“ASGARİ ÜCRET MEMLEKET MESELESİ HALİNE GELMİŞTİR”

“ASGARİ ÜCRET MEMLEKET MESELESİ HALİNE GELMİŞTİR”
Hazine ve Maliye Bakanlığı, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı önünde toplanan DİSK yöneticileri, 'vergide adalet' için topladıkları imzaları teslim etti. Gerçekleştirdikleri protestoda konuşan DİSK Başkanı Arzu Çerkezoğlu,...

Hazine ve Maliye Bakanlığı, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı önünde toplanan DİSK yöneticileri, 'vergide adalet' için topladıkları imzaları teslim etti. Gerçekleştirdikleri protestoda konuşan DİSK Başkanı Arzu Çerkezoğlu, "Toplu pazarlıkla ücretlerimizi belirlemek istiyoruz” diyerek asgari ücretlilere sendikalı olma çağrısı yaptı.

'TÜRKİYE’DE İKİ ÇALIŞANDAN BİRİ ASGARİ ÜCRETLİ'
DİSK Başkanı Arzu Çerkezoğlu, “Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı önündeyiz. Dünyanın hiçbir yerinde asgari ücret bu kadar konuşulmaz çünkü sembolik bir ücrettir, asgari ücretle çalışanların oranı yüzde 2-3’ü geçmez. Ama Türkiye’de her iki kişiden birinin aldığı ücret her iki kişiden birinin geçinmek zorunda olduğu ücrettir asgari ücret o nedenle memleket meselesi haline gelmiştir” ifadelerini kullandı.

'TOPLU PAZARLIKLA YAPMAK İSTİYORUZ'
DİSK olarak öncelikli meselelerinin Türkiye’nin asgari ücretliler toplumu olmasından kurtulması gerektiğini dile getiren Çerkezoğlu; “Bunun yolu sendikadır, sendikal hakların kullanılmasıdır. DİSK olarak diyoruz ki asgari ücret değil toplu sözleşme. Toplu pazarlıkla ücretlerimizi belirlemek istiyoruz” dedi. İnsanca bir yaşam sürmenin yolunun sendikalı olmaktan geçtiğini savunan Çerkezoğlu, “Grevlerin yasaklanmasına karşı grev yaparak grev hakkımıza sahip çıkıyoruz. Emeğimize, ekmeğimize sahip çıkıyoruz. Eğer işçi sınıfı örgütsüz, sendikasız olursa işte dün olduğu gibi milyonlarca işçi ve ailesi siyasi iktidarın ve işverenlerin iki dudağın arasından çıkacak bir asgari ücrete mahkum olur” diye konuştu.

'MİLYONLARCA KİŞİ AÇIKÇA YOKSULLUĞA MAHKUM EDİLMİŞ DURUMDADIR'
Türkiye’deki yüksek enflasyon, hayat pahalılığı, geçim derdi karşısında işçilerin dayanamaz hale geldiğini vurgulayan Çerkezoğlu, “Asgari ücret 8 bin 500 lira gibi, bugün dört kişilik bir ailenin sadece gıda harcaması olan açlık sınırının biraz üzerinde, yoksulluk sınırının ise çok çok uzağında belirlenerek milyonlarca işçi ve ailesi açıkça yoksulluğa mahkum edilmiştir” dedi.

Çerkezoğlu, Türkiye’de yüksek enflasyon koşullarından ve gelir adaletsizliğin büyüdüğünü belirterek şöyle devam etti:
“2023 yılı asgari ücreti işverenler ve hükümet tarafından tek taraflı olarak belirlenmiştir. Siyasi iktidar ve işvereneler eliyle milyonlarca işçi ve ailesi açıkça yoksulluğa mahkum edilmiştir. Asgari ücret belirlenirken insani ve hukuki kriterler de dikkate alınmamıştır. Asgari ücret, komisyon tarafından değil Cumhurbaşkanı ve işverenler tarafından belirlenerek ilan edilmiş ve yeni bir hukuksuzluğa imza atılmıştır.”

'GERÇEK ENFLASYON KARŞISINDAKİ KAYIP GİDERİLMELİ'
2023 yılı asgari ücretinin açlık sınırının biraz üzerinde ve yoksulluk sınırının çok uzağında olduğunu kaydeden Çerkezoğlu, “Hâlâ Türkiye’de uluslararası standartlara aykırı biçimde tek bir işçi üzerinden belirlenmiştir. Asgari ücret sadece enflasyona üstelik de hiçbir inandırıcılığı kalmayan resmi enflasyona göre belirlenemez dedik. Duyuyoruz, ‘Asgari ücreti enflasyona ezdirmedik’ diyebiliyoruz TÜİK enflasyonu doğru ölçmüyor. Oysa yapılması gereken gerçek enflasyonun karşısındaki kaybın giderilmesidir” dedi.

Asgari ücret tespit sürecine TÜİK’in yaklaşık 2 yıldır müdahil olmadığını anlatan Çerkezoğlu, “TÜİK, her yıl komisyona bir işçinin asgari geçim maliyetini hesaplayarak masaya sunmakla yükümlüdür, görevidir bu ama 2 yıldır belirlenecek rakam bunun da altında kalacağı için bu görevini yapmıyor” diye konuştu.
Asgari ücretin açıklandığı masadaki fotoğrafın çok şey anlattığını dile getiren Çerkezoğlu, sözlerini şu şekilde devam ettirdi:
“Belirlenen bu asgari ücretle siyasi iktidar bir kez daha tercihlerini ortaya koymuştur. Bu tercihle siyasi iktidar bu ülkenin tüm değerlerini ve güzelliklerini üreten işçi sınıfını ve emekçileri bir kez daha yoksulluğa mahkûm ettiğini göstermiştir. Hepimizin çalışarak ürettiği milli gelirden, toplam değerden işçiler, emekçiler, emekliler, halkımız payını almayacaktır demiştir. Bu asgari ücretle siyasi iktidar zengini daha zengin yoksulu daha yoksul yapan bu düzeni devam ettireceğini ilan etmiştir. Siyasi iktidar yoksuldan alıp zengine veren politikalarının devam ettiğini söylemiştir. Bu asgari ücretle siyasi iktidar bir kez daha işçileri, emekçileri onların çoluğunu, çocuğunu, ailesini açlıkla, yoksullukla yüz yüze bıraktığını açıkça ifade etmiştir.”

“İnsanca ücret, vergide adalet” imzaları bakanlığa teslim
Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu (DİSK), “İnsanca ücret, vergide adalet” sloganıyla başlattığı kampanyada topladığı imzaları Hazine ve Maliye Bakanlığı’na teslim etti. DİSK Başkanı Arzu Çerkezoğlu, “Bizim talebimiz, adaletli bir vergi sistemidir. Yani az kazanandan az, çok kazanandan çok vergi alınan; faizin, rantın, kârın vergilendirildiği adaletli bir vergi sistemi istiyoruz” dedi. Çerkezoğlu, başka hiçbir ülkede işçi ve patronun aynı oranda vergi ödemediğini, dolaylı verginin toplam vergilerin yüzde 70'ine ulaşmadığını da ifade etti. Başkan Çerkezoğlu çalışanların sorunlarını, isteklerini dile getirdi:
“Dünyada başka bir ülke yok ki işçi ile patronu aynı oranda vergi ödesin. Dünyada başka hiçbir ülke yok ki çalışanların, ücretlilerin eline geçen net ücret, yıl içerisinde aylar gittikçe geriye doğru gitsin, azalsın. Dünyada başka hiçbir ülke yok ki dolaylı vergi dediğimiz, iğneden ipliğe satın aldığımız her şeyde ödediğimiz, herkesin eşit ödediği verginin oranı, devletin topladığı toplam vergilerin yüzde 70’ine ulaşsın. Gerçekten çok adaletsiz bir vergi sistemi var Türkiye’de."

“BİZİM TALEBİMİZ, ADALETLİ BİR VERGİ SİSTEMİDİR”
Türkiye’nin dört bir yanında; fabrikalarda, hastanelerde, belediyelerde, alışveriş merkezlerinde, plazalarda, inşaatlarda, madenlerde çalışan bütün işçi arkadaşlarımız, ‘vergide adalet’ talebiyle imzalar topladılar. Bizim talebimiz, adaletli bir vergi sistemidir. Bunun için de dört somut talebimiz var. Birincisi; asgari ücret sonrasındaki gelir vergisi oranının yüzde 10’a düşürülmesini istiyoruz. İkincisi; vergi dilimi tarifeleri en az asgari ücrete yapılan artış kadar ya da yeniden değerleme oranı kadar arttırılmalıdır ki çalışanlar hemen bir üst vergi dilimine girerek ücretlerinde kesinti yaşamasın. Üçüncüsü; 14 yıldır işverenlere verilen bu desteğin işçilere, çalışanlara da verilmesini istiyoruz. Dördüncüsü de çağ dışı damga vergisi kaldırılmalıdır diyoruz. Evet, vergide adalet için bu mücadeleyi yürütüyoruz.”