Beklenmeyeni bekler hale gelmek...

TCMB Para Politikası Kurulu toplantısından önce öyle yorumlar yapıldı ki, rasyonel beklentilerin çok ötesine geçti. Elbette, bu yorumların önemli bir kısmı Merkez Bankası’nı bir faiz düşürme adımından alıkoymak için sarf edilmiş olabilirdi. Ancak bazı yorumlar "gerçek üstü" nitelikteydi diyebilirim.

Mesela toplantıdan 200 baz puan ve aralık ayındaki toplantıdan da 100 baz puanlık indirim bekleyen vardı. Sözlerine kıymet verdiğim bir eski bankacı uzman ise toplamda yıl bitmeden 400 puan indirim olacağını savunuyordu. Perşembe günkü adımdan sonra, aralıkta faiz bir daha inerse bu beklentinin bir kısmı gerçekleşmiş olacak. Yani, Başkan Kavcıoğlu ile beraber Merkez Bankası yıl bitmeden toplamda 500 baz puanlık indirimi gerçekleştirmiş olacak. Böylelikle Ekim 2020'deki faiz seviyelerine geri dönüş başlayacak. Tamam da enflasyon beklentisi o günlerin seviyelerinde değil. Onu ne yapacağız?

OYUN PLANI VAR MI, YOK MU?
Reel faiz hesabı her ne kadar şu anki faizden aynı dönemdeki enflasyon beklentisi çıkarılarak bulunsa da algı bozulduğu için bunu anlatamıyoruz. Maalesef fiyatlama davranışlarındaki bozulmayı da düzeltemedik. Hazine ve Maliye Bakanı Lütfi Elvan da PPK toplantısından önce bu durumdan bahsetmişti. Yansıması olmamış gözüküyor.

Eylül 2020'de % 11'ler civarında olan enflasyonun 2021 Eylülü’nde % 19'a çıktığı bir gerçek. Ancak mevduat faizleri TÜFE'nin oldukça gerisinde kalmış. Bu sebeple bireyler ve kurumlar dövize endeksli yaşamın gerçeğine göre dolar alımına geçmişler. Yani enflasyon, riskler ve kur artarken faiz fren görevi yapmadığı için vatandaşlar paralarını döviz ve altında değerlendirme yoluna gitmiş. Hatta kripto paralar da bu kervana katılmış durumda. Kur yükseldiği sürece yurt dışında altın ve kriptolarda meydana gelen olumsuzluklar yerli yatırımcıya fazla yansımadı bu sebeple.

Açıkçası para politikasının gerçeklerden iyice koptuğuna dair algı tavan yapacak diye korkuyorum. Ben sürekli olarak "en başta hedeflenen faiz hedefini tek adımda yapalım" diye ısrar ediyorum ancak şimdi aklıma takılanlar var.

Merkez Bankası’nın elinde gerçekten bir oyun planı yoksa ve adımlarını piyasanın tepkilerine aldırmadan günlük belirliyorsa, ciddi bir sıkıntı var demektir. Piyasa aktörleri para otoritesinin orta vade ile ilgili kesin bir planı olmadığına kanaat getirirlerse, piyasalarda oluşacak kaosu önlemek kolay olmaz.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Emre Alkin Arşivi