AKP krizden çıkış için turizmcilere güvenmemeli

Son Güncellenme Tarihi: Kasım 24, 2021 / 09:05

Son aylarda içinde bulunduğumuz durumun en basit tanımı; çok büyük bir ekonomik felaketin içine sürüklendiğimizdir.
AKP’nin bir başarı hikayesi gibi sunulan, hormonlu büyüme sürecinin başlarında, uluslararası piyasalardaki para bolluğundan yararlandığı sır değildi. Üstelik benzer ülkelerin tümünden çok daha yüksek faizler ödeyerek, ithalata dayalı yapay mutluluk günlerinin sonuna gelindiğini bilenlerin sayıları hayli fazla.

MHP’nin ani manevrası ile gidilen ani bir seçimle iktidara gelen AKP, geçici başarısını piyasaların çok üzerinde faizler ödeyerek bulduğu dış kaynaklara borçluydu. Ülkenin ekonomik felakete sürüklenmesinin başlıca nedeni ise faizleri düşürmekte diretmesi. Çelişkiye bakar mısınız?

Basına yansıyan bilgiler, AKP’nin, daha doğrusu Sarayın beklentisinin, düşürülen faizlerin iç piyasada talebi arttırması, yükselecek döviz kurlarının ithalatın azalmasına ve ihracatın artmasına yol açacağı yönündeydi. Üstelik “nas” da bu yöndeydi. Faizler inecek, enflasyon düşecekti.

Böylece ülke kısa sürede artacak dövizlerle zenginleşecekti. Unutmadan ekleyelim. Yükselen kurların Türkiye’ye turist gelişlerini arttıracağı ve rekorlar kırılacağı beklentisi de gündemlerinde var.

AKP’lilerin demeçlerini okurken, aklıma eski bir fıkra geldi.

Osmanlı’nın son yıllarında sürekli seferberlik ilan edilir ve davul zurna çaldırılarak, toplanan halka erkek evlatlarını askere göndermeleri için duyurular yapılırmış. Yine bir sefer öncesi pazar yerinde toplanan kalabalıktan yararlanmak isteyen mülazımlar, davullar eşliğinde “Ey ahali duyduk duymadık demeyin. Padişahımız efendimiz seferberlik için asker toplar.” diyerek çağrıda bulunurlar. Ancak çevrede toplananlar üzerinde beklenen heyecanı yaratmaz.

Bir kenarda sakalları yeni terleyen erkek evladı ile bekleyen köylü, elinden tutarak mülazıma yaklaşır ve her kesin duymasını istercesine bağırır. “Bak mülazım der. Bu gördüğün kalan son oğlum. Öbürlerini vatan için feda ettik. Al askere kaydet. Ama benden de padişahına selam söyle. Başka çocuğum yok. Bir daha bana güvenip seferberlik ilan etmesin.”

Öncelikle yükselen döviz kurları yüzünden, gelseler bile yabancı konuklarımız Türk Lirası karşısında satın alma gücü artan paralarının, çok daha az bölümünü harcayacaklardır.

Aslında “pandemi” nedeniyle dünya ekonomisinde azalan üretim ve hızla artan enflasyonun baskısıyla, önümüzdeki en az 3 yıllık dönem için gelişmiş ekonomilere sahip ülkelerde de turizme dönük talebin azalacağı öngörülüyor. Bu olumsuzluk geçtiğimiz 2021 sezonunda, AKP’nin güvenirliği kuşkulu istatistiklerinde bile giderilememişe benziyor.
Türkiye’de turizm sektörünün son yıllarda AKP’nin özellikle dış politikasının olumsuz etkileri yüzünden, ciddi bir değişime uğradığı gerçeğini göz ardı edemeyiz.

Geçmişte toplam ziyaretçi sayıları içinde ağırlıklı OECD ülkeleri vatandaşlarının oranlarının, hızla düştüğü unutulmamalı.

Sıralamalarda; Rus, Alman, Bulgar, Ukrayna ve Azerbaycan’lı turistlerin ilk sıraları paylaşmaları, Bakanlığın açıklamalarında belirtilen kişi başına harcamalardaki yüzde 30’un üzerindeki artışı kesinlikle doğrulamıyor.

Kuşkusuz AKP’nin izlediği dış politikanın, özellikle AB ülkelerinden gelebilecek turist sayısını olumsuz etkilediği de unutulmamalı.

Yukarıdaki fıkraya dönerek bitirelim..

AKP bu krizden çıkış için sakın turizmcilere güvenmesin.

Bahattin Yücel (1949, Nazilli, Türkiye), Türk siyasetçi.

İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümü’nü bitirdi. Türkiye Seyahat Acenteları Birliği Yönetim Kurulu Başkanlığı, XIX. ve XX. Dönem İstanbul Milletvekilliği ile Turizm Bakanlığı yaptı. Evli ve iki çocuk babasıdır. Ayrıca Okan Üniversitesi Danışma Kurulu üyesidir.

Gazete Pencere'yi Google'da Takip Et

Scroll to Top