Kerem Kırçuval

Kerem Kırçuval

BEŞİKTAŞ’IN FİNALLERİ ŞİMDİ BAŞLADI

Aytaç’ın attığına Larin karşılık verse idi maç 30. dakikada yeniden başlayacak, kadrodaki eksikler unutulacak, orta sahadaki top kayıpları bir kenara konacak, kimse de bu maçtaki yeni yahut mecburi yerini yadırgamayacaktı.
Olmadı.
Gündüz maçlarının sonuçları Kasımpaşa’yı düşecek dörtlü arasına alınca maçın havası çok değişti. İstanbul’un havası gibi.
Milli Takım arası, adeta Beşiktaş’a operasyon gibi geçti. Ghezzai zaten cezalıydı ama Aboubakar, Cenk, Dorukhan, Hasic dönemedi. Mensah da sakatlandı. Yedek kulübesinde 6 topçu vardı, ikisi kaleci.
Yetmemiş son Fener maçının hakemi bu maça verilmiş. Koca Federasyon, koca Merkez Hakem Kurulu, Sergen Yalçın ile inatlaşmış. Yani diyeceğim rahat bir oyun, klasik bir oyun beklemek zaten zordu.
Evin oğlu Necip yerini yadırgayanların başındaydı. Aslında esas yerini Rosier oturtamadı. Beşiktaş’ın sağ kanadı ilk yarı yoktu.
Josef istikrarının çok gerisindeydi. Larin, tüm sorumluluğun kendine binmesini yadırgayanlardan biriydi misal. Peki, formayı kapmış ve bunu fırsata çevirme şansı yakalamış N’Koudou ve Ljajic’e ne demeli? Uyur gezerler gibiydiler. Olmaz.
Sahada ayakta kalan, puan tablosunu, bu maçın önemini, kalan maçların anlamını çözen tek “bilim insanı” Atiba Hutchinson’du. 38 yaşındaki bu müthiş profesyonel, sanki 18 bin kilometre yol yapmamış, sanki milli maça çıkmamış gibiydi. Atiba, yalnız Beşiktaşlıların değil Türk futbolunun, futbolcusunun örnek alması gereken bir isim olduğunu yine, yeniden gösterdi.
Soyunma odasına 1-0 mağlup giden Beşiktaş’ta bir sağ kanat operasyonu beklentisi sonuçsuz kaldı. İkinci yarıya da aynı kadroyla başladı.
Ancak ne Ljajic’in kendine geleceği vardı ne N’Koudou’nun işe yarayacağı…
Skor da tehlikeli. Operasyonun da devam etmesi lazım. Halil Umut Meler’in VAR’ın yardımıyla icat ettiği penaltı kaleci Ersin’den döndü. 57’de ikinci sarıdan atılması geren Aytaç Kara hareketi gözünün önünde oldu, kartını çıkaramadı. 5 dakika sonra hocası Aytaç Kara’yı kırmızı tehlikesinden kenara alırken, Sergen Yalçın, meslektaşı Şenol Can’a, “Tebrikler hakemin yapamadığını sen yaptın” diye takılıyordu.
Ljajic-Gökhan Töre, Necip-Oğuzhan değişiklikleri Beşiktaş’a fayda sağlamadı.
Maçın son atağında Beşiktaş’ın kullandığı kornerden gelen topu Josef ağlarla buluşturabilse alınacak bir puan bile moral olacaktı.
Bu da olmadı.
Kasımpaşa yeni hocasıyla ilk maçında hem birlikte hem ileri oynayan bir görüntü çizdi. Şenol Can, ligin pozitif hocalarından biridir ve Karagümrük başarısı ortadadır.
Sonuç olarak Beşiktaş cebinden yemeye devam ediyor. Galatasaray, Rize’ye yenildi, Beşiktaş Fener ile berabere kaldı. Galatasaray yine yenildi, Beşiktaş eksik kalmadı gidişattan.
Rakiplerinden bir fazla maça çıkacak Beşiktaş. Oynanmamış gizli bir üç puan diyelim buna ama morali bozulan rakiplerinin moralini düzeltti.
Daha da önemlisi sezon başında Sergen Yalçın’ın kadro derinliği sözlerini ciddiye almayan, alamayan yönetim bu maçta gördü ki mucizelerin de malzemeye ihtiyacı var.
Sakatlık, ceza, virüs derken Beşiktaş ilk büyük yalnızlığında, altın tepside sunulan fırsatı geri çevirdi.
Gol atamayabilirsiniz ama defansta büyük eksiğiniz yok. Kasımpaşa’dan gol yemenin ve bu kadar pozisyon vermenin de Beşiktaş açısından bir başka tehlike olduğunu görmek lazım.
Uzun bir aradan sonra mağlubiyet yaşayan Beşiktaş için de artık her bir maç bir final. İki haftada kalan maçları final olmaktan çıkarabilecekken bu tabloyu ortaya koyanlar, düzeltmesini de bilir.
Buradan Merkez Hakem Kurulu’na bir çağrı da yapalım. Futbol tarihinde bir ilki Beşiktaş’a, Sergen Yalçın’a yaşatanlar geri adım atmasın. Beşiktaş’ın tüm maçlarına Halil Umut Meler atansın.
“Masada değil sahada” demedikten sonra ne ahlaktan ne de adaletten bahsedebilirsiniz. Ve unutmayın böyle giderseniz kimseden de ahlaklı ve adaletli bir tavır göremez, tarihe böyle yazılırsınız.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Kerem Kırçuval Arşivi