Antik çağlardan günümüze uzanan kadınların haykırışı: Ben Anadolu

Antik çağlardan günümüze uzanan kadınların haykırışı: Ben Anadolu
“Ayın altında kağnılar gidiyordu.Kağnılar gidiyordu Akşehir üstünden Afyon'a doğru.Toprak öyle bitip tükenmez.dağlar öyle uzakta,sanki gidenler hiçbir zamanhiçbir menzile erişmeyecekti.…Ve kadınlar bizim kadınlarımız:korkunç...

“Ayın altında kağnılar gidiyordu.
Kağnılar gidiyordu Akşehir üstünden Afyon'a doğru.
Toprak öyle bitip tükenmez.
dağlar öyle uzakta,
sanki gidenler hiçbir zaman
hiçbir menzile erişmeyecekti.

Ve kadınlar bizim kadınlarımız:
korkunç ve mübarek elleri,
ince, küçük çeneleri, kocaman gözleriyle
anamız, avradımız, yarimiz
ve sanki hiç yaşamamış gibi ölen
ve soframızdaki yeri öküzümüzden sonra gelen
ve dağlara kaçırıp uğrunda hapis yattığımız
ve ekinde, tütünde, odunda ve pazardaki
ve karasabana koşulan
ve ağıllarda
ışıltısında yere saplı bıçakların
oynak, ağır kalçaları ve zilleriyle bizim olan
kadınlar
bizim kadınlarımız
…”


Nâzım Hikmet, Kübele’den onlarca yüzyıl sonra yazacaktı bu dizeleri… Kadınları. Anadolu’nun kadınlarını Kurtuluş Savaşı Destanı’nda…

Güngör Dilmen’in kalemi, Büyük Usta Yıldız Kenter’in eşsiz performansıyla can verdiği Ben Anadolu, binlerce yıldır birçok uygarlığa yurt olan Anadolu’nun antik çağlardan Kurtuluş Savaşı’na uzanan kadınların hikayelerini anlatıyor.

YILDIZ KENTER’DEN AYÇA BİNGÖL’E
“Kadın olmak zordur, hele ki bu topraklarda yaşıyorsanız… İşte tam da bu yüzden, bütün haykırışlarım ve isyanlarımla oynuyorum…” demişti Ayça Bingöl, Ben Anadolu’yu anlatırken.

Ben Anadolu Yıldız Kenter’in öğrencilerinden Ayça Bingöl’e emanet artık… Ve emanet emin ellerde. Ben Anadolu’yu Ayça Bingöl’ün muhteşem yorumuyla izlemek için İş Sanat Direktörü Zuhal Üreten’in davetiyle Anadolu’nun eşsiz mekanlarından antik kent Patara’da, Likya Birliği Meclisi Binası’ndaydık geçen hafta sonu.


Prof. Dr. Havva İŞKAN IŞIK SUNUM YAPTI
Oyunu, Akdeniz Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Arkeoloji Bölümü Öğretim Üyesi ve Patara Kazıları Başkanı Prof. Dr. Havva İşkan Işık, Patara kazılarının ilk başkanı Prof. Dr. Fahri Işık, yabancı turistlerin de aralarında bulunduğu 600’ü aşkın kişi izledi, dakikalarca ayakta alkışlayarak.

ATASOYLU DEĞİL ANASOYLU ANADOLU
Patara’nın gün yüzüne çıkarılması, muhteşem tarihi zenginliğin geleceğe emanet edilmesi için uzun yıllardır uğraş veren Prof. Dr. Havva İşkan Işık, oyundan hemen önce kısa bir sunum yaparak antik kentin o akşamki misafirlerine Patara’nın neleri temsil ettiğini, kadınların Anadolu için önemini anlattı.

Ana tanrıça Kübele’den bahseden Prof. Dr. Havva İşkan Işık, tarihin babası Heredot’un yazılarından alıntılarla Anadolu’nun atasoylu değil anasoylu, kadının merkezde olduğu uygarlıklarla örülü olduğunu anlattı.

PATARA: EN ÇOK ZİYARET ÇEKEN İLK 10 ÖREN YERİ ARASINDA
Prof. Dr. Havva İşkan Işık, kazılarla ilgili olarak da şunları söyledi:
“Patara kazıları Prof. Dr. Fahri Işık'la başlayan, daha sonra Prof. Dr. Havva İşkan Işık'la devem eden 34 yıllık bir öyküdür. Bu süreçte koskoca bir antik kent, toprak altından gün yüzüne çıkarıldı. Bu 34 yıllık yürüyüşte, öyküde bizlere yardımcı olan Cumhurbaşkanımız, Kültür ve Turizm Bakanlarımız, Antalya Valiliğimiz, Akdeniz Üniversitesi, Türkiye İş Bankası başta olmak üzere, birçok kurum ve kuruluşa teşekkür ediyoruz. Artık Patara Antik Kenti, Türkiye'de en çok ziyaretçi çeken ilk on ören yerinden biridir.”

ANADOLU’NUN KADINLARI
Güngör Dilmen’in klasikleşmiş eseri Ben Anadolu, Kübele’den Theodora’ya, Eftelya’dan Nilüfer Hatun’a, Hürrem Sultan’a uzanan bir zamanda yolculuk ziyafeti.

Zaman tünelinde, Anadolu’nun farklı dönemlerinin kadınları Ayça Bingöl’ün yorumuyla canlanıyor günümüze. Ayça Bingöl, Likya Birliği Meclisi Binası’nda yıldızların altında Likya’nın ruhunu işliyor ruhlarımıza; tanrıçaların, antik çağdaki yoksul insanların, sultanların, efelerin coşkuları, özlemleri, acılarıyla…

Kimler yok ki zaman tünelinde: Anadolu'nun anatanrıçası Kübele, 2. Ramses'le zorla evlendirilen Hitit kraliçesi Puduhepa, yazdığı mektuplarla ticaretin bazı kurallarının onlarca yüzyıl geçse de değişmeyeceğini kanıtlayan bir kişilik olarak tüccar eşi Lamassi, ölü çocukları için yas tutarken tanrıdan kendisini taş haline getirmesini isteyen ve taş olan Niobe, güzelliği ile ünlü Sard kralı Kandaule'nin karısı, Anadolu'da putperestliğin sonlandığı dönemin Efes'li Artemis, bir ayı oynatıcısının kızıyken Bizans imparatoriçesi olan Theodora, dünyanın ilk kadın tarihçisi Anna Komnini, Bizanslı bir kızken, Osmanlıların kurucusu Osman Bey'in gelini olan Nilüfer Hatun, Ayşe Sultan, gerçek adı Neé Aimé olan, Martinik Adası’nda doğmuş bir Katolik kadın: Nakşidil Sultan, 19. yüzyıl kadın ozanı Şair Nigar, Kantocu Seniye, Nasreddin Hoca'nın karısı Esirci Raziye, Anadolu'dan çocuklarını yitirmiş bir ana ve Halide Edib Adıvar gibi Anadolu kadınlarının yaşam öyküleri anlatılmaktadır. (İzzet Doğan)

“BEN ANADOLU” Teos Antik Kenti’nde

Patara Antik Kenti’nde başlayan İş Sanat “Antik Sahne”, bahar aylarında da devam edecek. İş Sanat’ın “Antik Sahne” ismini verdiği yeni etkinlik serisinde klasikleşen tiyatro oyunlarından “Ben Anadolu”, 8 Ekim Cumartesi, saat 19.00’da Teos Antik Kenti’nde sahnelenecek. Etkinliğe katılım ücretsiz olup rezervasyon Biletix üzerinden yapılabilir.