'Ayrı Devlet' talebi ve tutarsızlık

'Ayrı Devlet' talebi ve tutarsızlık
Önümüzdeki hafta Cenevre'de Kıbrıs sorununu içeren bir toplantı yapılacak; '5+1' toplantısı. Yani Türkiye-Yunanistan-İngiltere ile Kıbrıs'taki Türk ve Rum tarafı ve Birleşmiş Milletler.Kıbrıslı taraflar ile garantör ülkeleri...

Önümüzdeki hafta Cenevre'de Kıbrıs sorununu içeren bir toplantı yapılacak; '5+1' toplantısı. Yani Türkiye-Yunanistan-İngiltere ile Kıbrıs'taki Türk ve Rum tarafı ve Birleşmiş Milletler.
Kıbrıslı taraflar ile garantör ülkeleri buluşturacak olan toplantı, 'gayriresmi' formatta olacak. Türk tarafı, bizzat Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu aracılığıyla, 53 sene müzakere edildiğini anımsatarak bu süre zarfında Kıbrıs Türk halkıyla hiçbir şeyi paylaşmak istemeyen Rum kesimi ve destekçisi Yunanistan'ın, tüm çözüm önerilerini ya referandumda ya da masada reddettiğini söyledi.
Yani 'Biz görüşmeye gideceğiz ama bir şey beklemiyoruz' tutumu hakim. Çavuşoğlu, 2017'de yapılan Crans Montana'daki görüşmelerde Türk tarafının, "federasyon için son kez müzakere ettiklerini" muhataplarına iletmişti.
Peki acaba, Yunanistan ve Güney Kıbrıs Cenevre'de 'ortak görüş' içinde mi götürecek? Crans Montana'da pek öyle olmamıştı. Yunanistan Dışişleri Bakanı Nikos Kocias olumsuz görüşleriyle çözüme yönelik çabaları büyük ölçüde engellemişti. Rumlara rağmen…
Türk tarafı, daha doğrusu Türkiye Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, görüşme öncesi uzlaşma olabilecek formülü, ‘egemen eşitlik’ ve ‘iki devletlilik’ şeklinde sıraladı. Yani karşı tarafın kategorik olarak reddettiği formül. O halde uzlaşma beklemek mümkün mü?
Birleşmiş Milletler (BM) Genel Sekreteri Antonio Guterres de gayriresmi toplantıya katılacak.
KKTC Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, “Cenevre’ye elimiz güçlü gideceğiz” dedi. Gerekçesini de, “İki ayrı egemenliği savunuyoruz da ondan…” diye açıkladı.
İkili görüşmede Türk tarafı Rumlardan, ‘Siyasi eşitlik’, Rumlar da Türklerden 'Toprak' talep edecek. Bu taleplerin kabul edilmesi muhtemel. Kıbrıs sorununda denklem belli. Bir taraf tanınmışlık haklarını, diğer taraf da elindeki fazla toprağı paylaşmayı kabullenecek. Al-ver sürecinin temeli bu…
Siyasi eşitliği elde etmiş olan KKTC halkının, 'Ayrı Devlet' mantığını anlamak pek mümkün değil. Siyasi eşitliği elde etmiş olan Kıbrıslı Türkler dünyada 'tanınmayı' elde ediyorlar.
KKTC'nin 'Ayrı Devlet' olması için çaba gösteren AKP'nin yönettiği Türkiye, 1984'den beri 'Ayrı Devlet' olan ve resmi olarak Türkiye tarafından tanınan bu ülkeye hiç 'Ayrı Devlet' muamelesi yaptı mı? Hele hele son olarak 'Anayasa' ve 'Laiklik' tartışması sırasındaki tavırlar unutulur mu? Bu ülkenin Anayasa Mahkemesi'ne yönelik tehditkar tavır, 'Biz size haddinizi bildiririz' vari ifadeler unutulur mu? Bu tavrın içinde olan Türkiye'nin Cenevre'de 'Ayrı Devlet' talebi tutar mı?
KKTC’de Ankara’nın karışmadığı ne kaldı? Cumhurbaşkanı müdahale ile seçtirildi, Başbakan parti içi müdahalelerle belirlendi, koalisyon ortakları bile bu müdahalenin ürünü olarak ortaya çıktı.
Erdoğan'ın Türkiye'de sıkça başvurduğu 'Din, bayrak elden gidiyor' yalanı bu kez, KKTC için yapılır oldu. KKTC'de yargıya resmen 'kararını gözden geçir, yoksa..!' gibi bir söylemde bulunuldu. KKTC'nin eski Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı, 'Yavrı vatan KKTC artık büyüdü' demiş ve Ankara'da AKP yönetimi 'Hop oturup, hop kalkmıştı'…
Türkiye KKTC için, 'Ayrı Egemenlik' isterken, KKTC halkına ve bu ülkeye 'Ayrı Egemenlik' verebilse bari…
Cenevre görüşmeleri öyle görünüyor ki, 5+1 değil, 4+1 olacak. Ersin Tatar masada fiziki olarak bulunsa da ruhen olmayacak.