Bir daha bu yolları aynı hevesle yürür müyüm?

Türkiye baş döndürücü bir haftayı geride bıraktı. Ekonomi yönetiminde yapılan değişiklikleri kimse beklemiyordu. Kuşkusuz Cumhurbaşkanı Erdoğan topu ters köşeye yolladı. Ancak gol oldu mu olmadı mı henüz karar vermek için erken. Öte yandan kesin olan Merkez Bankası başkanının ve özellikle bakanın değişimi çok büyük bir kırılmaya işaret ediyor. AK Parti’nin iç dinamikleri için ne anlama geldiğini içeriyi bilenler daha iyi değerlendirir. Ben siyasi sonuçlarına bakacağım.
Ekim ayı TurkiyeRaporu.com ay ortası anketinde katılımcılardan her zaman oluğu gibi ekonominin bugünkü durumunu değerlendirmelerini istedik. “Kötü/Çok Kötü” cevabını veren %69’a neden bu cevabı verdiklerini ayrıca sorduk. %57 bu soruya “kötü yönetim” cevabını vermişti. Geçtiğimiz hafta bu yönetim en tepeden değiştirildi. Görülen o ki daha alt kademelerde de değişiklikler başladı ve devam edecek.
Peki bu değişim yeterli mi? Bu sorunun cevabını iki fa ktör belirleyecek. Yapılan atamalara piyasanın ilk tepkisi olumlu oldu. Bir yandan Türk lirası değer kazanırken diğer yandan CDS değeri düştü. Ekonominin tecrübeli bürokratlara teslim edilmesi ve işlerini yapabilecekleri serbest alanın sağlanacağına dair verilen mesaj karşılık buldu. Ancak bundan sonra ekonominin düzlüğe çıkabilmesi için sert bir reçete uygulanması gerekiyor. Bu sert reçetenin kaçınılmaz sonucu olarak düşük büyüme ve beraberindeki sorunlar Türkiye’nin önümüzdeki 1 yılını tanımlayacak. Yakın zamanda kredilerin geri ödemesiyle ilgili başka konular da var ancak o başka bir ekonomi yazısının konusu. Zorluklar arttıkça Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ekonomi yönetimine sağlayacağı alan hızla daralabilir. Dolayısıyla bu değişimin sağlayacağı umulan istikrar istenildiği kadar uzun soluklu olmayabilir. İkinci faktör ise sadece ekonomide yapılan değişikliklerin, yönetimin diğer alanında, özellikle adalet sisteminde bir bakış açısı değişikliğiyle desteklenmedikçe piyasalar gözünde yeterli olmayacağı. Adalet Bakanı yaptığı açıklamalarla bazı değişiklikler olacağını ima etti. Göreceğiz. Bütün bunlara jeopolitik gelişmelerin ve ABD’deki yeni yönetimin getirdiği riskleri eklemekte fayda var.
Özetle Cumhurbaşkanı Erdoğan çok keskin bir hamle yaparak ekonomi alanında muhtemel bir çıkış yolu açtı. Bu çok dar ve hata kaldırmayan bir yol. 2021 yılı bu yolun nasıl yürüneceğini bize gösterecek.
Bu olan bitene bakınca aklıma Sezen Aksu’nun kaçak şarkısı geliyor. Şarkıda küskün bir aşığın duygularını anlatan mısralar ve retorik olarak sorulan soruların cevapları önümüzdeki dönemdeki gelişmeleri çok yakından ilgilendiriyor bence. Birkaç satırını hatırlamakta fayda var:
Pişman değilim ama caydım sözümden
Düşman değilim ama düştün gözümden
Bir daha bu yolları aynı hevesle yürür müyüm?

Önceki ve Sonraki Yazılar
Can Selçuki Arşivi