Amerika’daki ırkçı cinayetlerde ‘4 beyaz polis’ tesadüfü!

Son Güncellenme Tarihi: Mayıs 29, 2020 / 02:40

Amerika şu günlerde George Floyd’un ölümü ile çalkalanıyor.
Kendisini gözaltına alan 4 beyaz polisten biri olan Derek Chauvin’in boynuna dizini koyması sonucu boğularak ölen Floyd’un dakikalar süren ‘nefes alamıyorum’ yalvarışı kulaklardan silinmiyor. Polisin eli cebinde, suratında müstehzi bir gülüşle boynuna bastırdığı Floyd’un ölüm anı görüntülenmemiş olsaydı eğer, bu ölümün de üzeri kapatılacaktı. Kameranın faydaları işte… (Tıpkı Adana’da polisin dur ihtarına uymadığı için bacağından vurulduğu açıklanan ama kalbinden vurulup olay yerinde öldüğü kamera kayıtlarıyla ortaya çıkan 17 yaşındaki Suriyeli Ali Em Hemdan gibi. Hatırlarsanız, valilik önce ‘kaza’ açıklaması yapmıştı.)
Floyd’un ölümünün ardından Amerika’da Minneapolis eyaletinden başlayıp tüm ülkeye yayılan ırkçılık karşıtı gösteriler sonrası Minneapolis Belediye Başkanı Jacob Frey olaya karışan dört polisin kovulduğunu sosyal medya hesabından duyurdu.
Bu ‘dört beyaz polis’ işi enteresan.
•••
Netflix, yapımcılığını George Clooney, Grant Heslov ve Jeffrey Toobin’in üstlendiği ‘Medyatik Davalar’ adlı mini bir belgesel yayınlandı. 6 bölümlük belgeselin her bir bölümde Amerika’nın gündemine oturmuş en medyatik davaları hatırlatıp, taraflarıyla röportajlar yapıyorlar. Medyanın davalar üzerindeki gücünü ve o dönem yaşanılanları anlatıyorlar.
Niye 4 polis işi enteresan dedim, çünkü Amerika daha önce yine 4 beyaz polisin karıştığı bir cinayetle sarsılmıştı.
Her bölümü birbirinden ilginç ‘Medyatik Davalar’ belgeselinin bölümlerinden birinde işte o cinayet de var. Gineli bir göçmen olan ve Amerika’ya bilgisayar eğitimi için gelen Amadou Diallo 4 Şubat 1999’da Bronx’ta ‘yine’ 4 beyaz polis tarafından kendi evinin sokak kapısında öldürülüyor.
Bu 4 beyaz polis, evinin kapısını açmaya çalışan gencecik siyahi öğrenciye tecavüzcü olduğu şüphesiyle bir değil, beş değil tamı tamına 41 kurşun sıkıyor.
•••
Ve sonuçta ne oluyor biliyor musunuz? Jüri, silahsız bir gence 41 kurşun sıkan bu 4 beyaz polisin suçsuz olduğuna karar veriyor. Tıpkı bugün Floyd’da yaşandığı gibi bu 4 polise de işten el çektiriliyor, olayın peşini bırakmayan aileye tazminat ödeniyor ve konu kapatılıyor. (Amadou Diallo’nun ailesi Amerikan hükümetinden aldığı tazminatla bugün pek çok öğrenciye burs veriyor.)
Belgeselde izliyoruz ki Amadou cinayetinden sora bütün ülke ayağa kalkıyor, gösteriler yapılıyor ancak aradan geçen onca yılda bu ırkçılık konusunda bir arpa boyu yol alınamıyor.
Sadece polisler mi ırkçı? Hayır, Amerikan toplumunun genlerine işlemiş siyahilere şüpheli gözüyle bakmak.
•••
Daha bir ay önce, Amy Cooper adlı ‘beyaz’ kadın Central Park’ta köpeğini gezdirirken, köpeğine tasma takması konusunda uyarıda bulunan kuş gözlemcisi Christian Cooper’ı ‘Bir Afroamerikan adam hayatımı tehdit ediyor’ diye polise şikâyet etti. Kadın sanki saldırı altındaymışçasına nefes nefese polisi arayarak, üstüne basa basa karşısındaki adamın Afroamerikalı olduğunu ve kendine zarar vereceğini söylerken adamcağız bu anları cep telefonu kamerasıyla görüntülemeseydi kim bilir başına neler gelirdi…
Görüntüler ortaya çıkınca Cooper hem adamdan hem halktan özür dilemek zorunda kaldı ancak bu özür, işinden atılmasına engel olamadı. Üstelik kendisi ırkçılık yaparken önünde çırpınan köpeğini de boynundaki tasmasından çekiştirdiği için köpeği de kendisinden alınıp barınağa verildi.
•••
Daha önce hakkında 10’a yakın şikâyet olan, biri ölümle sonuçlanan üç davada soruşturma geçiren, ücretsiz izne çıkarılan ve bir kez de cesaret madalyası alan 19 yıllık polis memuru Derek Chauvin’in evinin önüne giden bir grup, gösteri düzenledi. Irkçılığa karşı çıkanlar, Chauvin’in evinin önüne ‘katil’ yazarken, ‘Kötülük bu rozetin arkasında’ ve ‘Nefes alamıyorum’ yazılı pankartlar da bırakıldı. Muhtemelen Chauvin de diğerleri gibi bu işten aklanır ve kısa süre sonra Amerika’nın bir başka yerinde yine 4 beyaz polis memurunun bir siyahiyi öldürdüğü ya da şiddet uyguladığı haberini duyarız. Çünkü Malcolm X’in de söylediği gibi, ırkçılık bir ideoloji değil çaresi bulunamayan psikolojik ve yaygın bir hastalık. Ve maalesef ki bu hastalık dünyanın hemen her ülkesine tıpkı Covid 19 gibi yayıldı…

İpek Durkal

Mesleğine Milliyet Gazetesinde başladı. ATV Haber’de muhabir olarak çalıştı. Ardından Star, Sabah, Takvim ve Hürriyet gazetelerinde editör, yönetici ve yazar olarak görev yaptı. Çeşitli dergilerin yazı işleri müdürlüğünün yanı sıra Show Radyo’da ve Best FM’de program yaptı. Star TV’de Duymayan Kalmasın, Türkmax’ta Her Şey Tadında, Show TV’de Yeni Bir Gün, FOX TV’de Nilgün Belgün ile Yeni Bir Gün adlı programlarla ekrana geldi.

İpek Durkal, Habertürk gazetesi ve Arkas News’te köşe yazılarına devam ediyor.

Gazete Pencere'yi Google'da Takip Et

Scroll to Top