Haldun Solmaztürk

Haldun Solmaztürk

Bakan orada ama bakanlık dağa kaçtı.!

Yavaş yavaş, ifadesiz bir yüzle okuyor, ama dikkatli—metinden hiç ayrılmıyor.

Geçen yıl bugünlerde yine böyle bir konuşma yapmıştı—Avrupa Birliği büyükelçilerine…

Hatırlarsınız, “Türkiye’yi ileri demokrasi rayına oturttuk. Millet olarak geleceğimizi Avrupa ile birlikte tasavvur ediyoruz” demişti.

Bu yıl da benzer laflar etti. AB üyeliği ‘stratejik önceliğimiz’ olmayı sürdürüyormuş. Olumlu gündemi (!) hayata geçirmek için ‘Ulusal Eylem Planı’ rehberliğinde çalışmalara hız vermişler.

“Vize serbestisi konusunda kalan kriterlerin karşılanması hususunda önemli mesafe katettik” diyor.

Büyükelçilerin “Türkiye-AB münasebetlerinde yeni bir sayfanın açılmasına destek olmalarını” istiyor. (Münasebet, ‘ilişki’ anlamında, Arapça—Türkçeyi öldürdüler (!) ya.)

Büyükelçiler destek (!) olacaklar ama ortada pek de ‘olumlu’ bir gündem yok.!

Venedik Komisyonu 2017’de “Yeni sistemin otoriter tek adam rejimine doğru yozlaşması tehlikesine” dikkat çekmişti.

Tam da öyle oldu. Avrupa Konseyi “Demokratik kurumların işleyişindeki ciddi bozulma” nedeniyle Türkiye’yi ‘tekrar’ izlemeye aldı. (İlk 1980’de—askeri darbeden sonra—almıştı.)

Konsey, “Türk yargısının giderek tekdüze ve partizan kararlarına” dikkat çekiyor, YSK’nın 2019 yerel seçimlerinde “Türk hükümetinin baskısıyla, kendi içtihadına aykırı kararlar verdiğini” söylüyor. (“Yine yaparsanız, millete şikayet edeceğiz” diyen siyasetçiye soruşturma açılırken.)

Avrupa Parlamentosu “Türkiye’nin AB değerlerinden giderek uzaklaştığını”, hükümetin reform sözleri verdiğini ama ‘hiçbirini tutmadığını’, üyelik müzakerelerinin askıya alınmasını istiyor.

En son, AB 2021 Türkiye Raporu’nda, demokrasi, hukukun üstünlüğü, temel haklar, yargı bağımsızlığı konularındaki ‘ciddi endişeleri’ bir kez daha vurguladılar.

Erdoğan hala ciddi ciddi ‘olumlu gündemden’ söz ediyor. Belli ki kendisine bunlar anlatılmamış.

‘Ulusal Eylem Planı’ dediği de, 2021-2023 Avrupa Birliği’ne ‘katılım’ planı…!

İki maddesi ‘Görsel-İşitsel Medya’ ve ‘Toplantı ve Gösteri Hakkı’ ile ilgili.

Medyayı düzenleyici kurumlar “Özerk ve bağımsız olacak, ayrımcılık yapmayacak, çoğulculuğu ve adil rekabeti teşvik edecek, yetkilerini tarafsız ve şeffaf bir şekilde kullanacak”.

Bilin bakalım Ulusal Eylem Planı’nda bu görev kime verilmiş.?

İster inanın ister inanmayın, Radyo ve Televizyon Üst Kurulu’na, nam-ı diğer RTÜK’e.!

Plan’da ‘Toplantı ve Gösteri Hakkının En Geniş Şekilde [a.b.] Güvence Altına Alınması İçin İlgili Mevzuatın Gözden Geçirilmesi’ de var. Bu görev (!) de İçişleri Bakanlığı’nın.!?

Milletvekillerine hakaret eden, saldıran, tehdit eden bir ‘bakan’ var ya. O yapacakmış bunları.

Şaka gibi, ama değil. Hepsi gerçek.!

Cumhurbaşkanının ağzından AB ülkeleri büyükelçilerine söylenince kötü bir şaka oluyor…

‘Dışişleri nerede?’ derseniz, bakan orada ama bakanlık dağa kaçtı! AB Başkanlığı geçen yıl toplantıyı duyurup Cumhurbaşkanlığı sitesine bağlantı vermişti. Bu yıl onu bile yapmadı.

Bir de TBMM AB Uyum Komisyonu var—var da yok.!

Hiç adını duydunuz mu…?

Komisyon 2003’te ‘kanunla’ kurulmuş—gelişmeleri izlesin, ‘her yasama yılı sonunda’ TBMM ve hükümete rapor sunsun, kamuoyunu bilgilendirsin diye.

Komisyon 2018’de bir, geçen yıl da bir kez toplanmış—dört yılda iki toplantı, hepsi bu.!

Komisyon Başkanı 2011’den beri Meclis’te… Arap Dili ve Edebiyatı mezunu. Genel Kurulda altı kez konuşmuş—ikisi sataşmadan. AB üyelik süreciyle ilgili tek bir lafı yok.

Yani AB ‘Uyum’ Komisyonu da Aziz Nesin’in Yaşar Yaşamaz’ı gibi—ne yaşar ne yaşamaz.!

Vize serbestisi konusunda ‘kalan’ altı kriterden biri ‘yolsuzlukla mücadele’ ki Davutoğlu’nun başını yemişti, bir diğeri Europol ile operasyonel işbirliği ama Türkiye birkaç ay önce kara para aklama konusunda ‘yeterince çaba göstermeyen’ ülkelerin ‘gri listesine’ girdi.

Yani alındığı söylenen ‘önemli mesafe’, “Ufukta gözüken büyük ve güçlü Türkiye silueti” gibi.!

Hayal…! Serap bile değil.!

Bunu yapan, o metni yazanlar, Güvenlik ve Dış Politikalar Kurulu’ndan birileri.! Üstüne bir de AB’nin ‘yazılım hatalarının’ görülmesini sağladık, yani ‘Bize teşekkür borçlusunuz’ demesinler mi?

Adam Adıyaman’da “Vallahi açım ben” diyor, bunlar Ankara’da ‘dış mihraklara’ akıl vermekle meşgul.!

Bir an için kendinizi o büyükelçilerin yerine koyun; siz bu ‘toplantıyı’ merkeze nasıl aktarırdınız?

Anladınız, değil mi?

Allah hepsine akıl, fikir, izan, bizlere de sabır ve selamet versin.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Haldun Solmaztürk Arşivi