Akademide Kadınlar

Emekçi Kadınlar Günü'nde birçok kurum kadınların önemi hakkında yazıp çizdi. 21. Yüzyılın ilk çeyreği bitmek üzere iken hala bu konunun tartışılması bana garip geliyor ama maalesef dünyada ve ülkemizde toplumsal cinsiyet eşitliği yeterince kabul görmüş değil. Peki geleceğimizin aynası olan akademide durum nasıl?

Öğrenci Sayıları
YÖK istatistiklerine göre 2021 yılında örgün ön lisans eğitimi alan 3,115 milyon öğrencinin %51,7’si kadın. Lisansta ise 4,677 milyon gencin %47,6’si kadın. Belki de daha önemlisi, örgün lisans eğitimi alan 2,107 milyon gencin %50,2’si kadın. Bu oran alanlara göre önemli değişiklikler gösterebiliyor. Örneğin Sağlık Bilimleri Fakültelerindeki öğrencilerin %78’i, Mimarlık ve İlahiyat Fakültelerindeki öğrencilerin %60’ı kadın iken, bu oran Teknoloji Fakültelerinde sadece %17,8, Mühendislikte ise %26,4. Büyük fakülteler arasında %50’ye en yakın orana sahip olanlar Tıp (%50,2) ve Hukuk (%50,5) fakülteleri. Eğitim fakültesindeki kadın oranının %66,2 olması gelecekteki öğretmen oranı hakkında bize bir fikir veriyor. Peki durum lisans sonrasında nasıl? Kadın oranları örgün yüksek lisansta %49,6, doktorada ise %47,7. Toplama baktığımızda ise, tüm üniversite öğrencilerinin (açık ve uzaktan eğitim dahil, yüksek okullar ve ön lisans dahil) %49,1’inin kadın olduğunu görüyoruz. Özetle, alanlar arasında farklılıklar olmakla birlikte üniversiteye erişimde kadınlara fırsat eşitliği sağlanmış görünüyor.

Öğretim Elemanları
Ülkedeki tüm öğretim elemanlarının (öğretim üyeleri, öğretim görevlileri ve araştırma görevlileri) %45,3’ü kadın. Devlet ile vakıflar arasında ciddi bir fark göze çarpıyor: devlette bu oran %43,9 iken vakıflarda %53,2. Aslında tüm öğretim elemanlarının %45’inin kadın olması toplumsal cinsiyet eşitliği ve gençlere rol modeli sunma açılarından büyük bir başarı. Ayrıca bu oranlar Avrupa’nın birçok ülkesinden ve ABD’den daha yüksek. Fakat sayılara dikkatli bakınca ülkemizdeki kadın akademisyenlerin kariyer basamaklarına dağılımının eşit olmadığını görüyoruz. Aşağıdaki tabloda üniversite çalışanı kategorilerindeki kadın oranlarını görüyorsunuz.
Görüldüğü gibi toplam oranın yüksek olmasının temel nedeni en kıdemsiz kategorilerdeki oranların yüksekliği. Kıdem arttıkça kadın oranı maalesef düşüyor.

Akademik Yöneticiler
Kıdem ve yaş yükseldikçe kadın oranının düşmesine rağmen, akademide çok sayıda kadın olduğu bir gerçek. Peki bu kadar çok nitelikli kadının olduğu bir sektörde yöneticiler arasında kadın oranı ne? Maalesef kadın oranının düşüşü bu seviyelerde de sürüyor. Ülkedeki 1.800 civarındaki dekanın sadece %17,9’u ve 206 rektörün sadece %8,7’si kadın. Bu seviyede devlet-vakıf ayrımı iyice dikkat çeker hale geliyor. Devlette kadın dekan oranı %15,6 iken vakıflarda bu oran %25,9. Devlette kadın rektör oranı sadece %4,6 iken, vakıflarda bu oran %14,1. Peki yükseköğretimin yöneten kurum YÖK’te durum nasıl? 21 YÖK Üyesinden sadece birisi, 19 Denetleme Kurulu üyesinden de sadece birisi kadın. Peki YÖK’ün tarihi boyunca kaç kadın başkanı oldu? Sıfır!

Kadın çalışan sayısının neredeyse erkek çalışan sayısına eşit olduğu sistemde erkek yönetici hegemonyası sürüyor. Bu sistemin kendi kendine değişmesini mümkün görmüyorum. İktidarın mutlaka akademiyi erkek egemen yönetimden kurtarmak için bazı önlemler alması gerekiyor. Ama bunun için önce toplumsal cinsiyet eşitliğini kucaklayan bir yapıya ihtiyaç var.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Erhan Erkut Arşivi