Acı üstüne acı

Havai fişekler antik Çin’de 2000 yıl kadar önce şeytani ruhların kovulması amacıyla, karabarutun icadının bir uzantısı olarak keşfedilmiştir. 2000 yıl önce şeytani ruhları kovsun diye kullanılan bir ürünün bugün insanların ölümüne neden olması çok acıdır. Çin’de, Meksika’da, Peru’da patlayan havai fişeklerin ölümlere neden olduğu haberleri bu ülkeler için olağandışı sayılmazken kendi ülkemin de bu ülkelerle beraber anılmaya başlanması da çok acıdır.
• • •
Farklı medya kanallarına yaptığım açıklamaları burada toparlamak ve özetlemek istiyorum: Sakarya, Hendek’te 3 Temmuz günü meydana gelen Havai Fişek Fabrikası’ndaki patlamanın ardından çıkan yangın ve devam eden patlamalar sonucunda 7 vatandaşımız hayatını kaybetti ve 100’ün üzerinde vatandaşımız yaralandı. Bu patlamanın nedenini, yarattığı hasarın büyüklüğünü 6 farklı başlıkta inceledim:
Fabrika Yapılarının Statik Durumu
Fabrika binalarının hiçbiri bu tür bir üretim yapmaya uygun değildi. Son derece eski, iptidai, baraka görünümündeki yapılar bir patlamayı veya yangını önleyecek güçte yapılmamıştı. Biz, inşaat mühendisleri yapının kullanım şekline bağlı olarak yapıyı tasarlarız ve inşa ederiz. Bir konutun tasarımı ile bir köprünün veya bir barajın tasarımı aynı değildir. Farklı yükler, farklı dayanımlar ve farklı şartnameler vardır. Bu fabrika binaları tehlike seviyesi açısından hiçbir kriteri sağlamamaktadır.


Fabrika Yapılarının Fiziki Durumu
Patlayıcı ve yanıcı niteliği bulunan malzemeler ve ürünler her zaman serin, kuru bir ortamda, 2.5 metre yüksekliği geçmeyecek şekilde saklanmalı ve üretildikten sonra fazla tutulmadan kullanılmalıdır. Mevcut salgın durumu nedeniyle iptal edilen etkinliklerin sonucunda fabrikada çok fazla havai fişek bulunduğu ve miktarın 100-150 ton arasında olduğu anlaşıldı. Bu kadar büyük miktardaki ürünün fabrikada uygunsuz koşullarda bekletildiğini tahmin ediyorum. Sıcaklığın 35 dereceleri bulduğu, nemin çok yüksek olduğu bir ortamda ürünlerin kendisi her an yanacak ve patlayacak durumdaydı. Zincirin ufak bir parçasının kendini bırakması bütün zincirin boşalması için yeterliydi.


İşçi Güvenliği
Herhangi bir yangın veya patlama sırasında ve sonrasında işçilerin bu duruma hazır olmaları için eğitilmedikleri görülüyor. Bu tür durumlar için yapılması gereken gece-gündüz tatbikatlarının yapılmadığı, tahliye yollarının işaretlenmediği, belirlenmediği, işçilere maske dağıtılmadığı anlaşılıyor.


Çevre Güvenliği
Çevrede yaşayan insanların bu tür durumlarda ne yapacaklarını bilmedikleri çok açıktır. Her zaman anlatmaya çalıştığım gibi bölgenin riskleri göz önüne alınarak o bölgede yaşayan insanlar eğitilmeli, ne yapacakları söylenmeli, okullardan başlayarak tatbikatlar yapılmalıdır.


Denetim
Ülkemizde yaşanan bütün faciaların ana nedeni denetimsizliktir. İster Van depremi, ister Soma maden faciası, ister havai fişek patlaması esas alınsın, hangi faciaya bakarsanız bakın altında denetimsizlik yatar. Denetimler yapılmıyor mu? Tabi ki yapılıyor! Ama nasıl yapılıyor? Kâğıt üstünde her şey doğru görünüyor, gerçek resim görülmüyor, “olması gerekenler vardır, yeterlidir” deniliyor ve geçiliyor. Soma maden ocağı da havai fişek fabrikası da yeni denetimden çıkmış iki yerdi. Bugün denetim yapanlar ile denetim görenler ve aradaki bağlar koparılmadığı sürece denetim her zaman kâğıt üstünde kalmaya mahkumdur.


Afet Müdahale
Afete müdahale bir gösteri değildir. Afetin olduğu yere gerekli gereksiz ekip ve ekipman yığılmasının hiçbir yararı yoktur, tam tersine oldukça zararlıdır. Her zaman gurur duyduğum itfaiye teşkilatımızın ekip olarak bir sorunu olmasa da ekipman olarak eksikleri vardır. Bu tür sanayi yangınlarına müdahale ederken kullanacağı özel malzemeleri bulunmamaktadır. Bu da afete müdahaleyi sadece izleme, sirayet etmesini önleme seviyesine indirgemektedir.
• • •
Bir paragraf öncesini yazarken çalan telefonumu açtığımda “hocam bir patlama daha oldu,” haberini aldım. İnsan bizim ülkede neye üzüleceğini şaşırıyor.
• • •
Patlamanın ve yangının neden olduğu büyük sıcaklığın patlamamış ürünler üzerindeki etkisi belliyken, bu malzemelerin yerinden kıpırdatılmaması ve soğutma işlemlerinin devam etmesi gerekirken, imha edilmek üzere bir kamyona yüklenen havai fişeklerin yanına bomba imha konusunda uzman askerimizi veriyorsunuz ve boşaltma sırasında meydana gelen patlama nedeniyle 3 askerimiz şehit oluyor, 12 askerimiz yaralanıyor. İnsan ne söyleyeceğini bilemiyor! Türk Silahlı Kuvvetleri’nin bu konudaki ekipleri işlerinin ehlidir. Ancak öncesini, o ürünlerin ne durumda olduğunu, ürünün içeriğinden dolayı riskin ne kadar büyük olduğunu bilemezler. Bu tür bilgiler uzmanlara sorulmadığı için, her zamanki gibi liyakata önem verilmediği için, askerlerimize “buyurun bunları alın götürün imha edin,” deniliyor. 1.5 tonluk patlama riski olan ürün kamyon kasasına dolduruluyor, 33 derece altında yola çıkarılıyor ve boşaltma yerinde -büyük ihtimalle- sürtünmeden dolayı patlama meydana geliyor.
• • •
Yıllar boyunca tekrar ettiğimi yine söylemek istiyorum: Bu olayların bütünü yaşama bakış şeklinin sonucudur. Bu değişmediği sürece bu acıları yaşamaya devam edeceğiz.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Kubilay Kaptan Arşivi