ANDREY KONCAHALOVSKIY’DEN “SEVGİLİ YOLDAŞLAR” (DEAR COMRADES !)

“Sevgili Yoldaşlar”, Andrey Konchalovsky’nin dünya prömiyerini Venedik Film Festivali’nde yaptığı son filmi. Ünlü yönetmen bu filmiyle Venedik’te “Jüri Özel Ödülü”nü kazandı ve 93. Oscar Ödülleri’nde Rusya’nın “Uluslararası Film Oscarı” adayı oldu.

YÖNETMEN ANDREY TARKOVSKI İLE TANIŞMA

Andrey Konchalovskiy, sanatçı bir ailenin, şair anne ve babanın oğlu olarak 1937’de Rusya’da doğdu. Müzik sanatına ilgi duyuyor ve bu alanda ilerlemek istiyordu. Bu amaçla piyano çalmayı da öğrenmişti. Diğer yandan sinema aşkı ağır basınca yönünü değiştirip sinemada ilerlemeye karar verdi.  Dünyanın en önemli sinema okullarının başında geldiği kabul edilen VGIK’e girdi.

Bu önemli okulda yönetmen Mikhail Romm’un öğrencisi oldu. Onun yaşamının dönüm noktalarından birisi ise dünya çapında önemli bir yönetmen ve pek çok sinemacıyı etkilemiş olan Andrey Tarkovski ile tanışması oldu. Tarkovski’nin “İvan’ın Çocukluğu” (Ivans’s Childhood-1962) ve “Andrei Rublev” (Strasti po Andreyu-1966) isimli filmlerinde, onunla çalıştı.

İLK FİLMİ CENGİZ AYTMATOV UYARLAMASI

Andrey Konchalovskiy’nin yönettiği ilk film, ünlü Kırgız yazar Cengiz Aytmatov’un Ekim devrimi sonrasında Güney Rusya’yı anlattığı kitabı “The First Teacher”ı (Pervyy Uchitel-1965) sinemaya uyarlayarak çektiği filmdi; aynı zamanda Aytmatov ile birlikte senaryo yazımına da katkıda bulundu.

Andrey Konchalovskiy, 1970 yılında önemli Rus yazar Anton Chekhov’un çok bilinen oyunu “Vanya Dayı”yı (Duadya Vanya) sinemaya uyarladı ve film Rus sinemasının en iyi edebiyat uyarlamalarından biri olarak kabul edildi. Özellikle 1979’da çektiği “Sibiriada” isimli filminin  yarattığı etki Konchalovsky’nin, Hollywood ve Avrupa sinema endüstrisinin projeksiyonu içine girmesine neden oldu.

AMERİKA DÖNEMİ

Konchalovskiy, Amerika’da, İngilizce olarak çektiği “Maria’nın Aşıkları” (Maria’s Lovers-1984), “Firar Treni” (Runaway Train-1985), “Tek Kişilik Düet” (Duet For One-1986) gibi filmlerle; anaakım aksiyon sinemasının akılda kalan örneklerinden ve sinemanın büyük oyuncusu Sylvester Stallone’nin başrolünde oynadığı “Tango&Cash” (1989) isimli filme de imza attı. 1990’larda Rusya’ya dönen Konchalovskiy, pek çok tiyatro oyunu da yönetti. Bunlar arasında en dikkat çekenlerinin başında Chekhov’un “Martı” (Seagull) ve August Strindberg’in “Miss Julie” isimli oyunları gelmektedir.

Andrey Konchalovskiy, kardeşi Nikita Mikhalkov’un aksine sinema yaşamını uzun süre Amerika’da sürdürdü. Rus sinemacı Konchalovskiy Kardeşler, yaratıcı filmleriyle dünya çapında tanınan yönetmenler olarak dikkati çektiler. Kardeşi Nikita Mikhalkov ise başarısını “En İyi Dilde Yabancı Film Oscar”ını da kazanan ünlü filmi “Güneş Yanığı” (Burnt by the Sun-1994) ile pekiştirdi.

“Sevgili Yoldaşlar”, Andrey Konchalovsky’nin dünya prömiyerini Venedik Film Festivali’nde yaptığı son filmi. Ünlü yönetmen bu filmiyle Venedik’te “Jüri Özel Ödülü”nü de kazandı ve 93. Oscar Ödülleri’nde Rusya’nın “Uluslararası Film Oscarı” adayı oldu.

Rus sinemacı Andrey Konchalovskiy’nin, Sovyetler Birliği tarihinin kanlı sayfalarından birini araladığı ve 1962’de Rusya’nın Novoçerkassk şehrinde gerçekleşen işçi katliamını ele aldığı son filmi “Sevgili Yoldaşlar”, 1 Ekim’de vizyona girecek.

YILLARCA GİZLENEN KATLİAM

Yıllarca Sovyet Toplumu ve dünyadan gizlenen bu katliam, 2 Haziran 1962’de Rusya’nın Novoçerkassk şehrindeki bir elektrik fabrikasında çalışan işçilerin, artan gıda fiyatları karşısında düşürülen ücretlerini ve hükümeti protesto etmek amacıyla paradoksal olarak “proleterya diktatörlüğü” olarak adlandırılam bir rejimde greve gitmelerini ve Kızıl Ordu askerleriyle karşı karşıya gelmelerini; Sovyet Komünist Partisi yönetiminin KGB aracılığıyla, göstericilerin üzerine ateş açmasının öncesini ve sonrasını anlattığı ve özellikle antikomünizm kokmayan bir film.

Bu katliam 30 işçinin hayatını kaybetmesiyle sonuçlanmış ve ancak 30 yıl saklandıktan sonra, 1992’de SSCB’nin dağılması sonrasında gün ışığına çıkmış ve sorumlular yargıya taşınmıştı. “Sevgili Yoldaşlar” bu katliamı ve sonrasını, Komünist Partisi kent konseyi üyesi ve inanmış bir sosyalist ve koyu bir Stalin taraftarı Lyudmila’nın (Yuliya Vysotskaya) gözünden aktarıyor.

BELGESEL LEZZETİNDE SİYAH BEYAZ BİR FİLM

Konchalovskiy’nin dönemin görüntü standardını yeniden yaratmak için akademi formatı kullandığını (1.33:1 aspect ratio) ve filmini siyah-beyaz olarak çektiğini belirtelim. Adeta belgesel film algısı yaratan ve oldukça başarılı bir dönem canlandırması olan “Sevgili Yoldaşlar”, sanat yönetmenliği ve görüntü yönetmenliği açılarından da oldukça dikkati çeken bir çalışma.

Sinema sanatının ustaları arasına adını yazdıran Andrey Konchalovskiy’nin sinema dili de oldukça yalın ve öyküsünü etkili bir şekilde anlatmasına aracılık ediyor. Adeta sinema okulu öğrencileri için bir okul niteliği taşıyan bu film, etkili bir öykünün öneminin yeniden altını çizdiği gibi; günümüze egemen olan dijital teknolojiyi ve her türlü sinematografik türükü de önemsizleştiriyor.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Bülent Vardar Arşivi