Balıklı Rum Hastanesi

Balıklı Rum Vakfı Hastanesi, Yedikule’de Ortodoks Rum cemaatine ait dini kompleksin içindedir. Cemaatin iç dayanışma amacıyla kurduğu bu dinî, kompleksin temeli, İmparator I. Leon döneminde (457-474) yapılmış olan Panagia Kilisesi (Panagia Peye ve Zoodohos Peye) ile “Zoodokhos Peges” (Hayat Veren Kaynak) adlı ayazmaya dayanır. Yanında Rum Ortodoks mezarlığı bulunan Panagia Kilisesi depremler, Latin istilası gibi nedenlerle birkaç kez yıkılmış ve yeniden yapılmıştır. Avlusundaki küçük mezarlıkta 20 Rum patriği yatmaktadır. Kilise ve ayazma şehir dışında kalan bu bölgeye önem kazandırmıştır; sularının kimi hastalıklara şifa verdiği kabul edilen ayazma 18. Yüzyıl başlarından itibaren havuzundaki balıklar nedeniyle halk arasında “Balıklı Ayazma” adıyla tanınmış, esas adı unutulmuştur. İstanbul’un fethinden sonra, Eğrikapı’daki Panayia Suda (Notre Dame/Meryem Ana) Kilisesi’nin avlusundaki ahşap misafirhane ve müştemilatlar tedavisi mümkün olmayan akıl hastalarına barınak olmuştur.

1700’lü yıllarda tüm Osmanlı coğrafyasında olduğu gibi İstanbul’da da sık sık veba salgınları çıkmaktaydı. Rum cemaati, I. Mahmud zamanında, Bizans imparatorlarının ilkbaharda dinlenmeye gittiği bir mesire yeri olan Yedikule/Küçük Balıklı’da bir veba hastanesi açtı (1753). Hastane için bu bölgenin seçiminde veba hastalarını şehirden uzaklaştırma tedbirinin yanında ayazmanın şifa dağıtmasının da etkisi olduğu düşünülmektedir.

İstanbul’da bulunan her tarihi binanın başına gelenler Balıklı Rum Hastanesi binalarının da başına geldi.

İstanbul’da yaşanan salgın hastalıkların nedeni olarak görülen hastane dönemin şehir merkezi sayılan Karaköy’den Zeytinburnu’nda bulunan Balıklı Rum Hastanesi’nin olduğu binaya taşındı. Ardından bina yıkıldı. 1876 yılında Rum mimar tarafından aslına uygun olarak bir kez daha inşa edildi. Büyük Balıklı Han adını aldı ve Balıklı Rum Vakfı Hastanesi Vakfı’na bağışlandı.

Balıklı Rum Hastanesi Vakfı’nın binası olarak hizmet veren Büyük Balıklı Han zaman içerisinde “Elektronikçiler Çarşısı” olarak anılmaya başladı. 90’a yakın kiracısıyla küçük bir ticaret merkezi halini alan han, 2010 yılında Balıklı Rum Hastanesi Vakfı tarafından Nesa Grup Turizm Yatırımları Limited Şirketi’ne kiralandı. Ancak mevcut kiracıları hanın içinde çalışmaya devam ediyordu.

Hanın yeni kiracısı şirket, Tarihi Büyük Balıklı Han’ın otel olarak hizmet vereceğini duyurdu. Şirket yöneticileri, hanın içinde hizmet veren kiracıları da tahliye edebilmek için mahkemeye verdi. Ancak şirketin talebi İstanbul 19’uncu Sulh Hukuk Mahkemesi tarafından reddedildi. Bu karara rağmen şirket tarihi handa restorasyon görüntüsü altında çalışmalara başladı.

Önce tarihi yapıdaki dükkânların kapılarını ve pencerelerini söküldü. Tarihi kapılar ve pencereler çürümeye terk edildi. Hanın avlusunda bulunan aslına uygun yapılmış süs havuzu da tahrip edildi. Molozları da tarihi hanın avlusunda toplanmaya başlandı. Ancak şikâyetler üzerine devreye giren İstanbul Büyükşehir Belediyesi İmar ve Şehircilik Daire Başkanlığı, yaptığı inceleme sonucunda kapıların ve pencerelerinin söküldüğünü, avluda bulunan süs havuzunun ise yıkılarak molozlarının avluda bırakıldığını tespit etti.

Tarihi 16. Yüzyıla dayanan Aya Nikola Türk Ortodoks Kilisesi, 1804 yılında inşa edilmişti. Türk Ortodokslara ev sahipliği yapılan kilisenin hemen yanında 2017 yılında Balıklı Rum Hastanesi Vakfı tarafından otel inşaatına başlandı. Kilise bu inşaat çalışması nedeniyle hasarlar almaya başladı. Tedbir alınmadan inşaatın faaliyete geçmesiyle birlikte 222 yıllık kilisenin temelinde hasarlar oluştu. Türk Ortodoks Patrikhanesi, durumu fark etmesinin ardından durumu yakından takibe aldı. Temelinden hasar almaya başlayan kilisenin otel inşaatının ilerlemesi ile duvarlarında ve merdivenlerinde yarıklar oluştu.

Ve son olarak dün Balıklı Rum Hastanesi’nde bilinmeyen bir nedenle yangın çıktı. Bu binanın geleceğinin bir otopark, bir AVM, bir konut projesi olarak son bulmayacağını umut ediyorum.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Kubilay Kaptan Arşivi