Asıl fay kırılmadı

Asıl fay kırılmadı
Yer bilimci Prof. Naci Görür İzmir depreminin kentten 70 kilometre uzakta olduğunun altını çizdi, asıl beklenen depremin tetiklenmiş olabileceğini söyledi. Prof. Görür beklenen depremin gerçekleşmesi halinde yıkımın bugünkü...

Yer bilimci Prof. Naci Görür İzmir depreminin kentten 70 kilometre uzakta olduğunun altını çizdi, asıl beklenen depremin tetiklenmiş olabileceğini söyledi. Prof. Görür beklenen depremin gerçekleşmesi halinde yıkımın bugünkü gibi sınırlı olmayacağını da belirtti, “İzmir'de deprem beklediğimiz öncelikle fay değil burası. İzmir fayındaki deprem olsaydı bunların çoğu giderdi. Bu 70 kilometre uzaktan yaptığı depremin etkisidir” dedi beklenen asıl depreme dikkat çekti.
“Bu deprem İzmir'in burnunun dibinde olduğu için, kim ne derse desin İzmir yarımadasındaki faylar üzerinde muhakkak, belli ölçülerde etkisi olmuştur ve kimi faylar daha hassas hale gelmiştir. Bunu kabul etmeyen adamın jeolojiyi yeterince algılamadığını düşünüyorum. Aynı zonda olması gerekmiyor. Sismolojik, jeolojik bir kaide. Herhangi bir fay üzerinde belirli büyüklükte deprem olduğu takdirde o faydan açığa çıkacak olan enerjinin önemli bir kısmı, o faya komşu olan ve özellikle o fayla geometrik ilişkide bulunan her fayda stres değişimine neden olur. Stres değişimi de o fayın deprem üretme kapasitesinde değişikliğe neden olur. Kesinlikle karada olacak fayda üzerinde. Kimi faylarda stres azalamı olmuş olabilir, ama büyük ölçüde İzmir yarımadasındaki faylarda, özellikle Tuzla ve Seferihisar fayında bu stres alanında artış olmuş olabilir.
HALK SİYASETÇİYİ ZORLAYACAK
Naci Görür depreme hazırlık konusunun deprem olduğunda tartışıldığını sonra da unutulduğunu söyledi, bunun ancak seçmenin üzerinde durması halinde siyasetçilerin önceliği haline gelebileceğini belirtti. Prof. Görür şunları söyledi:
“Depreme inanmıyoruz galiba. Konuşuyoruz, korkuyoruz. Bu depremden sonra değişmesini umarım ama. Bir zaman sonra insanlar aynı evlerine giriyorlar, ondan sonra hiçbir şey olmamış gibi yaşamlarına devam ediyor. Ben kendi halkıma üzülüyorum, gönül koyuyorum. Vatandaş çok şey yapabilir. Ben günlük çözümden bahsetmiyorum. Demokratik ülkede en büyük güç halktır demiyor muyuz? Bütün siyasetçiler, yönetçiler halkın gönlünü almak için çalışmıyor mu? Aynı halk bu acıyı gördükten sonra 1 hafta 10 gün sonra hayatlarına devam etmiyor mu? Merkezi yönetimlerden, yerel yönetimlerden 'can güvenliğimizi istiyoruz' diye demokratik usullerle bir tavır koyamazlar mı?”
Depremden korunabilmek için bütün binalara kimlik kartı çıkartılması gerektiğini, daire kiralayacak ya da satın alacak olanların bu kimliklerle binanın depreme dayanıklılığını görebileceğini söyleyen Prof. Naci Görür, inşaat yapılmayacak yere inşaat yaparak, depreme dayanıksız binalar inşa ederek devasa bir sorunu kendi elimizle yarattığımıza dikkat çekti, çözümü de devletin bulması gerektiğini vurguladı. Evlerini güçlendirecek vatandaşların desteklenmesi gerektiğini söyledi.
Yeni Şafak yazarı İsmail Kılıçarslan, Prof. Dr. Naci Görür'ü "Deprem 'Ne yapalım Allah’tan geldi' diyebileceğimiz bir şey değil" ifadesinden dolayı eleştirdi. Görür'ün aslında ne demek istediğini anladığını belirten Kılıçarslan, "Meramını üzerimizde tepinmeden, inancımıza hakaret etmeden ifade edemiyorsa ‘höst’ten başkasını hak etmez" dedi.