Ayasuluk Tepesi’nin tarihi konukları ortaya çıktı

Ayasuluk Tepesi’nin tarihi konukları ortaya çıktı
Kültür ve Turizm Bakanlığı'nca Türk Tarih Kurumu ve İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin desteğiyle İzmir Selçuk ilçesi Ayasuluk Tepesi’ndeki Saint Jean Kilisesi’nde yapılan kazılarda, 6 yeni insan iskeleti bulundu. Kilisenin...

Kültür ve Turizm Bakanlığı'nca Türk Tarih Kurumu ve İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin desteğiyle İzmir Selçuk ilçesi Ayasuluk Tepesi’ndeki Saint Jean Kilisesi’nde yapılan kazılarda, 6 yeni insan iskeleti bulundu. Kilisenin farklı noktalarında daha önce bulunan 6 iskelet ile beraber bölgede tespit edilen iskelet sayısı 12'ye yükseldi.

Kazı çalışmaları, Hatay Mustafa Kemal Üniversitesi Sanat Tarihi Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Sinan Mimaroğlu başkanlığında yürütülüyor. Mimaroğlu, özetle şu bilgileri verdi: "Kilisenin kuzey girişindeki alanlarda bulunan iskeletler, son Bizans dönemine ait. Kilisenin civarında gömü yapılması, Hristiyanlıkta çok doğal olan bir uygulama. Kutsal yapının etrafına gömülmek, bir ayrıcalık olarak görülüyor. Burada üst üste gömülmüş yoğun miktarda iskeletle karşılaştık. Ekip üyelerimizde yer alan antropolog ve genetikçiler tarafından bu iskeletlerin DNA'sı inceleniyor. Kökenleri konusunda veriler, elimize geçmeye devam ettikçe önemli sonuçlar elde edeceğimizi düşünüyorum.


TUNÇ ÇAĞLARINDAN YERLEŞİM VAR
Tunç Çağı'ndan itibaren Osmanlı Dönemi'ne kadar çok az kesintiyle yerleşim görmüş bir alandan bahsediyoruz. Günümüzde ayakta kalan yapılar arasında en önemlisi, Aziz Yuhanna'nın mezarının bulunduğu kilisedir. Burası Hristiyanlar için bir hac merkezi konumundadır.

Ayasuluk Kalesi ise Bizans Dönemi'nde inşa edilmiş, Aydınoğulları Beyliği döneminde yapılan tamir ve eklentilerle günümüze ulaşmıştır. İlk Tunç ve son Tunç çağlarında burada bir yerleşim olduğunu biliyoruz. Geç Roma döneminden itibaren Hristiyanlığın yayılmasıyla bölge çok önemli bir merkez haline gelmiştir.

AYASOFYA İLE ÇAĞDAŞ
Mimaroğlu, "Hazreti Meryem ile Aziz Yuhanna'nın Efes'e geldiğine inanılıyor. Dolayısıyla Aziz Yuhanna, burada yaşıyor, İncil'i burada yazıyor ve burada ölüyor. Theodosius döneminde burada bir bazilikal mezar yapısı olduğu biliniyor. M.S. 6'ncı yüzyılda ise Ayasofya ile çağdaş, anıtsal bir yapı inşa ediliyor. Dönemi bakımından bir imparatorluk yapısını ifade ediyor. Ayasofya ile çağdaş olması ve kullanılan malzemelerin iyi olması, bize buranın önemini gösteriyor.”