ALTAY’IN GÖZYAŞLARI VE ÖTESİ..

Fenerbahçe ve Beşiktaş arasında fark yaratan isim Aboubakar’dı. Takımını ilerde tuttu, baskı yaptı, pozisyonlar üretti. Fenerbahçe forvetleri ise etkisiz elemanlardı. Fenerbahçe’yi ayakta tutan isim ise kaleci Altay’dı. Erol Bulut da yine 70 dakika pasif futbola seyirci kaldı.
Fenerbahçe taraftarı bir yandan çok istekli öte yandan umutsuzdu maç öncesi. Hazır Galatasaray yenilmiş, sen de Beşiktaş’ı yenersen yeniden potadasın, hem de iddialı biçimde… Doğru ama bunu kim yapacak, hangi hoca yaptıracak?.. Aslında kadrolardan çok hocaların karşılaşması olarak bakmak mümkündü. Dar kadro ve zor koşulara rağmen başarıyla takımını yarışta tutan ve şampiyonluk adayı haline getiren Sergen mi, yoksa sezon başından beri en avantajlı koşullara rağmen bir türlü istenilen futbolu oynatamayan, her hafta aynı hataları ısrarla yapan Erol Bulut mu?
Her iki hoca için de hayati bir maçtı. Erol Bulut bu maçı da kaybederse koltuğunu korumakta zorlanacağını, Sergen ise şampiyonluk yolunda çok büyük bir fırsatı kaçıracağını biliyordu.
Maç süresince Sergen daha gergin görünen isimdi. Hakemin hemen her kararında hoplayıp zıplayan Sergen, oyuncularının bile itiraz etmediği pozisyonlarda hakeme elini kolunu sallayarak tepki gösterdi. Zaten bu çirkin tavır hızla Sergen’in üslubu haline geliyor.
Fenerbahçe yine temkinli başladı. Gustavo ile İrfan Can ilk kez maça birlikte başlarken üç haftadır kadro dışı bırakılan Caner’in bu maçla kadroya ve ilk 11’e dönmesi de önemli bir nottu. Tabi Fenerin son dönemdeki en büyük sorunsalı “santrafor kim oynamalı?”. Doğru cevabı yok bu sorunun. Kim oynarsa seyircinin aklında oynamayan kalıyor. Bu kez Bulut tercihini Samatta’dan yana kullanmıştı. Tüm pozisyonlarda, özellikle de kontrataklarda Samatta ileri hamle yapmak yerine yanına adam bekleyince, “Thiam mı olmalıydı?” sorusu akla geldi. Ama Thiam’ın da Cisse’nin de bir işe yaramadığını herkes biliyor.
İlk yarı boyunca genel olarak etkisiz kalan Fenerbahçe’de Valencia 14 dakikada, akıllı bir pas verdi, topu aynı güzellikte alan Osayi, kaleci Ersin’e takıldı.
Maç başından itibaren aksayan Nazım 24 dakikada ilerde topu kaptırınca, hızlı gelişen atakta önce Aboubakar hemen ardından Atiba kaleciyle karşı karşıya kaldı. Her ikisinin vuruşlarında gole izin vermeyen kaleci Altay’dı. Aynı Nazım, bir de 36 dakikada kaleci ile karşı karşıya pozisyonda topu üstten auta attı.
Beşiktaşta Aboubakar, Fenerbahçe’de Osayi Samuel’in öne çıktığı ilk yarı golsüz tamamlandı.
İkinci yarı Beşiktaş’ın serbest vuruştan kazandığı golle başladı. Szalai ve Gustavo’nun ortasına düşen topa kafa vurabilen Beşiktaşlı Vida oldu.
Oyuna Serdar’ın yerine giren Tisserand 60. dakikada Aboubakara “buyur geç” dedi ama kaleci Altay bire bir pozisyonda topu almayı başararak hem Tisserand’ı hem takımı kurtardı. Bir dakika sonra Sosa’nın serbest vuruşunda takımını kurtaran bu kez Beşiktaş Kalecisi Ersin’di.
Fenerbahçe’de ayakta kalan oyuncular Caner ve Pelkas’tı, sonradan giren Sosa da katkı vermeye çalıştı. Erol Bulut tüm oyuncu değişiklik haklarını kullandı ama sonradan giren isimlerden beklediği katkıyı aldığını söylemek zor.
Maç tam bitti derken 89. dakikada oyuna sonradan giren Ozan, ceza sahası dışından muhteşem bir vuruşla beraberliği yakaladı. Uzatma dakikalarında yakaladığı pozisyonlardan birini kullanabilse Sarı Lacivertliler maçtan galibiyetle de dönebilirdi.
Sonuçta Fenerbahçe mutlak kazanması gereken bir maçtan beraberlikle döndü. Bu sonuçtan memnun olan tek Fenerbahçeli Erol Bulut olsa gerek… Yüreğimizi ısıtan ise Altay’ın maç sonundaki gözyaşları oldu; Seni seviyoruz çocuk.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Ümit Sezgin Arşivi