece, sözünü ettiğim adamlar için de yazdı. Futbol ele geçirme değil, futbol formayı sevme değil, futbol üzerinden ihale geçirme yeri değil. Futbol basit. Topu alıyorsun, veriyorsun, şut atıyorsun çerçeveye topu nişanlıyorsun. Bu kadar, senin anlayacağın kadar hacı. İhale kadar karmaşık değil yani.

Biraz utanma duygusu olsa, biraz ‘Ulan bu kadar kazandığımı nerede harcarım’ sorusu olsa, kuşak kuşak götürdüm, bunu Osmanlı padişahı yapmadı, nezaketi olsa haydi eyvallah derdiniz. Diyemiyorsunuz. Çünkü koca göbeklerinizin asla doymayacağını düşünüyorsunuz. Çünkü ne Allah korkunuz var ne cehennem. Orada, tribünlerin samimileri, hastaları, tinercilerinin sizinle nasıl alay edeceğini bilmiyorsunuz. Bilemezsiniz. Sanıyorsunuz ki burada çaldıklarınız orada size VIP yer yapacak. Yok be hacı. İhaleye fesata karşılık gittiğiniz umreler burnunuzdan gelecek, emin olun.

Tamam maça geleyim. Kızmayın. Durun az durun.

Kaç defa yazdım Atatürk Olimpiyat Stadı’na kim karıştıysa ağır ceza mahkemesinde yargılanmalı. Utandırılmalı. Bir daha böyle saçma, akılsız, milletin parasıyla hovardalığa izin verilmemeli, bu kayıtlara geçirilmeli.

Bomboş tribünler. Gitsen dönemezsin. İstanbul’da algı bu. Ayıp değil mi Karagümrüklülere? Ayıp değil mi Beşiktaş’a, Galatarasay’a?

Ayıp. Bunlar ayıptan ne anlar?

Maç malum statta. Bu stadın en çok çilesini çeken takım Beşiktaş. Yok vallahi öyle. Ne Galatasaray’ı. Oturun sayın beyefendiler.

13 maçtır galibiyet alamayan, sadece deplasmanda Antalya’yı yenen Beşiktaş’tan söz ediyoruz bu arada.

İlk yarı hırsına yenilemeyen Caner’in yarattığı penaltı olmasa, “Ulan bilete verdiğimiz paraya değer mi, yolu yordamı geçtik?” diyenler kendine geldi.

“Ayol vallahi birinci lig müsabakası ne güzel esiyor diyen abiye” kızmadım. “Üç kat daha çık” dedim. Sonra görüşemedik. Hayır merak edersiniz diye söyleyeyim.

Takım kadrosunda Necip varsa, mücadele vardır, inat vardır, yorulmama vardır. Dün gece de Türk futbolu Necip’i yeni yerinde denedi. Mahcup olmadı.

Beşiktaş, penaltı golüyle ilk yarıyı moralli bitirdi. Yahu ikinci yarı bu soğukta yazık değil mi Beden Terbiyesi personeline. Gençlik Spor İl Müdürlüğü ileri gelenleri, TFF’den ciple gelenler, maaşları peşin yatanlar bile isyan ettiler.

Buz gibi bir maça döndü. Bir maçta Emre Mor adını bu kadar çok mu duyacaktık. Duyduk.

Karagümrük’te oyuna sonradan giren Pesic ki ligin domaine eden adamı. O bile kaçırdı.

Bitmek bilmeyen maç, Beşiktaş’ın disiplinli defans duruşu ile sona erdi. Herkesi hayata geri gönderdi. Ahalinin dizisi var, yarışması var, tartışma programı var. Beşiktaş yendi ama memleket berbat bir maç izledi.