Acımız büyük!

“Birileri bununla dalgasını geçebilir ama önemli değil. Biz kader planına inanmış insanlarız. Kader planına da inandığımız için bunun ne dünü ne bugünü ne de yarını… hiçbir zaman ne yapmayacaktır? Olmayacaktır. Bunlar her zaman olacaktır, bunu da bilmemiz lazım.”

Promptersiz bu kadar işte!

Devletin başında olan kişi “Bunlar her zaman olacaktır…” der mi? Orası tevekkül makamı mı?

Devletin başındaki kişiden “Bunlar bir daha asla olmayacak” sözünü duymak ister 85 milyon.

“Her zaman olacaktır” demek “Biz ne yaparsak yapalım bu facialar olacaktır. Zaten onun için bir şey yapmıyoruz” demek herhalde.

Bu lafı babasının tabutuna iliştirilen fotoğrafı gösterip “Anne bak! Babam burada!” diyen o yavruya anlatabilir misiniz?

Yaşamını kaybeden işçilerden birinin ikizleri olacakmış birkaç hafta sonra. Babasız doğacak o bebelere “Bunlar her zaman olacaktır” demek ne ifade eder acaba?

“Rabbime hamdediyorum. Dün akşamdan bu yana 24 saati bulmadan neticeye varmış olmamız bizleri bu noktada rahatlattı. Çünkü Soma’da biliyorsunuz çok uzun sürdü. Ama burada 24 saati bile bulmadan 41 şehidimize hamdolsun ulaştık.”

Neticeye varmışlar.

Bunu duyan kaç ailenin acısı hafifledi acaba? Kaçının yüreğine su serpildi? Kaçı “Hamdolsun neticeye vardılar” dedi cumhurbaşkanına uyup?

Bir muhalefet lideri de “Allah şehitlerimizi peygamber efendimize komşu kılsın” demiş. O şehitlerin hülyası peygambere komşu olmak filan değildi ki! Çocuklarını kucaklarına alıp koklamaktı.

Enerji Bakanı F.D. patlamanın olduğu maden ocağını 20 Eylül’de ziyaret etmiş ve alınan tedbirleri övmüş. İşçilere yaptığı konuşmada “Önce güvenlik. Sizin canınızın güvenliğini biz şu tesisin tamamına değişmeyiz. Onun için de ilk talimatımız yöneticileri atadığımızda genel müdürümüz de burada. Bir işçimizin kılına, tırnağına zarar gelmesin” demiş güzel Türkçesiyle.

F.D. madende alınan tedbirleri de övmüş o ziyaretinde. Neden övmüş? Neyi beğenmiş de övmüş? Meçhul. Acaba yüzü kızarmış mıdır bugün? İstifayı düşünür mü?

Benimki de laf! Bu sorunun cevabını herkes biliyor!

Asıl görevi halkın parasının doğru harcanıp harcanmadığını denetlemek olan Sayıştay, Türkiye Taşkömürü Kurumu 2019 yılı denetim raporunda “Bartın Amasra’daki üretim derinliğinin -300 metreye ulaştığını; çalışılan damarlarda gaz içeriklerinin yüksek olduğunu, ani gaz degajı ve grizu patlama riski arttığını” söylemiş.

Türkçeye çevirecek olursak “Patlar burası, haberiniz olsun demiş”.

Ama Sayıştay kim oluyor ki? Ne dediydi cumhurbaşkanı? “Sayıştay’ın icracı kurumlardaki denetiminin açık arama ve ceza penceresinden bakarak yapmaması gerektiğin düşünüyorum. Doğru olan yaklaşımın icracı kurumların iş ve işlemlerin hukuka uygunluğunu kolaylaştırıcı, yol gösterici bir anlayışla denetim faaliyetlerinin yürütülmesi olduğuna inanıyorum”.

Sayıştay tam da bunu yapmış. ‘Yol gösterici bir anlayışla’ uyarıda bulunmuş. “Patlar burası, haberiniz olsun demiş”. İki yıl önce demiş.

Madenin 350 metre derinine inen işçiler de şikayet etmişler. “Gaz var burada” demişler. “Kokuyor” demişler. “Bizi patlatacaklar” demişler. “Bir şey olmaz! Devam edin” cevabı verilmiş. “Temizleyeceğiz” denilmiş.

Bugün “Hepsini toptan temizlediler” diye ağlıyor insanlar.

“Benim kocam bile bildi de devlet bilemedi” diye isyan eden kadına “Başın sağ olsun” diyor devlet. Diyecek başka lafı yok çünkü.

Sekiz yıl önce Soma’da da duymuştuk aynı lafları.

İnternette Türkiye’den ve Almanya’dan kömür madeni fotoğrafları dolaşıyor. Bizimki kanalizasyon, onlarınki hastane koridoru gibi. 60 yıldır tek bir ölüm olmamış Alman kömür madenlerinde.

Neyimizi kıskanır ki şu Almanya?

Bu kader neden hep bize kötülük yapıyor? Neden hiç Almanya’ya uğramıyor?

“Başın sağ olsun”. “Peygambere komşu olsun”. Şehit diyerek de ailelerin ağzına bir parmak bal…

Söyleyecek başka tek bir lafınız yok! “Kader”. “Başın sağ olsun”…

Akape iktidarda.

Acımız büyük!

Önceki ve Sonraki Yazılar
Kaya Türkmen Arşivi