2021 lisans kontenjan analizi

2021 YKS Yükseköğretim Programları ve Kontenjanları Kılavuzu 17 Temmuz, Cuma günü yayınlandı. Dolmayan kontenjanları 2019’da kısmen de olsa azaltan YÖK, 2020’den sonra kontenjanları tekrar artırmaya karar vermiş. Son iki yılda lisans kontenjanları toplamda %5 kadar arttı. Geçen seneye kıyasla devlet üniversitelerinde 2.990 kişilik, vakıflarda ise 4.557 kişilik kontenjan artışı söz konusu. Vakıfların kontenjanının toplama oranı 4 sene içinde %16,4’ten %18,7’ye çıkmış. Yavaş yavaş yükseköğretimin ekonomik yükünün devletin sırtından vakıfların sırtına aktarıldığını söylemek mümkün.
Açıköğretim kontenjanlarında %9’luk, ikinci öğretimde ise %8’lik bir düşüş görülüyor. Popüler lisans programlarına baktığımızda ise şu noktalar dikkati çekiyor.
Tıp kontenjanındaki artış devam ediyor. 2018’de 14.325 olan kontenjan, önce 15.050’ye sonra 16.448 çıkmıştı. Bu sene ise %4,4’lük bir artış ile 17.176’ya çıktı. CB İK Ofisi’nin yayınladığı ÜniVeri raporuna göre mezunların en yüksek maaş ile en hızlı iş bulduğu alan tıp olduğundan, bu artışı olumlu buluyorum.
Diş Hekimliği kontenjanı %11, Beslenme ve Diyetetik kontenjanı %11, Fizyoterapi ve Rehabilitasyon kontenjanı %13 arttı. Tıp (%4) ve Hemşirelikteki (%5) artışlar da düşünüldüğünde sağlık programlarının tümünde önemli kontenjan artışları olduğunu görüyoruz.
Hukuk kontenjanı 16.000 civarında oynamaya devam ediyor. Gecen yıl kontenjanını dolduramayan vakıfların kontenjanları azaltılırken devlette yeni fakülteler açılmış. YÖK kuralına göre, hukuk fakültelerinde asgari 8 öğretim üyesi bulunması şart, fakat yeni kurulan fakülteler bu şartı karşılamıyor! Bunun yanında tam 10 devlet hukuk fakültesinde Profesör yok. İki yıldır gördüğümüz kontenjan boşluklarını, sektörün doygunluğa ulaştığını, hukuk barajını ve bu alandaki öğretim üyesi eksikliğini düşünürsek, yeni fakülte açılmasını doğru bulmuyorum.
İlahiyat ve İslami İlimler programlarının toplam kontenjanı 19.531. Bu kontenjan bir işgücü planlaması sonucu olarak mı kararlaştırılıyor, yoksak açılmış olan imam hatip liselerinin mezunlarının sayısına göre mi belirleniyor, bilemiyorum.
Eğitim, ülkede yükseköğretimin planlanmasında talebin pek rol oynamadığına belki de en güzel örnek. Bu yıl içinde “Öğretmenliği” ve “Rehberlik” sözcüklerinin geçtiği programların toplam kontenjanı 41.331. Bazı tahminlere göre 700.000’in üzerine öğretmen adayı atanmayı beklerken ve MEB 2021’de sadece 20.000 öğretmen atayabilmiş iken, 41.331 öğrenciyi eğitim fakültelerine almayı doğru bulmuyorum.
Mühendislik kontenjanlarındaki düşüş devam ediyor. 2019’da 76.665 olan toplam mühendislik kontenjanı 2020’de 70.396’ya düşürülmüş, 2021’de ise 68.444’e düşürülmüş. En büyük düşüş İnşaat Mühendisliğinde; geçen yıl 12.070’ten 8.271’e düşmüş olan kontenjan bu yıl da 6.257’ye düşmüş. Bu radikal kontenjan azalmasının nedeni, adayların inşaat sektöründeki krizden dolayı inşaat mühendisliğini tercih etmemesi. Fakat ileriye bakabilen adaylar için bu büyük bir fırsat. Mühendisliklerdeki en büyük artışlar ise, Bilgisayar (11.083’ten 12.162’ye) ve Yazılım’da (2.258’den 3.328’e).
Mimarlık ise inşaat sektöründeki krizin etkisini hisseden diğer bir program. 2019’daki toplam kontenjan 8.641 iken 2020’de kontenjan 7.985’a, bu yıl ise 7.434’e gerilemiş. Ben tasarım eğitiminin girişimcilikten yöneticiliğe kadar birçok alanda ise yaradığını düşünüyor ve bu programda büyük bir fırsat görüyorum.
Siyaset balonu bu yıl da sönmemiş, hatta şişmeye devam etmiş. “Siyaset Bilimi ve Kamu Yönetimi”, “Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler”, “Uluslararası İlişkiler” programlarında 2020’de 17.779’a olan inmiş olan kontenjan, bu yıl 18.556’ya çıkarak rekor kırmış! Bu alanın kontenjan planlamasında ÜniVeri raporu göz ardı ediliyor.
Psikolojinin kontenjanı da artmaya devam ediyor. 2019’da 8.644 olan kontenjan 2020’de 10.163’e, 2021’de ise 11.409’a çıkarılmış. Bu kadar psikoloji mezununun ne yapacağını merak ediyorum.
İktisat, Ekonomi, Çalışma Ekonomisi (ve Endüstri İlişkileri), Ekonometri ve Ekonomi-Finans balonu da büyümeye devam ediyor. 2020’de 14.402’e olan toplam kontenjan bu yıl 15.508 olmuş. Talep?
Türkiye’de üniversite kontenjanları akademik veya ekonomik nedenlerle değil siyasi nedenlerle artırıldı, bu yanlış politika genç işsizliği sorununu çözmeyip sadece öteledi. Üniversitelerimiz iş dünyasının beklentilerinden kopuk bir şekilde diplomalı işsiz yetiştiriyorlar. Tüm programlarda kontenjan planlaması doluluk oranlarına bakarak değil ülkenin (ve dünyanın) gelecekteki ihtiyaçlarına ve istihdam beklentilerine göre yapılmalı. Birçok kontenjan ciddi olarak geriye çekilmeli, kontenjanlar öğretim üyesi sayısına endekslenmeli ve birçok programda ikinci öğretimden çıkılmalı.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Erhan Erkut Arşivi