ALLAH KABUL ETSİN…

Ali Şansalan müsaade etse, 11-11 oynansa bambaşka bitecek bir maçı Trabzon kazandı. Ancak oynanan futbol gösterdi ki Trabzon’un Fenerbahçe’yi Hamsik’in yokluğunda yenmesi pek de mümkün değilmiş. Fenerbahçe büyük bölümünde 10 kişi oynadığı maçta iyi mücadele etmesine rağmen daha çok beraberliği korumaya çalıştı. Hakemler penaltıyla devreye girmese bunu da başarabilecekti, olmadı. Böylece Trabzon liderliği aldı. Böyle bir galibiyete ancak Allah kabul etsin denir.

3 Temmuz komplosundan bu yana Trabzon Fenerbahçe karşılaşmaları sportif bir mücadelenin çok ötesinde tansiyon taşıyor. Elbette bu gerilim tribünlerden başlayarak, oyunculara, hakemlere ve teknik heyetlere yansıyor.
Bu baskıyı yoğun hisseden Pereira ve Abdullah Avcı milli takım arasını hep aynı sorulara cevap arayarak geçirmiştir; “Nasıl bir oyun planımız olmalı, ilk 11’e kimlerle çıkmalıyım?”
İlk 11’lere baktığımızda gördük ki Avcı, Hamsik’in yokluğuna rağmen dizilişini ve klasik planını değiştirmemişti, Pereira da Rossi, Mesut, Valencia ileri üçlüsüyle “galibiyet istiyorum” diyordu.
İki hocanın neler planladığına, ne taktikler geliştirdiğine dair sayfalarca yazmak mümkün. Ama Hocaların ne planladığının 20. Dakikadan sonra hiçbir önemi kalmadı. Çünkü Şansalan iki saçma sarı kart gösterdiği Kim’i atarak, maçın bütün hikayesini değiştirdi.

Maç golle başladı. Trabzon 2. dakikada golü kaçırırken, Fenerbahçe 3. dakikada golü buldu. Rossi’nin gol vuruşu çok şıktı. Golden sonra Trabzon tüm hatlarıyla ileriye çıkınca maç tam da Pereira’nın istediği forma girdi.
Fenerbahçe sık sık hızlı hücum şansı yakalayıp pozisyonlar üretirken en güvendiği defansından darbe aldı. Kim ve Altay kendilerine yakışmayan hatalarla maçın gidişatını değiştirdiler.
Orta sahada çok erken, gereksiz ve saçma bir sarı kart gören Kim, 22. dakikada hızlı Trabzon atağında rakibini ittiği gerekçesiyle 2. sarı kartı görüp oyundan atıldı. Kim’in ilk hareketi faulse bile sarı kart gereksizdi. İkinci sarı kart pozisyonunda Kim’in hareketini bir Trabzonlu yapsa aynı kararı verir miydi hakem Şansalan çok şüpheli ama Kim her iki kartı da görmeyebilirdi.
Kim’in hatası Altay’ın hatasıyla tamamlandı. Kim’in faulünden kaynaklanan serbest vuruşta, Bakasetas’ın şutuna uzanan Altay topu kucağından kaçırınca Trabzon beraberliği buldu,
Oyuncu değiştirmeyen Pereira Kim’in yerine Gustavo’yu çekerek oyuna devam etti. Beraberlikle morallenen Trabzonspor, Fenerbahçe’nin 10 kişi kalmasından da yararlanarak devrenin kalan bölümünün hâkimi oldu. Ancak Fenerbahçe orta sahası ve Valencia geriye yaslanarak rakibine gol şansı vermedi.
İkinci yarıya değişiklik yapmadan çıktı Pereira. Mesela Rossi’nin yerine bir savunma oyuncusu ya da daha geriye dönük oynayabilecek bir orta saha oyuncusu alabilecekken aynı isimlerle devam ederek “galibiyet isteğimden vazgeçmedim” diyordu Pereira.

Fenerbahçe ikinci yarıda bloklar arasını açmadan, birlikte hareket edip takımın boyunu uzatmadan bir kişinin eksikliğini kapatmaya çalıştı. Kanatları da geri çekerek 5-3-1 dizilişine geçen Fenerbahçe, ilerde önce Valencia’yı sonra yerine giren Serdar’ı bıraktı. Rossi hızlı çıkışlarla destek vermeye çalıştı.
Avcı Fener beşlisini yerden ve merkezden geçemeyince Cornelius’u oyuna alarak şansını havadan kanat ortalarla aramaya başladı. Cornelius üst üste pozisyonlara girince Pereira’nın cevabı Tisserand’ı oyuna alıp, Gustavo’yu tekrar orta sahaya çıkarmak oldu.

83. dakikada bu kez devreye VAR’daki Halil Umut Meler girdi. Kale önünde Szalai-Cornelius mücadelesinde hakem Şansalan korneri gösterdi ancak Halil Umut Meler’in çağrısı üzerine VAR’a giderek, penaltı noktasını gösterdi.
Trabzon önce penaltıyla öne geçti, ardından beraberlik için yüklenen Fenerbahçe’nin eksikliğinden yararlanarak üçüncü golü buldu. Böylece hakem kararlarının belirleyici olduğu bir maçla Trabzon liderliği almış oldu. Tribünlerin tamamen etkisinde kalan hakem Ali Şansalan zaman zaman Trabzonlu futbolcuların agresif itirazlarına fazlasıyla tahammüllü davrandı. Nwakaeme’nin el kol sallayarak attığı fırçalar karşısında ilkokul öğrencisi masumiyetindeydi. Oysa aynı hakem Gustavo’ya tek itirazında sarı kart göstermekte hiç tereddüt etmedi.
Fenerbahçe futbolcularının özellikle Crespo, Osayi ve Ferdi’nin mücadelesine söylenecek söz yok. Mesut Özil de çıkana kadar mücadelesiyle defansa yardım ederek her koşulda ilk 11’de yeri olduğunu gösterdi.
Şu maç 11-11 oynansaydı, iddia ediyorum bu yılın en keyifli karşılaşması olur, futbol severler keyifle izlerdi. Ancak Ali Şansalan ve Halil Umut Meler müsaade etmedi.

TRİBÜNÜN MUHALEFET ŞERHİ; DÜDÜĞÜNÜ AS ŞANSALAN / İBRAHİM CAN

İki hafta önce Rizespor-Galatasaray maçında Djagne'nin üst üste 4 faul yaparak attığı Galatasaray'a galibiyet getiren golü geçerli sayan Türk hakemleri, dün de faul olduğu bile tartışmalı pozisyonda Fenerbahçe'yi 10 kişi bırakarak bir kez daha futbolu öldürdü.
Aynı mümtaz şahsiyet, kendi yüzüne tam 1 dakika bağıran Nwakaeme'yi seyretti. Nwakame elini kolunu sallarken küfür etse (yoksa etti mi kendi dilinde) ses etmeyecek Ali Şansalan, sadece iki üç cümleyle itiraz eden Gustavo'ya sarı kart verdi.
Sözün özü kendileri rezalet bir hakem. Hatta kendisi iki oyuncunun tartışmasını omuz atarak durdurdu. Fantezili bir dünyası var belli ki kendisinin.
Fenerbahçe tribünleri hem üzgün hem öfkeli. Pek çok kişi Başkan Ali Koç’un bu adama düdüğünü astırması için ne gerekiyorsa yapmasını istiyor. Hiç umudum yok, Ali Koç yapmaz böyle şeyler. Tavsiyem Ali Şansalan’a; Hoca eve git, maçı baştan sona seyret, yaptığın hataları gör, sonra “ben şu mübarek akşam Fenerbahçe’nin hakkını yemişim, bırakıyorum bu mesleği” deyip, düdüğü as.
Yahu olmaz biliyorum ama bu da benim hayalim, fantezim olsun, ne var?.
Bu ligde belli ki asla hakem kararı standartı olmayacak. Her hakem istediğini doğramaya devam edecek. Belki de MHK kapatılıp, sorunun çözümü UEFA’ya devredilmeli. Yıllardır çözülemeyen sorunun tek çaresi bu gibi gözüküyor, çünkü anlaşıldı ki biz Türkler bu hakemlik işini beceremiyoruz. Maçla ilgili ne denebilir ki? 70 Dakika haksız yere eksik oynamak zorunda kalan bir takımın futboluyla ilgili ne yazılabilir ki? Yazık bizim çocukların emeklerine.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Ümit Sezgin Arşivi