Bencil ebeveynlerinin neden olduğu çocuk hacizleri…

Geçtiğimiz hafta Kocaeli’nde, 8 yaşında bir kız çocuğunun icra memurları tarafından ağlayarak annesine teslim edilen görüntüleri hepimizi derinden sarstı.

Kocaeli’nde yaşanan olay sonrası, aile hukuku alanında akademik kariyeri olan ve konuya hâkim genç bir avukat olan Özgecan Sırma ile söyleşi yaptık. 2021 yılında yapılan bir düzenleme ile çocuk hacizlerinin son bulduğunu zannederken neden bir haciz haberine tanık olduğumuzu ve ebeveynlerinin tutumunu konuştuk. Bu söyleşimizi sizlerle de paylaşmak istiyorum.

Özgecan Hanım, 2021 yılında çocuk hacizlerinin artık bittiği haberlerini okumuştuk. Fakat Kocaeli’nde 8 yaşındaki kız çocuğunun icra memurları tarafından haciz yoluyla annesine teslim görüntülerini izledik. Neden yaşandı bu olay?

Evet, 2021 yılında ‘İcra ve İflas Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun’ ile bazı kanun maddelerinde değişiklikler yapıldı ve 1932 yılından beri yürürlükte olan icra ile çocuk teslimi hususu da düzenlendi. Düzenleme ile adli destek ve mağdur hizmetleri tarafından çocuk teslimin yerine getirilmesi ile harç alınmasının kaldırılması ve pedagog eşliğinde sürecin tesisi sağlandı. Ancak ne var ki, hâlihazırda tüm Türkiye genelinde değil bazı pilot illerde uygulama başladı. 4 Nisan 2022 itibari ile Adıyaman, Elazığ, Erzurum, Gümüşhane, Kırıkkale, Kırşehir, Mardin, Muğla, Sivas, Tekirdağ ve Uşak uygulamanın olduğu iller. Yılsonuna kadar bütün ülke genelinde çocuk teslim merkezlerinin kurulması bekleniyor.

Kocaeli’nde yaşanan olayın hukuki açıklaması nedir?

Kocaeli’nde uygulama icra müdürlükleri kanalı ile yapılıyor. Harç alınmıyor ancak teslime ilişkin prosedür, icra müdürlüğü tarafından gerçekleştiriliyor. Yaşanan üzücü olayların sebebinin teslimin icra kanalı ile yapılmasından ziyade ebeveynlerin yaklaşımlarından kaynaklandığı kanaatindeyim. Zira icra müdürlüğü bu teslimi sağlarken uzman pedagog eşliğinde gitmekte, ne var ki aileler bu süreçleri zora sokmaktadır. Teslime engel olan ile müşterek çocuğu ikna ile değil de zorla almak isteyen ebeveynler bu süreçlerin sancılı yaşanmasına asıl sebep olandır.

Gözlemlerine dayanarak soruyorum: Boşanmış ebeveynler çocuklarına bu travmayı neden yaşatıyor?

Kanaatimce anne ve/veya babaların çocuk haczine yol açmasının en temelinde yatan husus, çocukların eşya gibi görülmesi… Yani sadece anne veya babanın; çocuğu kendisine ait hissetmesi, çocuk ile diğer ebeveyn arasında olan ilişkiyi kendisine bağlı görmesi ve kendisine karşı yapılan hataları çocuklarını göstermeyerek intikam aracı olarak kullanmasıdır. Kişiler çocuğun üstün yararından ziyade içinde bulundukları durumu ve şahsi emellerini öne almakta bunu yaparken de en büyük zararı kendi çocuğuna vermektedir. Müşterek çocuk ile kişisel ilişki sadece ebeveyninin değil aynı zamanda çocuğun da hakkıdır.

En büyük neden bencillik yani?

Boşanmaların en büyük mağdurunun bilinçsiz ve bencil ebeveynleri yüzünden çocuklar olduğunu görmek son derece üzücü… Zira çocuklar bu toplumu şekillendiren bireyler olacak ve çocukluk travmaları ilerde toplum içerisinde adapte ve faydalı olmalarını engelleyecek, kuracakları aile ilişkilerine yansıyacak, güvensizlik hissedecek ve hatta suça sürüklenmeye yatkın olacak hâle getirebilecektir.

Çocuğun yararı kamuya ilişkin olup sadece anne baba takdirinde olamaz. Çocuklar milletin geleceği ve güvencesidir.

Çok haklısınız. Peki, bu aileler için bir yaptırım gerekmez mi?

Kesinlikle… Bu bilinçle hareket edilmeli ve buna sebep olan ebeveynler gerek tazminat gerekse cezai yol ile cezalandırılmalıdır. Bir an evvel eğitici boşanma ve evlenme prosedürlerinin hayata ile geçirilmesi ile bu konun çözüme kavuşmasını umuyorum.

Boşanma ve çocuk velayeti konularında tecrübeli bir avukat olarak bu sorunun çözümsüzlüğünü nasıl değerlendiriyorsun?

Her ne kadar ilgili kanun maddesi değişmiş olsa dahi anne ve babaların uyumlu olmadığı, boşanmanın taraflar arasında değil de çocuklar taraf edilerek sağlanmaya çalışılıp, sorunlara karşı koz olarak kullanıldığı, hırslara alet edildiği takdirde yasal düzen ne olursa olsun istenmeyen görüntüler ortaya çıkacak ve çocuklar etkilenecektir. Çocuklar boşanmanın tarafı değildir. Çocuğa karşı sorumluluklarının farkında olmayan ebeveynler çocuk ile baba, çocuk ile anne arasında olan ilişkinin kendilerinden bağımsız önemi ve değerinin farkında olmadığı sürece en büyük zararı yine çocuklarına vereceklerdir. Önüne geçmek için yapılması gereken en önemli şey boşanma süreçlerinde psikolojik destek almak ve bilinçlenmektir. Hatta evlenmeden önce kişilere evlilik ehliyeti şart koşulmalı ve bazı eğitimler verilmelidir.

Toplum olarak arızalı olduğumuz konuların başında ayrılmayı bilmemek de var. Sizin de ismini zikrettiğiniz “evlilik ehliyeti” kapsamında verilecek eğitimde boşanma süreçleri de dâhil edilmeli mi sizce?

Tabii ki de boşanmanın sonuçları, sonrasındaki yaşanabilecek durumlar ve süreçleri hakkında hususlar da bu eğitimin içinde yer almalıdır. Çünkü yasa ile konulan düzen, toplumsal bilinçle karşılık bulmadığı sürece yetersiz kalacaktır.

Son olarak, yurt dışında böyle bir uygulama var mı?

Yurt dışında olan boşanmalar ülkemizde olduğu gibi kimi zaman sorunlu süreçler içerse de genel kabul çocuğun üstün yararı olup anne ile babanın çocukları ille olan ilişkisi ve sorumlulukları detaylı düzenlenerek boşanmalar sağlanmakta, ihlal hâlinde velayetin el değiştirmesi gibi maddi manevi ciddi yaptırımlara sebep olmaktadır. Başta “Birleşmiş Milletler Çocuk Hakları Sözleşmesi” olmak üzere, uluslararası imzalanan birçok sözleşme ile hem çocukların hakları hem de ebeveynlerinin çocuklarını görme hakları güvence altına alınmıştır.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Ayşe Baykal Arşivi