Amerika’daki öğrenciler

Son 15 yıl Türkiye’de akademisyen olarak çalıştıktan sonra geçtiğimiz dönem George Washington Üniversitesi’nde (GWU) ziyaretçi öğretim üyesi olarak bulundum. Bu bana Amerika’daki üniversite öğrencileri ile ülkemizdeki öğrencileri kıyaslama fırsatı verdi. (Ülkemizdeki öğrenciler derken belirli bir üniversiteyi kastetmiyorum; Türkiye’de birçok üniversitede ders verdim ve birçok okuldan akademisyen ile iletişim halindeyim.) Bu ülkede yıllardır yetkin gençlerin yetiştirilmesi için çaba gösteren birisi olarak bu karşılaştırmanın amacı eksiklerimizi ortaya koyup daha iyisini yapmamıza destek olmak.
Benzerlikler: GWU çeşitli sıralamalarda ilk 100’e giren bir okul. İşletme fakültesindeki öğrencilerinin bilgi, zeka ve yetenek açılarından bizim iyi üniversitelerimizdeki öğrencilerden farklı olduğunu söylemek zor. Bu önemli benzerlikler sonrası üzülerek bazı derin farklılıklardan söz etmem gerek.
Sınıf: GWU yabancı öğrencilerin en çok tercih ettikleri okullardan birisi. Dolayısıyla, sınıfta birçok farklı ülkeden öğrenci var. Fakat hepsi İngilizceyi gayet iyi anlıyorlar ve konuşabiliyorlar. Ülkemizde ise uluslararası öğrenci oranı düşük ve öğrencilerimizin İngilizce seviyeleri birbirlerinden epey farklı olmakla birlikte ortalama seviye oldukça düşük.
Derse devam: GWU’da verdiğim ders pandemi nedeniyle çevrimiçi olmasına rağmen, derse devam oranı %90’ın üzerinde idi. Ülkemizde bu oran %50’yi geçince hocalar seviniyor.
Derste katılım: GWU’da soru sorduğunuzda birkaç öğrenci birden cevap vermek için el kaldırıyor. Öğrenci “Hocam burayı anlamadım, tekrarlar mısınız?” demeye çekinmiyor. Takım çalışması için guruplara gönderdiğimde harıl harıl çalışıyorlar. Ülkemizde ise öğrencilerin büyük çoğunluğu derste ne soru soruyor ne de sorulara cevap veriyor. Takım çalışmalarında ise genellikle sessizlik hakim.
Merak: GWU’daki öğrenci anlattığınız konunun uygulamalarını merak ediyor ve bir sektörden veya şirketlerden bahsettiğiniz zaman pür dikkat dinliyor. Ülkemizde ise öğrencilerin merakını çekebilmek epey daha zor.
Sorumluluk: GWU’da dersten erken çıkmak durumunda olan öğrenci dersten önce bilgilendirme mesajı atıyor. Birkaç derste sessiz kalan bir öğrenciden gelen “Hocam aslında ben aktif bir öğrenciyim ama bu aralar çeşitli sorunlar yüzünden derste sorularınıza pek cevap veremediğim için özür diliyorum.” mesajını unutamam.
Ödevler: GWU’da ödevi zamanında teslim etmeyen öğrenci neredeyse yoktu ve sınıfın %90’ından fazlası ödevlerin hepsini zamanında yaptı. Bunun yanında, derslerde bir sonraki ders için önerdiğim okuma veya çalışmayı yaparak derse hazır gelen öğrenci oranı da çok yüksekti.
Hakkını arama: GWU’da ödevden %90 alan bir öğrenci çözüme baktıktan sonra aklına yatmaz ise neden puan kaybettiğini soruyor. Ülkemizde ise birçok öğrenci çözüme bile bakmıyor ve arka arkaya birkaç ödevde aynı hatayı yapabiliyor.
Kopya: GWU’da aynı dersi alan 3 sınıfa aynı gün farklı saatlerde sınav verebiliyorsunuz. “Sınav sorularını konusunda bütün gün başkaları ile konuşmayacağıma şeref sözü veririm” şeklinde bir cümleye tıkladıktan sonra bu sözlerini tutuyorlar. Çevrimiçi sınavda öğrenciler dosyayı indirip sistemden çıkıyorlar. Süre dolunca dosyayı sisteme yüklüyorlar. Ülkemizde ise öğrencilerin kopya çekmemesi için çok ilginç yöntemlere başvuruluyor. Amerika’da kopya utanılacak bir hırsızlık olarak görülüyor, ama maalesef bizde epey yaygın.
Ofis saati: GWU’da yardıma ihtiyacı olan öğrenciler yardım talep ediyorlar ve ofis saatine gelip soru soruyorlar. Pazar günü yardım isteyenler bile oluyor. Burada ise öğrenciler hiç talepkar değil ve ofis saatine sadece en iyi öğrenciler daha fazla öğrenebilmek için geliyorlar.
Yetkinlikler: GWU’daki öğrencilerin büyük çoğunluğunun eleştirel düşünme, problem çözme, yaratıcılık, takım çalışması, işbirliği, teknoloji okuryazarlığı gibi temel yetkinlikleri ilk ve ortaöğretimde ülkemizdeki öğrencilere göre daha fazla geliştirilmiş olduğundan, daha hızlı öğrenip daha fazla yol alabiliyorlar.
Başarı: Daha iddialı, azimli ve disiplinli olduklarından ve yetkinlikleri daha geliştirilmiş olduğundan GWU öğrencileri sınavlarda epey iyi notlar alıyorlar. Benzer sınavlarda bizim öğrencilerimize fark atıyorlar.
Hedef koyma: GWU’daki öğrencilerin hangisine “mezun olduktan sonra planın nedir?” sorusunu sorarsanız sorun, tatmin edici bir cevap alabiliyorsunuz. Ülkemizde ise kariyer planlama pek yapılmıyor.
Geleceğe bakış: Kanımca en büyük farklılık burada. Amerikalı öğrenci mezun olduktan sonra rahatlıkla iş bulabileceğini, hakkı olan ücreti ve terfileri alabileceğini, belirli bir süreden sonra istediği sektörde ve istediği kurumda çalışabileceğini ve sadece liyakat ile yükselebileceğini biliyor. Bu yüzden gelecek kaygısı çekmiyor. Eğer çalışırsa istediği yere gelebileceğini biliyor. Ülkemizde ise öğrenciler (hele son yıllarda) çok kaygılı ve umutsuz. Ülkede hukukun üstünlüğü, güçler ayrılığı, bağımsız medya, özgür üniversite, güçlü sivil toplum gibi demokrasinin ön şartlarının zaman içinde iyice zayıflatıldığını görüyorlar. Ekonomik kriz öncesinde bile arz-talep dengesizliği ve iş dünyasının beklentileri ile uyumsuz eğitim yüzünden üniversite mezunlarının birçoğunun işsiz kaldığını biliyorlar. Dolayısıyla oldukça üzgün ve bezginler. Bu da motivasyon ve performanslarını ciddi olarak etkiliyor.
Bu ziyaretçi öğretim üyeliği deneyimi sayesinde birçok konuda az-çok bildiğim şeyler bir kez daha yüzüme çarpıldı ve ülkem için daha fazla çalışmamız gerektiğini gördüm. Eğitim sistemine girişte dünyadaki diğer çocuklar ile aynı seviyede olan öğrencileri böylesine geri bıraktıran ve dolayısıyla ülkenin geleceğine kötülük eden bu sistemi el birliği ile değiştireceğiz.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Erhan Erkut Arşivi