‘Beşeriyet korkunç bir yıl geçirdi!’

Son Güncellenme Tarihi: Ocak 3, 2021 / 01:53

Başlık, 1 Ocak 1941 günü Cumhuriyet gazetesinde bir önceki seneyi değerlendiren Ömer Rıza Doğrul’a ait… Sahiden de 1930’lardan bugüne her yılbaşında savaşların, hastalıkların ve ekonomik sorunların geride kalması umulmuş ve yeni takvimin uğur getirmesi dilenmiş. Oysa ertesi yıl çıkan gazetelerin manşetleri, bir öncekini aratır cinstenmiş! Peki suçlu sadece “takvim” miymiş?

Yeni yıla girerken bir önceki senenin olaylarını değerlendirmek, medya için âdettendir. Hatta karikatürlerde kadim yıl yaşlı bir insan olarak tasvir edilirken, her gelen seneye ise yeni doğmuş bebek ya da yakışıklı / güzel bir genç yakıştırılır! Bu klişe, her 365 günde bir kendini tekrarlayacaktır!
1930 yılının 1 Ocak tarihli Milliyet gazetesi örneğin… “Yeni senede Türk milleti için yeni bir refah devrinin başlangıcı”nı müjdelemektedir. Belli ki henüz 7 yaşındaki Türkiye Cumhuriyeti, dünyayı kasıp kavuran “Büyük Buhran”a rağmen umut ve beklenti içindedir. Oysa 1 Ocak 1931’de aynı gazetenin manşetini “Menemen Olayı” kaplayacak, Falih Rıfkı’nın başyazısında “Asteğmen Kubilay’ın öcünün alınacağına” dair yeminler edilecektir!
Kısa süre sonra 2. Dünya Savaşı’nın ayak sesleri duyulmaya başlar. Ve o zamanlar da yeni yılın “falı”nı yayınlayan basın, Almanya’nın “rejim değiştirip” dünyanın başına bela olacağını  “meşhur Fransız medyum Madam Fraya”ya dayanarak açıklar!


‘TÜZGÜNME’NİN SIRASI DEĞİL!

Nitekim 1 Ocak 1935’te çıkan Anadolu gazetesi, “Acunun (dünyanın) siyasal gidişi geçen yılkinden daha kötü ve karışıktır” diyerek bu durumu doğrulamaktadır. Yani 1934’te de beklenenler olmamıştır.
Buna karşılık ülkemizde “Yılbaşı kutlamaları züppelik mi, modernlik mi?” tartışmaları köşe yazılarında sürerken 500 bin lira büyük ödüllü “Tayyare Piyangosu” düzenli olacak çekilmekte, “İstanbul yeni yıla neş’e içinde girmekte”dir.
“Ankara Birası umduğumuzdan iyi çıkmış”, soyadını kütüğe kaydettirenlerin sayısı 5 bine ulaşmıştır. “Çankırı’da peçe ve çarşaf kalkmakta”, devletimiz topluma “anuklanmak” (hazırlanmak), “tüzgünmek” (hayale dalmak) gibi “öz Türkçe” karşılıklar aşılamaktadır. Ne büyük saadet… Bir siyasi liderimizin tabiriyle “Angalmamak (hayret etmemek) imkânsız”dır!

TRAJEDİ İLE UMUT HEP İÇ İÇE…

1937’ye girilirken Tan gazetesinde Sabahattin Ali’nin “Kuyucaklı Yusuf”u neşredilmekte, aynı nüshada Nâzım Hikmet’in “komünistlik suçu ile tevkif edildiği” bildirilmektedir. Yiyecekler yüzde 20 pahalılaşmış olsa da Türkiye için “imar yılı” beklenmektedir.
Fakat aynı gazetenin bir sonraki yılbaşı sayısında Noel Baba’nın 1937’yi sopayla kovaladığını görürüz! Zira mevcut ekonomik sorunlara bir de Çin’deki kolera salgını eklenmiştir. Madem 1937 de olmadı; şu durumda 1938’den güzellikler beklemek en iyisidir!
Oysa mahut yıl, “ebedi şef” Atatürk’ü elimizden alacaktır. 1 Ocak 1939 tarihli Cumhuriyet gazetesinde Nadir Nadi, bu haberin Türk tarihinde en kötü olaylardan biri olduğundan söz etmektedir. Buna karşılık manşette yerkürenin üzerine çıkmış genç 1939, “dede” şeklindeki 1938’i tekmeyle def etmektedir. Yani… Her şeye rağmen umut vardır ve “Şukûfe Itriyat Fabrikası muhterem müşterilerine iyi seneler dilemekte”dir!


HİTLER: “İSTİLA DERDİNDE DEĞİLİZ!”

Ama 1939 da kimseyi memnun edemez. Zira 1 Ocak 1940 tarihli İkdam gazetesi, bu kez dört gece önce 33 bin cana mal olan, 7.2’lik Erzincan depremini manşete taşımıştır. Elbette “Milli Şef felâket bölgesini teftiş etmiştir ve yaralar hızla sarılacaktır”!
Yetmezmiş gibi aynı yıl bir de 2. Cihan Harbi çıkmasın mı?… Abidin Daver, Cumhuriyet’teki köşesinde savaşın kolay kolay bitmeyeceğini öngörse de dünya için bir “barış yılı” ummaktadır.
1 Ocak 1941 tarihli Cumhuriyet ise 1940’ın alev alev yaktığı yeryüzünü manşetten verecek; 1941’i elinde zeytin dalı tutan bir melek olarak tasvir edecektir. Arka sayfada Ömer Rıza Doğrul, “Beşeriyet korkunç bir yıl geçirdi!” başlığıyla durumu değerlendirirken, yeni yıldan “şerefli bir barış” dilemektedir. Zaten Hitler de aynı gün, “Dünyayı istila etme derdinde değiliz!” demiştir. O halde yeni yıldan iyilikler beklemek pek tabiidir!

YENİ YIL HEDİYESİ: “VARLIK VERGİSİ”

Halbuki savaşın bitmesinde daha çok vardır. 1 Ocak 1943’ün gazeteleri Türkiye’nin tarafsızlık politikasını alkışlamaktadır. Çünkü “Milli Şef’imizin dâhiyane diye tavsif edilebilecek basiretkâr idaresi sayesinde masun (korunan)” kalmışızdır. Umarız ki milletimiz için “mes’ud ve huzurlu” bir yıl başlamaktadır!
Aynı gün İkdam gazetesinin soğuk bir sütununda “Varlık Vergisi”ni ödemek için son günlere gelindiği, borcunu ödeyemeyenlerin “evvelce tespit edilen yerlerde” bedenen çalıştırılacakları yazmaktadır. Demek ki yeni yıl, “birileri” için pek de “mes’ud ve huzurlu” olmayacaktır. Trajedileri bizzat yaratan insan, muhtemelen suçu ertesi yıl yine “takvim”e atacaktır.

ATOM BOMBASIYLA GELEN ‘BARIŞ’!..

Ve 1 Ocak 1946… Milyonlarca insanın ölümüne yol açan harp nihayet bitmiştir. Gazetelerin yeni yıl karikatürlerinde 1945, “açlık” ve “anlaşmazlık”ları alıp götüren bir dede olarak resmedilirken şimdi kolunda atom bombasıyla sahneye giren 1946, “barış ve güven” getirmektedir!
Ertesi senenin Cumhuriyet’i “1947 yılına güler yüzle başlıyoruz!” başlığıyla çıksa da bu kez 1946’yı kötüleyecektir. Elbette savaşın hemen sonrasında dünyanın gergin olması normaldir ve umarız ki 1947, tüm dünyaya refah getirecektir!

HAYDİ 2021, GÖRELİM SENİ!

Diye diye 2021’in 1 Ocak’ına geldik bile!.. Şimdi herkes 2020’nin insanlık için 2. Dünya Savaşı’ndan beri en kötü yıl olduğunda hemfikir; 2021’in hiç değilse eskisinden beter olmayacağını umuyor! Bu anlamda kimileri Koronavirüs pandemisinin öğrettiklerini şans sayarken, kimileri de “Durun daha!.. İklim krizi yeni başlıyor!” diye herkesi uyarıyor. Ve yılbaşı günü İstanbul’da termometreler 17 dereceyi gösteriyor!
Şu durumda COVID-19 aşılarını bir an önce yapmak, Instagram’cılara seyahat hürriyetini yeniden kazandırmak ve aynı zamanda İstanbul’un barajlarındaki su rezervini hızla artırmak da 2021’e düşüyor!
Haydi genç kahraman, göster hünerini!..

– Herkese güzel yıllar…

Teşekkür: Tüm bu eski gazetelere online olarak ulaşmamızı sağlayan İstanbul Üniversitesi Gazeteden Tarih Bakış Projesi’ne teşekkürler.

Gazete Pencere'yi Google'da Takip Et

Scroll to Top