Bir tablonun anlattıkları: “Pandemonium”

Resim, 17. yy’da İngiliz Şair John Milton tarafından yazılmış epik bir şiirin bir bölümünü resmeder. Kafiyesiz olarak yazılan şiir Musevi-Hristiyan inancındaki Şeytanın isyanı, kovuluşu, Şeytan’ın Adem ve Havva’yı kandırması ve cennetten çıkarılmasını konu edinir.

Milton kitabın yazılış amacının “Tanrı’nın yollarını insanlara kanıtlamak” olduğunu söylese de Şeytanı gururlu ve demokrat bir karakter olarak işleyişi tartışmalara neden olmuş, 19.yy’da şiirin baş kahramanının Şeytan olduğu söylenmiştir. William Blake, Milton için “Gerçek bir şair ancak bilmeden Şeytan’ın mezhebindendi” demiştir. Milton şiirinde Pandemonium’u cehennemin merkezi (başkenti) ve şeytanın ve diğer asi meleklerin cehennemde toplandığı yer olarak kullanılmıştır. Pandemonium Yunanca Pan ve Demonium‘dan gelir.
John Martin, bu şiirin belirli bir bölümündeki sahneyi resmetmiştir. Parlak kalkanı ile Şeytan, Pandemonium’da diğer düşmüş melekleri isyana çağırmaktadır. Resmin detayında görebileceğiniz gibi ateşin içinden asi melekler, ordu şeklinde gelmektedir.

Milton'ın Kayıp Cennet adlı eseri bugün pek okunmuyor. Ama 350 yılını dolduran bu destansı şiir, bugün bile İngiliz edebiyatını şekillendiren eşsiz eserlerden biri olmaya devam ediyor. 10.000 mısrayı aşkın bu destanda cennete girme savaşı ve insanın cennetten kovulmasının hikâyesi anlatılır. Onlarca bölümde cennetin kaybedilmesini, gözden düşen Şeytan'ın ve insanın gözüyle anlama çabası görülür. Dinin eskisi kadar etkili olmadığı laik bir çağda bile bu destan okura isyan, hasret ve kefaret arzusu konusunda etkili bir tefekkürü ifade eder.
Varlıklı bir aileden gelmesine rağmen Milton'un dünya görüşü kişisel ve siyasi mücadelelerle şekillenir. İngiltere'nin iç savaş sürecinde (1642-51) sıkı bir cumhuriyetçi olarak tanınır. 1649'da İngiliz kralı I. Charles'ın idamından iki ay sonra Milton yeni cumhuriyette Yabancı Diller Sekreteri sıfatı ile diplomatlık yapar. Zira İngilizcenin yanı sıra Yunanca, Latince, İtalyanca, Felemenkçe, Almanca, Fransızca, İspanyolca dillerinde şiir yazan, İbranice, Aramice (Suriye'de konuşulan) ve Süryanice okuyabilen bir şairdi.

Avrupa'da Milton, İngiltere'deki radikal yeni rejimin ve Cumhuriyetin bilge savunucusu olarak ün kazanmıştı. Fakat gözleri iyi görmediği için diplomatik seferlerini sınırlamak zorunda kaldı. 1654'te tamamen kör olmuştu. Yaşamının son 20 yılında şiirlerini kendisi söylemiş, başkaları yazmıştı.
Kayıp Cennet'te Milton kör peygamberlerin ruhunu çağırmak için klasik Yunan şiirinden, Homeros'tan yararlanır, aklın gözüyle gören Teb kâhini Tresias'tan yardım umar.

Milton 1658'de Kayıp Cennet'i yazmaya başladığında yastaydı. O yıl hem 23. Sonesinde ölümsüzleştirdiği ikinci karısını, hem de Koruyucu Lord unvanı ile Cumhuriyet döneminde İngiltere'yi yöneten Oliver Cromwell'i kaybetmişti. Onun ölümü cumhuriyetin yıkımını hızlandırmıştı. Kayıp Cennet işte bu yıkılan dünyaya bir anlam verme, Tanrı'nın işlerini insanın ve Milton'un kendi gözünde meşru kılma çabasıydı.
Kayıp Cennet "Hain Melek" olarak bilinen Şeytan'ın yaratıcısı Tanrı'ya karşı isyanının ardından cehenneme gönderilmesi ile başlar. "Cennetin Tiranlığı" olarak gördüğü şeye itaat etmeyi reddeden Şeytan, Tanrı'nın yarattığı insanı günaha teşvik ederek intikam alır. Milton kurtuluş yolunu göstermeden önce "İnsanın İlk İtaatsizliği"nin canlı bir dökümünü verir.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Kubilay Kaptan Arşivi