Bir enflasyon hikayesi

Tam 2 yıl önce bu dönemler Türkiye’de soğanı, patatesi, gıdayı kısacası enflasyonu ve hayat pahalılığını konuşuyorduk. O dönem Rusya’da Moskova’da bir üniversitede misafir öğretim üyesi olarak çalışıyordum. Fox TV’de yayınlanan İlker Karagöz’le Çalar Saat Haftasonu için dünyanın en pahalı üç kentinden biri olan Moskova’daki market fiyatları ile ülkemizdeki fiyatları karşılaştırmak üzere bir çalışma yapmaya karar verdik. Ben hem kameraman hem de muhabir olmuştum. Sonra bunun Hollanda versiyonunu da yaptık.
Aradan tam iki yıl geçti. Moskova hala dünyanın en pahalı kentlerinden biri. Rusya’da o dönemden bu yana yıllık enflasyon şöyle oldu:
2018: %2,88
2019: %4,47
2020: %3
Türkiye’de yıllık enflasyonda ise aynı dönemde şu şekilde:
2018: %16,33
2019: %15,18
2020: %10,5 (Yeni Ekonomi Programı hedefi)
Yani şöyle bir baktığımızda, o dünyanın en pahalı kentinde 3 yılda fiyatlar %10 civarı artarken bizde %50 artmış durumda… Aynı dönemde Rus Rublesi’nin değeri dolar karşısında %20 erirken, Türk Lirası’nın değerini %30’un üzerinde kaybetti. Ama gördüğünüz gibi bu değer kaybı Rusya’da fiyatlara görece daha az yansıdı. Nitekim ben orada iken kimsenin enflasyon doğru mu yanlış mı tartışması içerisinde olduğunu da görmedim.
TÜİK ise dün sabah 10:00’da Eylül ayı enflasyonunu açıkladı ve aynı tartışma başladı! Yıllık enflasyonu %11,75 olarak açıklayan TÜİK, gıda enflasyonunun ise yıllık %16 civarında olduğunu ifade etti. Doğal olarak da veriler sokağı ne kadar yansıtıyor tartışmaları da başladı!
Bir yanda pandemi ile birlikte süregelen işsizlikteki artış, pandemi nedeniyle ortaya çıkan kısa çalışma ödeneği ve ücretsiz izin uygulamaları ile birlikte gelirini tamamen ya da kısmen kaybeden 10 milyondan fazla insan var, öte yanda ise tüm dünyada sıfır enflasyon hatta deflasyon (fiyat düşüşleri) yaşanırken %11,75 yıllık enflasyon.
Şimdi siz bana söyleyin! Enflasyon %11, %12, %15 ne fark eder ki?
Hem içeride, hem dışarıda hızla eriyen bir satın alma gücü, hızla artan bir geçim zorluğu ile karşı karşıyayız.
Bütün bu harala gürele içerisinde ise değişmeyen bir şey var!
Moskova hala dünya için çok pahalı şehirlerden biri ve yine bizim için hala en pahalı yer yine maalesef güzel ülkemiz Türkiye!
Neden mi?
Çünkü biz, hiçbirimiz dolarla maaş almıyoruz…

Önceki ve Sonraki Yazılar
Oğuz Demir Arşivi