Medyayı takip ediyorum, gazeteleri, televizyonları.. Özellikle iktidara yakın medya dünyada ne olup bittiğini en küçük ayrıntısına kadar veriyor..
Mesela ABD çok zor durumdaymış.. İşsiz maaşı için başvuranların sayısı, 30 milyonu aşmış.. Başvurmayanlarla birlikte rakam akıl almazmış.. Bu yüzden Trump çok zor durumdaymış.. ABD’nin toplanması çok zaman alacakmış..
Avrupa’nın devi Almanya’nın da durumu içler acısıymış.. Bu yıl yüzde 6 ile yüzde 6.5 oranında daralma bekliyorlarmış.. Kısa süreli mesai başvuranların sayısı şimdiden 10 milyonu geçmiş.. 2008 krizinden sonra bile 2009’da başvuru sayısı 3 milyon 300 bin olmuş.. Şimdi bunun üç katı diyorlar.. Almanya Ekonomi Bakanı 2022 yılında kriz öncesi durumu yakalayabiliriz demiş..
İspanya ve İtalya’yı hiç saymıyorum.. Onların hali perişanmış.. Bu yıl turizm de yok!.
•••
Haber kanallarını izliyorsunuzdur.. Büten başlıyor, o başkent, bu başkent dolaşılıyorlar.. Önce Washington’a, sonra Roma’ya, Madrid’e, Paris’e Brüksel’e.. Muhabirler oradaki içler acısı durumu anlatıyor.. İşsiz dayanılmaz boyutlara geldiğini, ekonominin durduğunu, sağlık sisteminin çöktüğünü söylüyor..
Hemen her gece neredeyse her kanalda aynı cümlelerle bu yayınlar yapılıyor.. Bu arada aklıma geldi, Moskova’yı nedense pas geçiyorlar.. Putin’in Erdoğan’la arası iyi diye kıyak yapıyorlar herhalde!..
Bizler de koltuklarımıza yaslanıp ayaklarımızı uzatarak dünyanın ve Avrupa’nın içler acısı halini yüreğimiz parçalanarak izliyoruz..
‘Güya güçlü devletlerdi bir virüs tuş etti’ diye bıyık altında gülenler de var, içten içe sevinenler de..
Haber kanalları bütün başkentlere bağlanıyor ama Ankara’ya bir türlü sıra gelmiyor..
Tabii ki, Sağlık Bakanı ’nın açılamaları canlı canlı veriliyor.. İyileşen sayısının vaka sayısını geçtiğini anında öğreniyoruz..
Tabii ki Maliye Bakanı kamu alacaklarının üç ay ertelendiği anında duyuruluyor..
Tabii ki kredi musluklarının açıldığı isteyene borç verileceği davul zurnayla ilan ediliyor..
Bu ayrı.. Ankara’ya bağlanıp diğer başkentlerde olduğu gibi ekonominin gidişatı anlatılmıyor, benim dediğim bu..
Devlet büyüklerine halimiz nedir diye sorulmuyor, sorulamıyor.. Çünkü iktidar ‘Allah’ın izniyle güçlenerek çıkacağız’ diyerek ilk günden raconu kesti..
İyi de bu iş nasıl olacak? Nasıl güçlenerek çıkacağız? Tepemize gökten dolar mı yağacak? ( TL yağsa pek işe yaramıyor da ) Almanya yüzde 6 küçülecekmiş, biz de küçülür müyüz, onlar küçülürken biz büyür müyüz?
İktidar bu konuda sır vermiyor.. Petrolün varili 60 dolardan 20 dolarla indi bu bizi kurtarır rehaveti içindeler.. Veya rehavet içinde değiller de parasızlıktan adım atacak halleri yok.. Barutları bitmiş gibi duruyorlar..
ABD’de şimdiden 30 milyon işsiz var.. Biz de işsiz sayısı kaç? Kaçtı kaça çıktı.. Resmi rakama göre 4 milyon 500 bin işsizimiz vardı, 6, 7 milyonu bulmuş mudur? Resmi rakam diyorum çünkü genel anlamda işsizliğe tablosu çok farklı.. O tabloya göre zaten 7.5 milyon işsizimiz vardı, 10 milyona çıkmış mıdır?
Bunlar konuşulmuyor.. Bu konu haber kanallarının ilgisini çekmiyor.. Bir gecelerini bu meseleye ayırıp enine boyuna tartıştırmıyorlar..
Korona sonrası bizi ne bekliyor, iktidarın ne tür hazırlığı var, ekonomide çarkların yeniden dönmesi için planı ne? Bilmiyoruz..
Almanya’nın durumunu biliyoruz, kendi halimizden haberimiz yok..
Tek bildiğimiz; güçlenerek çıkacağımız.. Neredeyse ‘iyi ki geldin Korona’ diyeceğiz.. Sayende güçleneceğiz!.