2021 VE SONRASI “TÜRKİYE ASLA BOYUN EĞMEYECEKTİR”

Son Güncellenme Tarihi: Aralık 15, 2020 / 07:50

Türkiye’nin iç gündeminde konular, tartışmalar, kavgalar, gergin üslup ve endişeler maalesef bu hafta da değişmedi.
İç gündemin içimizi burkan havasını solumak, ülkeyi yönetenlerin tartışmalarının peşinde sürüklenmek ve böylece bu faydasız/seviyesiz polemiklere katkı koyarak huzurunuzu kaçırmak, moralinizi daha da bozmak istemiyorum.
Bu hafta, geçen haftanın devamı olarak bu Pencere’den “dış gündemi” seyretmeye, anlamaya ve anladıklarımı anlatmaya çalışacağım.
Bir sonuç olarak söylemek gerekirse, ABD, AB ve NATO’da ülkemize yöneltilen suçlamalar ve kararlaştırılan yaptırım kararları, Türkiye’nin dış politika gündemini meşgul etmeye devam etmektedi. Ancak uzun zamandan bu yana Türkiye’nin bunların dışında kendi kararı ve eylemi ile oluşturduğu başka gündem konuları var.
Doğu Akdeniz, EGE Adaları, Suriye, Libya, Irak’ın kuzeyi ve Güney Kafkasya’da, Türkiye’nin muhatap olduğu sorunların tamamı müttefiklerimiz olan Batı Dünyası’nın yarattığı sorunlardır. Bu konularda Türkiye’nin aldığı kararlar ve bu doğrultuda ortaya koyduğu eylemler, anlaşılıyor ki ABD, AB ve NATO için bir soruna dönüştü ve ortak gündem konusu oldu.
Yani dış politikada sorun, bizden çok muhataplarımızındır.
Çünkü biz haklıyız.
Müttefiklerimiz(!) taleplerinin hiç birinde haklı değiller.
Demokrasi, hukukun üstünlüğü, insan hakları ve evrensel değerler üzerinden ülkemize yönetilen suçlamalar özünde doğru olmakla beraber bu sorunlar bizim iç meselemizdir ve çözümü yine bizim kararımız ve gayretimizle olacaktır.
Bu konuları bahane ederek Türkiye’yi suçlayan müttefiklerimiz(!) asla samimi ve dürüst değiller; özellikle bize karşı davranışlarında kusurlu, hatta suçludurlar.
Mesela;
ABD Kongresi’nin Türkiye’yi CAATSA kapsamına alması asla haklı ve dürüst bir davranış olamaz.
ABD’nin Türkiye’ye karşı PKK’nın arkasında durması asla müttefiklik hukukuna, dostluğa ve stratejik ortaklığa uymaz.
AB’nin, antlaşmalara/atılan imzalara rağmen Türkiye’yi 1960 yılından bu yana “kapıda bekletmesi”, oyalaması dürüstçe bir davranış olamaz.
Yunanistan’ın kıyılarımızdaki kayalıklara bayrak dikmesi, cari antlaşmalara rağmen EGE’deki adaları silahlandırması ve adalar için kıta sahanlığı iddiaları, asla iyi komşuluk ilkelerine ve uluslararası hukuka uymaz; haklı ve dürüstçe değildir. Yunanistan’ın iddiaları peşinde sürüklenen AB’nin, ABD’nin ve NATO’nun Türkiye’ye karşı bir takım yaptırım tehditleri asla haklı olamaz.
Devletlerarası ilişkileri düzenleyen hukuk sisteminde karşılığı olmayan bir davranış örneği olarak ABD’nin Türkiye’yi F-35 ortaklığından çıkarması, parasını ödediğimiz ve bir kısmını teslim alarak eğitimlerini tamamladığımız uçaklara el koyması, modern zamanların bir eşkıyalığıdır.
ABD, Rusya’dan S-400 Hava Savunma Sistemi alınmasını bahane ederek 17 Temmuz 2019’da Türkiye’yi, F-35 Müşterek Saldırı Uçağı ortaklığından tek taraflı olarak çıkarmış ve 6 adet uçağımıza el koymuştur.
Türkiye, 12 Temmuz 2002’de 7. devlet olarak üretim, geliştirme ve kullanma ortağı olarak bu projeye girmişti. 9 üreticiden biriydi ve üretimin çok önemli bir parçası olmuştu; projeden çıkarılmış olmasına rağmen üretime 2022 sonuna kadar devam edecek olması bunun ispatıdır.
Türkiye, bu uçakların üçüncü büyük alıcısı olarak 120 adet sipariş vermiş ve yaklaşık
1,2 milyar ABD doları ödeme yapmıştı.
Uluslararası Tahkim yolu da kapalı olan bu konuda ABD’nin bu tek taraflı ve hukuksuz tavrı, modern eşkıyalık değil de nedir?
Rusya’dan S-400 alınmış olması bir bahaneydi.
NATO’nun güneydoğu sınırlarının ve Türkiye’nin savunması için ihtiyacımız olan hava savunma sistemlerini (Petriot) ısrarla talep etmemize rağmen Türkiye’ye satmayan ABD’dir. İsrail, Yunan, Rum ve Ermeni lobilerinin yoğun baskısı sonucunda böyle bir yola girmiş olmasını yok sayarak Türkiye’yi “NATO’nun güvenliğini tehlikeye düşürmekle” suçlaması ve yaptırım uygulaması nasıl bir dostluk, stratejik ortaklık, müttefiklik ilişkisi veya hangi hukuk kuralına sığar?
AB’nin Aralık Liderler Zirve’sinden Türkiye için bir yaptırım kararı çıkmamış olması bizi aldatmasın; Türkiye dış politikasında artık ABD, AB ve NATO birlikte tek muhataptır.
10 Aralık Liderler Zirvesi için üye ülkelere gönderilen davetiyede ve Zirve sonuç bildirisinde, “AB, ABD ve NATO’nun çıkarlarının ortak olduğu ve Türkiye’ye karşı koordineli bir yaklaşım içinde olunması” hususu açıkça belirtilmiştir.
Kısacası yeni seçilen ABD Başkanı BİDEN beklenmektedir; 2021 Şubat ayı içinde yapılacak NATO liderler zirvesinde işaret verilecek Mart ayı liderler zirvesinde AB’nin tavrı netleşecektir.
BENCE
Zamanın kavşak noktasındayız.
Serdar Turgut’un ifadesi ile söylersek; “2021 yılında global düzenin işleyiş mekanizmaları yeniden kurulacak. Dünya sistemi hem ekonomik hem de askeri mekanizmaları açısından yeniden yapılanacak.”
Bu tespit doğrudur.
“Tamam mı/devam mı” sorusunu asla sormadan, mevcut ilişkilerimizden ve kazanımlarımızdan asla vazgeçmeden kendimize çizdiğimiz “yeni bir Dünya yeni bir Türkiye” stratejimiz doğrudur.
Türkiye, bölgesinde güç merkezi olmak potansiyeline sahiptir.
ABD’yi yeniden hegamonik güç haline getireceğini iddia eden yeni başkan Biden, bölgesel güç Türkiye ile çatışmayacak aksine uzlaşacaktır.
Bu uzlaşmaya Köhnemiş Avrupa’nın da ihtiyacı bulunmaktadır.
Türkiye, NATO liderler toplantısına çok iyi hazırlanmalı ve haklılığını ortaklarına anlatmalıdır.
Rahmetle andığım Hüseyin Nihal Atsız’ın sözü ile bitirelim;
TÜRKİYE ASLA BOYUN EĞMEYECEKTİR

Mehmet Şandır, 1947’de Kantara’da doğdu. Babasının adı Hasan, annesinin adı Atika’dır.

Orman Yüksek Mühendisi; İstanbul Üniversitesi Orman Fakültesini bitirdi. Yüksek lisansını aynı fakültede matematik istatistik konusunda yaptı.
Orman Bakanlığı ile Gümrük ve Tekel Bakanlığında Kontroller Kurulu Başkanı olarak görev yaptı. Serbest ticaretle uğraştı. Suriye Bayır Bucak Türkleri Kültür ve Dayanışma Derneği Başkanlığı, Türk Ocakları Merkez Yönetim Kurulu Üyeliği, Türkiye Türkmenistan Dostluk Derneği Kuruculuğu ve 2. Başkanlığı görevlerinde bulundu.Dönemde Hatay, 23. Dönemde Mersin Milletvekili seçildi. 23. Dönemde Türkiye Suriye Dostluk Grubunun Başkanı oldu.

Orta düzeyde İngilizce ve Almanca bilen Şandır, evli ve 3 çocuk babasıdır.

Gazete Pencere'yi Google'da Takip Et

Scroll to Top