Bir Tablonun Anlattıkları “Dans”

Yirminci yüzyılın önemli ressamlarından olan Matisse 1869 yılında Kuzey Fransa, Le Cateau-Cambresis’de dünyaya gelir. Varlıklı tahıl tüccarı bir ailenin en büyük çocuğudur. Paris’e hukuk eğitimi almak için gider. Eğitimini tamamladıktan ve deneyim kazandıktan sonra Le Cateau-Cambresis’de mahkeme yöneticisi olarak çalışır. Resim yapmaya 1889 yılında yani yirmi yaşındayken başlar. Matisse bu dönemde apandisit ameliyatı geçirir, annesinin ona aldığı sanat malzemeleriyle yeni bir tür dünya keşfeder ve bundan sonraki yaşamına sanatçı olarak devam etmeye karar verir.
• • •
1891 yılında, 21 yaşında olan Matisse sanat eğitimi almak için Paris’e gider. Akademik sanat eğitimi almak isteyen sanatçı 1891-1892 yıllarının kış aylarında Julian Akademi’de William-Adolphe Bouguereau eğitmenliğinde sanat eğitimine başlar. 1892 yılında Ecole des Beaux-Arts’da sembolist sanatçılardan Gustave Moreau eğitmenliğinde çalışmalarını sürdürür. Matisse’in çalışmaları ilk kez 1895 yılında sergilenir. Klasik akademik çalışmanın etkisi o dönemde sanatçının çizimlerinde belirgin olarak hissedilir.
• • •
Sanatçının kullandığı teknikte eski jenerasyon sanatçılarından Edouart Manet ve Paul Cezanne’dan etkilenir. 1904 yılı yaz aylarında sanatçı arkadaşı Paul Signac’ı küçük bir balık kasabası olan Saint Tropez’de ziyaret eder ve Güney Fransa’da ışığın parlaklığını keşfedince renk paletindeki renkleri de daha parlak kullanmaya başlar. Yine bu bölgeye yakın bir yer olan Lavandou’da yaşayan Henri-Edmond Cross isimli ressamın ortaya çıkarmış olduğu noktacılık tekniğini görür. Bu tekniği 1880’li yıllarda mükemmel olarak uygulayan diğer önemli Fransız sanatçı ise Georges Seurat’dır.
• • •
Aralarında bir rekabet duygusu olmasına rağmen Matisse 1906 yıllarında Paris’te tanıştığı, 11 yaş küçük olan Pablo Picasso ile hayat boyu arkadaş olur. Ressam olarak aralarında tek fark Matisse‘in doğadan esinlenerek Picasso’nun ise hayal ederek resim yapmasıdır. Her iki sanatçının da resmini yapmak istedikleri konular ortaktır: gündelik yaşam ve kadınlar.
• • •
Matisse’in eşi Amelie ile olan evlilikleri 41 yıl sonra Rus bir genç kadın olan Lydia Delectorskaya yüzünden 1939 yılında son bulur. Delectorskaya daha sonra kendisini vurarak intihara teşebbüs eder ama ciddi bir yaralanma olmadan kurtulur. Sonraki yıllarda hep Matisse’in yanında kalarak her işi için ona asistanlık yapar. Matisse’e 1941 yılında ülser ve daha sonra mide kanseri teşhisi konulur. 1943 yılından ölüm yılı 1954 yılına kadar pasif bir yaşantı sürmesine rağmen sanat üretimine devam eder.
• • •
“Dans” Moskovalı koleksiyoner Sergei Shchukin tarafından sipariş edilmiştir. Resimde gerçek kişiler yoktur, semboller tasvir edilmiştir. Bu resmin kaynakları kimi ritüellerde korunmuş olduğu varsayılan pagan zamanların halk danslarına uzanmaktadır. Pagan Baküs şenliklerinin coşkusu, kırmızı, mavi ve yeşilin son derece güçlü armonisiyle somutlaştırılmıştır. Burada kırmızı insanoğlunu, yeşil yeryüzünü ve mavi evreni simgelemektedir. Yine renklerle oluşturulmuş iki boyutlu bir mekandan söz etmek mümkündür. Derinlik ton farklılıklarıyla verilmektedir. Hareket halindeki kadınlar, oluşturdukları halkada sanki sonsuza dek dönecekmiş izlenimi vermektedirler. Kadın figürlerine dikkat edildiğinde öndeki figürün arkaik betimlenişi, kadınların çıplak oluşu, zaman dışılığı ve evrenselliği de vurgulamaktadır. Evrenin ve doğanın ritminin insanoğlunun bilinçaltında uyandırdığı duyguyu anlatmaktadır bu resim. Beş figürde yapılan deformasyonla tüm kullanılan ritimlerin gücü ve tutkulu canlılığı ifade edilmiştir. Bu hareketler vahşi yaşam enerjisi taşımakta ve kırmızı renk, içinde sakladığı heyecan, sıcaklık ve kızgınlıkla bu enerjinin sembolü olarak kullanılmaktadır. Özellikle ayak ve başların hareketleriyle, kıvrılan bacaklarla bu enerji izleyiciye aktarılmaktadır.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Kubilay Kaptan Arşivi