Atatürk Havalimanı

Resmi bir internet sitesine girerseniz Atatürk Havalimanı ile ilgili şu bilgileri okursunuz:
“1900’lerin başında Türkiye’de ilk hava ulaşımının başlatıldığı yer olan Yeşilköy Havalimanı, 1953 yılında uluslararası hava trafiğine açılmıştır. 29 Temmuz 1985 tarihinde, Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk’ün soyadı havalimanına verilmiştir. 2015 yılı verilerine göre Türkiye’nin en yoğun trafiği ve dünyanın 11’inci en yoğun yolcu trafiğinin olduğu havalimanıdır. Günlük ortalama 1100 uçağın kullandığı havalimanı, Avrupa’nın en önemli transit yolcu havalimanları arasında bulunmaktadır.”
Atatürk Havalimanı, Uluslararası Sivil Havacılık Örgütü’nün (ICAO) yaptığı sınıflandırmaya göre CAT III niteliklerine sahip olup, meteorolojik koşulların kötü olduğu zamanlarda bile uçak iniş-kalkışına imkân verebilecek düzeydedir. Toplam 11 milyon 650 bin m² alana sahip olan Atatürk Havalimanı, 63 bin 165 m² iç hatlar ve 282 bin 770 m² dış hatlar terminali ile toplam bina alanı açısından Türkiye’nin en büyük havalimanıdır.
2015 yılında 61.332.124 yolcu, 464.774 uçak ve 790.744 ton kargo trafiğine ev sahipliği yapan Atatürk Havalimanı, 7 Nisan 2019’dan itibaren sivil uçuşlara kapatılmış ve bu uçuşlar İstanbul Havalimanı’na aktarılmıştır.
İstanbul Havalimanı’nın yeri, inşaat, iç düzenlemesi gibi konularla ilgili düşüncelerimi başka bir yazıma saklayarak, bugün sadece Atatürk Havalimanı’nın son durumuyla ilgili bilgi vermek istiyorum: Malumunuz olmak üzere, Korona virüsü ile mücadele kapsamında İstanbul’da Atatürk Havalimanı ve Sancaktepe’de bin odalı sahra hastaneleri yapılacağı açıklanmıştı.
İnşaatın başlamasıyla birlikte gariplikler de başladı: 7 Nisan günü Atatürk Havalimanı’nın dışında başlayan hafriyat çalışmaları durdu. Bin yataklı hastane projesi bir gecede havalimanı arazisinin içine, trafiğe kapatılan 17/35L pistinin hemen yanına taşındı. İlk arazi Atatürk Havalimanı arazisinin dışında, sahil yolunun deniz tarafındayken, inşaat çalışmaları havalimanının içindeki bir araziye getirildi. Bunun nedeni acil durum nedeniyle zemin etüdü yapılmaması ve kazılan zeminin risk taşıması üzerine yerin değiştirilmesi olabilir. Ama İstanbul’un zemin durum haritası oldukça detaylı bir biçimde bilinirken bunun doğru olmadığını düşünüyorum. Doğru olsa bile yeni yerin seçimi son derece hatalıdır.
14 Nisan’da çekilen fotoğraflar, hastanenin 1.7/3.5 sağ ve sol pistlerinin tam ortasına konumlandırıldığını ve iki pistin de kırılarak kalıcı bir şekilde kullanılmaz hale geldiği net bir şekilde ortaya koydu.
Bu fikir ilk ortaya atıldığı zaman ben dahil pek çok kişi desteklemişti. Ama bizim düşüncemiz mevcut terminallerin hastaneye dönüştürülmesiydi.
“Nasıl olsa elde 325 bin metrekarelik terminal binası var. Isıtma soğutma, havalandırma, sıcak su, kanalizasyon dahil altyapısı tamam, ayrıca 8 bin 500 araçlık otoparkı ve 13 bin kişiye yemek çıkarabilecek kapasitede bir mutfağı bulunan bir bina söz konusu. Belediye otobüsleri ve metroyla ulaşım imkânı da var,” diye düşündük. Kimsenin aklına sadece inşaat değeri milyarlarca lira olan iki pistin üzerine inşaat yapılması gelmemişti.
Halihazırda devlet uçaklarının, kargo uçaklarının, özel uçakların kalkıp indiği Atatürk Havalimanı’nın neden kapatıldığı ile ilgili Devlet Hava Meydanları İşletmesi Genel Müdürlüğü’nün (DHMİ) yaptığı açıklama olayı iyice tuhaf bir duruma soktu. Açıklama şöyleydi:
“Atatürk Havalimanı 17/35 pistleri İstanbul Havalimanı’nın tam kapasite ile faal olduğu 6 Nisan 2019 tarihinden bugüne kadar kullanılmamıştır. Bahse konu pistler İstanbul Havalimanı iniş kalkış operasyonlarını olumsuz etkilediği ve ciddi kapasite kayıplarına neden olduğu için devre dışı bırakılmıştır.”
26 Nisan’da DHMİ, bir bildiri yayımladı. Bildiride, Cumhurbaşkanlığı Filosu’nun uygulamadan muaf olduğu vurgulandı. Devlet hava araçları, ambulans, arama-kurtarma, acil ve uçuş kontrol uçuşları ve helikopterler de yeni düzenlemeden etkilenmeyecek denildi. Ayrıca havalimanının eğitim amacıyla da kullanılamayacağı net olarak dile getirildi.
Böylece dünyanın en iyi havalimanlarından biri olan Atatürk Havalimanı’nın fişi çekildi. Yarın bu konu üzerinde yazmaya devam edeceğim.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Kubilay Kaptan Arşivi