BEKLENEN KARAR BEKLENEN SONUÇ

Bardağın dolu tarafından başlayalım. Şükürler olsun piyasa bu sefer ters köşeye yatmadı. Hatırlayacaksınız eylül ve ekim aylarında yapılan PPK toplantılarından çıkan kararlar piyasa beklentilerinden farklı olmuştu.

Özellikle ekim toplantısında alınan 200 baz puanlık faiz indirim kararı sonrasında TL’de ciddi değer kaybı yaşanmıştı.

Bu sefer Merkez Bankası’nın kararı ile piyasanın beklentisi örtüştü. TCMB’den gelen 100 baz puanlık faiz indirimi sonrasında faizimiz artık yüzde 15.

Lütfen bana “Hani Merkez Bankası enflasyonun üzerinde bir faiz verecekti” diye sormayın.

Sorunun muhatabı ben değilim.

Ayrıca o sorunun cevabını ben de arıyorum. Cevabı bulanlar e-posta ile bana da iletebilirler ise çok sevinirim.

Çarşamba gününe kadar 10 TL’yi aşmış dolar kuru nedeni ile Merkez Bankası’nın bu toplantıyı pas geçeceğini düşünüyordum ama Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın açıklamaları sonrasında ben de faiz indiriminin geleceğine inandım.

Hatta piyasa Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın açıklamaları sonrasında acaba 100 baz puandan da yüksek bir indirim gelir mi endişesine bile kapıldı. Bu da dolar kurunun 11 TL’ye kadar yükselmesine neden oldu.

Neyse uzatmayalım! Bir PPK toplantısını daha atlattık.

Merkez Bankası yönlendirme yapma niyeti ile metne bir cümle ekledi:
“Sınırlı alanın kullanımını aralık ayında tamamlamayı değerlendirecektir.”

Yazılan bu cümle yeni bir belirsizlik yarattı. Yani anlayacağınız hâlâ kafalar karışık. Aralık ayında faiz inebilir de inmeyebilir de.

Yükselmeyeceği kesin ama.

Benim anladığım aralık sonrası bir faiz indirimi yok. En azından 2022 yılının ilk yarısında. Zaten alan da yok. Ama dün de yoktu.

TÜFE- TCMB politika faizi arasındaki fark beş puan ile rekor kırdı. Yatırımcı neden TL’yi tercih etsin ki. Yapmamız gereken yatırımcı için TL’yi cazip kılmak ama uygulanan politikalar tam tersi yönde.

Zaten vatandaş enflasyonun yüzde yirmi olduğuna da inanmıyor.

Onun için de yatırımlar kripto varlıklara, altına, dövize, hisse senedine gidiyor. Ama biz bu filmi görmüştük daha önce. Sonunu da hatırlıyor olmamız lazım.

Her şey bir yana, önce döviz kurlarındaki bu dalgalanmanın söndürülmesi lazım. Gün içinde 50 kuruşluk bir bandın içinde dalgalanan kurun ne ihracatçıya faydası olur ne ithalatçıya. Onun için öncelikle dalga boyunun kısalması lazım. Ama biz benzer politikayı sürdürmeye devam edecek isek dövizde yönün yukarı olduğunu tahmin etmek hiç de zor değil.

İşleri daha da zora sokmadan acilen rasyonel adımlara dönülmeli. Bedel toplumun her kesimi için daha da ağırlaşmadan…

Önceki ve Sonraki Yazılar
Mert Yılmaz Arşivi