“BEŞİKTAŞ’I ÜZMESİNLER”

“BEŞİKTAŞ’I ÜZMESİNLER”
Kredi tükeniyor, 4-1’lik Konya hezimetinin ardından Gençlerbirliği ile yeniden hayata dönme umudu dün İnönü’nün çimlerine gömüldü.Beşiktaş yönetimi ile Sergen Yalçın arasındaki uyumsuzluk artık saklanamıyor.Transfer...

Kredi tükeniyor, 4-1’lik Konya hezimetinin ardından Gençlerbirliği ile yeniden hayata dönme umudu dün İnönü’nün çimlerine gömüldü.
Beşiktaş yönetimi ile Sergen Yalçın arasındaki uyumsuzluk artık saklanamıyor.
Transfer konusundaki beceriksizlik ortak başarı mı, yakında çıkar diyordum, Sergen Yalçın maç sonu zekice noktayı koydu. Transfer soruldu, kadro soruldu hocaya, “Bana değil transferi yapanlara sorun” dedi.
Bir cümle daha var, “İpler çabuk kopma noktasına geldi”
Dikkat! diyorum.
Ama olan Beşiktaş’a, bu formaya hayatını adayanlara oluyor. Beşiktaş’a yazık oluyor.
İdeal kadro arayışı elbette Beşiktaş’ta da yaşanıyor. Sergen Yalçın da arıyor. Ligde 4 maç, 4 farklı 11, mağlubiyet serisi yaşanan kupa maçları da aynı.
Bu kez Rıdvan, Töre, Aboubakar ve Josef ilk 11’de. Geçen haftanın gol ve asist kralı (!) Vida’nın yerinde Montero var. Gittikçe toparlanan N’Sakala da kulübeye çekilmişti.
Oğuzhan, Mensah ve Ljajic’in sezonun daha başında kendilerine kulübede yer bulmaları kaygı verici. İyi haber Atiba’nın dönüşüydü.
Hoca, “Bazıları oynayacak bazıları bekleyecek” diyor, umudu var hala.
Takım halinde defans yapmak için sahaya çıkmış görünen Gençlerbirliği’nin bu halinin yanıltıcı olduğu kazanılan ilk kornerde anlaşıldı. Korner dönüşü yarı sahasından çıkamayan Beşiktaş, Furman’ın ortasına bomboş yükselen Stancu’nun kafasından golü yedi. Gençlerbirliği sezonun ilk golünü böyle attı.
Oyunu Boyd ve Töre’nin olduğu kanatlara bir türlü yıkamayan Beşiktaş, sur gibi dizilmiş Gençlerbirliği kalabalığını aşamadı. Welinton’un geriye Josef’in de yanlara paslarıyla dakikalar tüketildi gitti.
Kartal’ın dizilişi mi, toplu çıkıp toplu dönen Gençlerbirliği’nin oyun anlayışı mı karar veremedim. Dorukhan ve Atiba sahada kaybolup gitti. Özellikle Dorukhan o yerin adamı değil. Zaten defansif üç orta saha, Atiba, Josef ve Dorukhan doğru bir diziliş olabilir mi? Sergen Hoca’nın antrenmanda bile denediğinden kuşkulu olduğum yan yana bu üçlüyü sahaya sürmesinin hikmetini anlayamadım.
İlk yarı Josef’in tek şutu ve Töre’nin kaleci ile karşı karşıya kalıp gol atamama beceriksizliğini saymazsak pozisyon bulamayan Beşiktaş, soyunma odasına 2-0 mağlup gitmekten son anda kurtuldu.
Topa yüzde 64 sahip olacaksın ve pozisyon bulamayacaksın. Yan paslara, geriye paslara maç vermiyorlar beyler.
Dorukhan’ın yerinin yanlışlığı 45 dakika sonra anlaşıldı, boşalttığı alanda daha yaratıcı olabilecek Mensah sahaya sürüldü.
Aboubakar ve Boyd’un yerine Larin ve Güven’in oyuna alınması görüntüyü değiştirmedi. 64. dakikadaki Gençlerbirliği’nin atağı ev sahibi ekibe atak nasıl yapılır dersi gibiydi? Berat’ın gole giden topunu Montero çizgiden çıkarabildi.
Sahaya sürülen 11 adam ile yedekte bekleyen 10 adam nerede olduğunu idrakten çok uzakta. Bir bütün halinde şuursuzluk olunca değişiklikler takıma fayda getirmedi.
Gençlerbirliği ligde ilk golünü, Mert Nobre de hoca olarak kariyerinde ilk galibiyetini bu maçta aldı. Yani tarihi onlar yazdı dün.
Avrupa’yı bir kenara bırakalım, ligde Antalya, Konya ve Gençlerbirliği’ne hovardaca verildi puanlar.
Kimliksiz, silik, ezik bir görüntü veren Beşiktaş formasıyla stada giren 21 adam pandemiye dua etmeli. Zira o stattan zor çıkarlardı. Şiddet anlamında demiyorum, utanma anlamında. Çünkü seyircinin olmayışı topçuların utanmaması için avantaj gibi.
Şimdi maçsız uzun bir dönemi başlıyor Beşiktaş’ın. Transfer imkanının bitmesine artık saatler var. Yönetim, Teknik kadro ki en başta Sergen Yalçın ve Beşiktaş formasını giyme onurunu yaşayan kramponlar akıllarını başına almalı.
Şapka önlerine konmalı, yeterince zaman var.
Defalarca altını çizdim Sergen Yalçın, Beşiktaş yönetimine büyük vaatlerle talip olanlara büyük gelir. Burası işyeriniz değildir.
Yok yakınken Süleyman Bey’in sözünü hatırlatayım.
“Beşiktaş’ı üzmesinler”