Amasra maden faciasının tüm sorumluları için soruşturma talebi

Amasra maden faciasının tüm sorumluları için soruşturma talebi
Türkiye Taşkömürü Kurumu’na ait Amasra Taşkömürü İşletme Müessesesi’ndeki maden faciasıyla ilgili, Çağdaş Hukukçular Derneği (ÇHD) üçüncü gözlem raporunu yayınladı. Patlamadan bir gün sonra bölgeye giden ÇHD...

Türkiye Taşkömürü Kurumu’na ait Amasra Taşkömürü İşletme Müessesesi’ndeki maden faciasıyla ilgili, Çağdaş Hukukçular Derneği (ÇHD) üçüncü gözlem raporunu yayınladı. Patlamadan bir gün sonra bölgeye giden ÇHD heyeti bölgedeki çalışmalarını aralıksız sürdürüyor. Madende yapılan keşiflere de katılan heyet yayınladığı ilk raporda şüpheliler hakkında maden bölgesine girme yasağı talep etmiş ve delillerin karartılması riskine dikkat çekmişti. İkinci raporda ise sistematik ihmaller sıralanarak kazanın “bir işçinin hatası” olmadığı vurgulanmış, yetkililerin sorumluluğu hatırlatılmıştı.

ÇHD yayınladığı son raporunda ise faciaya ilişkin yürütülen soruşturmanın genişletilmesi gerektiğini vurguladı. Raporda TTK, MAPEG, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı yetkililerinin de soruşturmaya dahil edilmesi gerektiği ifade edildi.


ÇHD’nin yayınladığı rapor şöyle:
“14.10.2022 günü Türkiye Taşkömürü Kurumu’na ait Amasra Taşkömürü İşletme Müessesesi’nde 41 madencinin hayatını kaybettiği katliama ilişkin araştırma yapmak üzere görevlendirilen bilirkişi heyeti 31.10.2022 tarihinde ön raporunu açıklamıştır. Üç maden yüksek mühendisi, bir jeoloji yüksek mühendisi, bir jeofizik yüksek mühendisi, bir elektrik yüksek mühendisi ve bir makina mühendisi-iş sağlığı güvenliği uzmanı tarafından hazırlanan raporun; soruşturma kapsamında elde edilen belgelere, farklı tarihlerde yapılan iki yerüstü keşif işleminden elde edilen bilgilere, tanık ifadelerine ve bir kısım şüphelinin ikrar mahiyetindeki beyanlarına dayandığı görülmektedir.


İHMALLER HATIRLATILDI
31.10.2022 tarihli raporda; patlamanın etki alanı ve verdiği hasar (30+ madencinin darbe ve yanığa bağlı ölümü) nedeniyle tek başına grizu patlaması olamayacağı, ortamdaki metanın kömür tozu ile birlikte ve/veya zincirleme şekilde yanarak toz patlamasını tetiklediği belirtilmiştir. Üretim alanlarındaki hava hızının, havanın varlığını hissetmenin bile mümkün olamayacağı kadar düşük olduğu tespit edilmiştir. Düşük hava hızına sahip üretim galerilerinde katmanlı metan birikiminin olası olduğu değerlendirilmiş; geçmiş dönemlerdeki metan pik değerlerine ait sensör kayıtlarına düşülen notların gerçeği yansıtmadığının altı çizilmiştir. Yakın dönem içerisinde uzun süreli metan yükselmeleri olduğu, aynı döneme ait üretim kayıtları ile karşılaştırıldığında metan yükselmelerinden dolayı üretimin durdurulmadığı tespit edilmiştir. Ocakta yaşanan patlamanın etki alanı ve şiddeti beraber değerlendirildiğinde; havalandırmanın iyileştirilmesine dair yatırım projelerinin hayata geçirilmemesinin, metan drenajı yapılmamasının ve madenin güvenli hâlde işletilmesi için gerekli yatırımların yapılmamasının olayın yaşanmasında temel neden olduğu ve bu hususlar açısından aslî sorumlunun Türkiye Taşkömürü Kurumu (TTK) olduğu vurgulanmıştır. Amasra TİM bünyesinde ise kömür tozuna dair önlem alınmamasına, yeterli teknik personel çalıştırılmamasına, acil durum ve iş güvenliği eğitimlerindeki eksikliklerin katliama etkisine işaret edilmiştir. ÇSGB ve MAPEG denetçilerinin ise denetim faaliyetlerini yerine getirmedikleri için sorumlu olduğu tespit edilmiştir.

ASLİ SORUN RİSKLİ ÇALIŞMA ALTYAPISI
Patlamanın etki alanı ve şiddeti gerçek ve aslî sorunun riskli çalışma altyapısında olduğunu göstermektedir. Bilirkişiler tarafından tespit edilen tehlikeli durumlar geçmiş yıllarda yapılan Sayıştay denetim raporlarına da yansımıştır. Ocak içerisindeki tehlikeli çalışma ortamı öngörülmüş olmasına karşın; TTK ve Amasra TİM Yönetimi tarafından mevcut tehlikelere tamamen kayıtsız kalınmış ve önlem alınmamıştır. İşçi sağlığı ve güvenliğini hiçe sayan, madencilerin hayatlarını önemsemeyen, altyapı yatırımı olmaksızın sadece üretim odaklı bir çalışma yöntemi benimsenmiştir.

İŞÇİ SAYISININ AZALTILMASININ YARATACAĞI TEHLİKELERE KAYITSIZ KALINMIŞTIR
Bu aşamada TTK Genel Müdürü ve TTK Müesseselerden Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı'ının sorumluluğuna ek olarak, mevzuat gereği yapılması gereken fakat yapılmayan veya eksik yapılan hususlar açısından TTK yönetim kademesindeki diğer yöneticilerin sorumluluklarının da tespit edilmesi gerekmektedir. Yine işçi sayısının yıllar içinde sistematik olarak azaltılması yönetimsel ve politik bir tercih olarak karşımıza çıkmakta olup bu durumun yaratacağı olası tehlikeler tespit edilmiş olmasına karşın kayıtsız kalındığı açıktır.

SORUMLULAR SIRALANDI
Katliamın meydana gelmesinde sorumluluğu bulunanlar yalnızca tutuklanan kişilerle sınırlı olmayıp 41 maden işçisinin ölümüne neden olan patlamanın meydana gelmesinde sorumluluğu ve kusuru tarafımızca tespit/tarif edilen Müessesenin Yönetim Komitesi’nde yer alan üyeler; TTK Genel Müdürü, müesseselere bakan üretimden sorumlu TTK Genel Müdür Yardımcısı ve TTK Genel Müdürlüğü’nde ilgili görevlerde bulunan diğer görevliler; MAPEG Genel Müdürü ile Müdür Yardımcıları ve MAPEG Ruhsat Denetleme Dairesi Başkanlığı görevlileri; Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı; Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı Rehberlik ve Teftiş Başkanlığı görevlileri ile bu Bakanlıklarda ilgili görevlerde bulunan görevliler başta olmak üzere diğer tüm sorumlular hakkında derhal soruşturma başlatılmalıdır”

SUÇLAMA: TAKSİRLE ÖLÜME SEBEBİYET VERME
Amasra Cumhuriyet Başsavcılığınca tutuklanmaları istemiyle sulh ceza hakimliğine sevk edilen 24 şüpheliden şu isimler, 31 Ekim’de tutuklandı: Amasra Taşkömürü İşletmesi Müessese Müdürü Cihat Özdemir, Müessese Müdür Yardımcısı Salih Atmaca, İşletme Müdürü Selçuk Ekmekçi, İşletme Üretim Başmühendisi Mehmet Tural, İş Sağlığı ve Güvenliği Eğitim Müdürü Volkan Soylu, Emniyet Mühendisi Şahan Kahraman, 1. Kartiye Üretim Mühendisi İbrahim Hakan Mengeç ve 2. Kartiye Üretim Mühendisi Levent Aydın. Tutuklanan şüphelilere, “bilinçli taksirle birden fazla insanın ölümüne ve yaralanmasına neden olmak” suçlaması yöneltildi. Şüphelilerden idari müdür S.S.B, elektrik mühendisi H.O, emniyet şefi F.G, ikinci kartiye şefi Ş.K, hazırlık şefi S.Y, elektromekanik şube müdürü M.G, elektrik servis şefi O.Ö, makine mühendisi Ş.O. ve makine mühendisi M.A. ise savcılık sorgusundan sonra serbest bırakıldı. Adli kontrol talebiyle hakimliğe çıkarılan şüphelilerden elektromekanik baş mühendisi S.Ö, jeoloji mühendisi H.O.K, maden mühendisi R.O, salıverildi. Maden mühendisi H.G. ve sondaj şefi T.U, emniyet vardiya nezaretçisi M.O ve maden teknikeri M.Ö. de adli kontrol şartıyla serbest kaldı.