Aklımda deli sorular

  • Teknoloji şirketlerinin son günlerde hisseleri düşüyor. Bu da şirket değerlerinde de düşmeye sebep oluyor. Acaba dijital yeni normal olunca artık özelliklerini mi yitiriyorlar?

  • Bitcoin için artık düşmez diyen kimse kalmadı. Kaça kadar düşer tartışılıyor. Konvansiyonel finansçılar artık bu saatten sonra Bitcoin’in bir değeri olmayacağını telaffuz etmeye başladılar. Peki bu sadece Bitcoin’i mi etkiler yoksa bütün kripto para dünyası bu durumdan etkilenir mi?
  • Dünyanın ilk robot otelinde resepsiyonistler sadece kadın. Neden erkek resepsiyonistler yapılmadı?  Ayrıca humonoid robotlar illa cinsiyetli mi olmalı? (Bu hiç bir yönüyle LGBTI tartışması değildir. Cinsiyetsizlikten konuşuyorum)
  • Uygulamalar neredeyse gün aşırı güncelleme alıyor. Bu da kullanıcıları artık ciddi anlamda yormaya başladı. Bu nedenle anlık güncellemelerin yeri olan web neden daha çok kullanılmıyor? Tam bu dönemde cookie, GDPR derken web sayfasına ulaşamadığımız arayüzleri “kim hangi amaçlarla planlatmaktadır?” (Tırnak içindeki kısım alıntıdır :)
  • Bir yıl kullanılmayan telefonların IMEI numaralarının düşürülmesi kanunlaştı. Ancak aynı numarayı kullanan kişi açarsa sorun yok. Telefonunu çocuğuna bile verse BTK’da işlem yaptırması gerekiyor. Bu BTK’nın zaten çok fazla olan iş yükünü özellikle bu konuda ne kadar arttıracaktır?  BTK’nın iş yükünün artıp bir SIM kart üzerinde bir sürü kontrol yapılmasını, devletin kurumunun iş yüküne boğulmasını kimler istemektedir? (Son cümle espridir. Lütfen efsanevi ŞOK programı muamelesi yapmayınız. )
  • İngiletere’de arıların ömrünü uzatmak ve yaşam alanlarını arttırmak amacıyla otobüs duraklarının üstüne çimen ekilmeye başlandı. Fransa’da elektronik cihazlar atılmasın diye, tamirlerine devlet desteği çıkarıldı. İklim değişikliği konusunda Türkiye’de buna benzer hangi güzel çözümler bulunmaktadır?
  • Çeşitli basın kuruluşlarında çıkan video oyun oynamanın yararları başlıklı haberler hangi güç odaklarına hizmet etmektedir?

Ben bu hafta bu konuların içinden çıkamadım. Çıkan varsa beri gelsin. Bana bir mesaj yazsın. Twitter, Instagram ve hatta son sosyal medyamız Linkedin : @atifunaldi. (Linkdin diye okunur)

Dijital Güvenlikte En Sık Karşılaşılan 10 Hata

ESET uzmanlarının verdiği bilgilere göre, iş yerinde tüm kurumsal veri ihlallerinin yaklaşık yüzde 82’sinin sorumlusu insan hatasından kaynaklanıyor. Güvenlik risklerini yönetme konusunda daha iyi olmalı ve bunun için insan hatalarının etkilerini anlamalı ve azaltmalıyız. ESET kaçınılması gereken en yaygın dijital güvenlik hatalarının neler olduğunu belirleyerek, bunların yapılmaması için önerilerde bulundu.

İstenmeyen mesajlardaki bağlantılara tıklamak ve ekleri açmak:

Kimlik avı olarak da bilinen bu mesajlar, e-posta, metin, sosyal medya veya WhatsApp gibi mesajlaşma servisleri üzerinden dolaşabilir. Genellikle banka gibi yasal bir göndericiyi taklit ederler ve alıcıdan acil bir yanıt isterler. Bunun sonucunda genellikle gizli bir kötü amaçlı yazılım indirilir veya kullanıcı, hassas kişisel ve muhtemelen finansal bilgileri vermesi için tuzağa düşürülür. İstenmeyen mesajlara karşı her zaman şüpheci olun ve bağlantılara tıklamayın veya ekleri açmayın. Mesajın içeriğini gönderenle ayrıca kontrol edin.

Güncellemeleri atlamak: Bilgisayar ve cihaz güncellemeleri, sistemlerin güvende kalmaları için hayati bir öneme sahip. Bu güncellemeler yoluyla üretici mümkün olan en güncel yazılımı sunar. Bazen güncellemeler, bilgisayar korsanlarının cihazları ve hesapları ele geçirmek için gerçek zamanlı olarak yararlandığı belirli bir güvenlik açığını düzeltmek için yayınlanır. Tüm yazılımlar, tarayıcılar ve işletim sistemleri için otomatik güncellemelerin açık olması önemlidir.

Rastgele USB sürücüleri takmak: Çıkarılabilir medya, eskisi kadar popüler olmayabilir. Ancak, makinenize takılıysa, yine de etkili bir kötü amaçlı yazılım aktarıcısı olabilir. Asla size ait olmayan bir flash sürücü kullanmayın.

Zayıf parolalar kullanmak ve bunları tekrarlamak: Bu durum kullanıcıların yaptığı en yaygın güvenlik hatalarından biridir. Zayıf parolalar kısadır ve bilgisayar korsanlarının zayıf parolaları tahmin etmesi veya kırması kolaydır. Hesabı ve muhtemelen aynı kimlik bilgilerini paylaştığınız diğer hesapları ele geçirmek için bu zayıf parolaları kullanırlar. Parolalar – hatta daha iyisi parola ifadeleri – uzun, güçlü ve benzersiz olmalıdır. Bu parolaları ve parola ifadelerini güvende tutmak ve kolay hatırlamak için bir parola yöneticisi kullanın.

2FA ile hesap girişlerini iyileştirmeyi ihmal etmek: Kuruluşlar, çalışanlarını giderek artan bir şekilde çok faktörlü veya iki faktörlü kimlik doğrulama (2FA) kullanmaya zorluyor. Bu yöntem, bilgisayar korsanlarının çalmasını veya kopyalamasını zorlaştıran SMS kodu veya yüz taraması gibi ikinci bir “faktör” içerdiğinden, parolaların üzerine ekstra bir güvenlik katmanı eklemek için kullanılıyor. Ancak çoğumuz bunu kişisel sistemlerimize uygulamakta başarısız oluyoruz. Tüm çevrim içi hesaplarınız için MFA seçeneğini etkinleştirin.

Yedekleme yapmamak: Düzenli yedeklemeler, çoğumuzun ihmal ettiği diğer sıradan ama temel güvenlik adımıdır. Bu, bilgisayar korsanlarının tüm verilerimize erişmeyi ve bunları şifrelemeyi başararak şifre çözme anahtarı karşılığında sizden fidye talep etmesi durumunda sorun yaratabilir. Düzenli olarak yedekleme yaparak çevrim dışı olacak şekilde bir kopyaya sahip olmak, sizi bu tür dolandırıcılıklardan ve kazara veri kaybından koruyabilir.

Dikkat dağınıklığı: Dijital dünyamızın mobil cihazlarımıza bir tık uzaklıkta olmasının doğurduğu temel sorunlarından biri, dışarıdayken dikkatimizin kolay dağılabilmesidir. Kimlik avı e-postasındaki bir bağlantıya yanlışlıkla tıklamak başınızı belaya sokmak için yeterlidir. Ekranınıza bakarken, tüm dikkatinizi ona verin. Nereden geldiğinden emin olmadığınız hiçbir e-postaya veya mesaja tıklamayın.

İş yerine ait cihazları kişisel amaç için kullanmak ve paylaşmak: Yeni uzaktan ve hibrit çalışma çağı ile çoğumuz artık evden çalışmak için kurumsal cihazlarımızla evde daha fazla zaman harcıyoruz. Bu durumda kurumsal cihazlar alışveriş, internetten bir şey indirme, oyun oynama veya içerik akışı gibi kişisel işler için daha sık kullanılıyor. Bu, cihaza kötü amaçlı yazılım bulaşırsa ve bilgisayar korsanları kurumsal ağlara ve uygulamalara erişim sağlarsa, işvereninizi ve potansiyel olarak işinizi riske atabilir. Kurumsal cihazınızı sadece iş için kullanarak özel hayatınızla iş hayatınızı ayırmaya çalışın. Eğlenceli şeyler için kendi dizüstü bilgisayarınızı, akıllı telefonunuzu veya tabletinizi kullanın.

Rahat Davranmak: Güvenlikle ilgili en büyük zorluklardan biri, kullanıcıların her şeyin yolunda olduğunu düşünmesidir. İş yaptığımız şirketlere ve ürünlerini her gün kullandığımız teknoloji sağlayıcılara güveniyoruz. Ancak bu, yanlış bir güvenlik algısına neden olabilir. Cihazlarınızın güvenlik ayarlarına bakmak için zaman ayırın ve temel riskler ve bunların nasıl yönetileceği hakkında daha iyi bilgi almak için ilgili makaleleri okuyun.

Tüm cihazlarda güvenlik yazılımı kullanmamak: Birçoğumuz saygın güvenlik yazılımlarının önemli olduğunun farkındayız. Ancak kaç tanesini tüm cihazlarımıza yükledik? Bu genellikle akıllı telefonları ve tabletleri, web sitelerinde, kimlik avı mesajlarında ve mobil uygulamalarda gizli olarak kötü amaçlı yazılımlara maruz bırakır. Dijital yaşamlarımız bizim için giderek daha önemli hale geliyor. Dijital güvenliğe hak ettiği zamanı ve dikkati vererek cihazlarımızı korumalıyız. Tüm bilgisayarların ve cihazların korunduğundan emin olun.

NFT’lerle Pasif Gelir Elde Etmenin 3 Yolu

Bir sanat eseri, müzik, albüm kapağı ve hatta tweetin NFT’sine sahip olmanın benzersiz avantajları bulunuyor. Bu eserlere yatırım yapmak da bu avantajlar aracılığıyla para kazanmayı mümkün kılıyor. NFT gibi varlıklara yatırım yapmak ve paranın yatırımcılar için çalışmasını sağlamak NFT’den pasif gelir elde etmek anlamına geliyor. NFT’lere yapılan yatırımlarla uzun süreli pasif gelirler elde edilebileceğinin altını çizen sosyal NFT Pazar yeri OIX’in CEO’su Doğu Taşkıran, “NFT telif hakları, temelde aynı şekilde çalışır ancak sözleşmeler ve telif hakkı ödemeleri dijital olarak oluşturulur. Bu, herhangi bir içerik oluşturucunun çalışmalarını oluşturabileceği, blok zincirine ekleyebileceği ve gelecekte elde edilecek karın bir yüzdesini almaları koşuluyla satabileceği anlamına geliyor.” ifadelerini kullanıyor.

NFT’lerle Pasif Gelir Elde Etmenin 3 Yolu

NFT’leri stake etmek: Staking, NFT’nizi kilitlemek anlamına geliyor. Staking yapan bir eser sahibi, düzenli şekilde kripto para ödemesi alarak pasif gelir elde edebiliyor. Staking yapmanın tek dezavantajı ise sahibinin pasif gelir elde etmek için NFT’yi tutması gerektiğidir. NFT’nin fiyatı düşerse gelir de aynı oranda düşebilir fakat yine de bu NFT’yi uzun süre tutmayı planlayan bir yatırımcının para kazanması için iyi bir tercih olabilir.

NFT’leri kiralamak: Bir NFT’ye ömür boyu sahip olmak yerine onu kiralamak çok daha kolay ve ucuz bir yoldur. Yatırımcılar, NFT’yi kiralanabilir bir varlık olarak belirleyen bir akıllı sözleşmeye sahip olabiliyor. NFT sahibi, varlığının kiralanabileceği süreyi ve fiyatı kendi belirleyerek tüm süreçlerde söz sahibi oluyor. Buna ek olarak, NFT sahiplerinin kiracıları aramasına gerek yok çünkü blockchain bunu zaten sahipler için yerine getiriyor.

NFT’lerden telif hakkı almak: NFT’leri destekleyen Web 3.0 teknolojisi, içerik oluşturucuların, NFT’leri ikincil piyasada el değiştirdiğinde telif ücreti uygulayan koşullar belirlemesine olanak tanıyor. Diğer bir ifadeyle içerik oluşturucular, eserlerini koleksiyonerlere sattıktan sonra bile pasif gelir elde edebiliyor. Bu yolla eser sahipleri, NFT’lerinin satış bedelinden ömür boyu pay alabiliyor. Örneğin, bir dijital sanat eserinin telif hakkı yüzde 10 olarak belirlenmişse, orijinal yaratıcı, eserinin yeni bir sahibine her yeniden satılışında toplam satış fiyatının yüzde 10’unu alabilir.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Atıf Ünaldı Arşivi