Bir Tablonun Anlattıkları “Sarı Saz”

Bir Tablonun Anlattıkları “Sarı Saz”
1911’de Görele’de doğan Bedri Rahmi Eyüboğlu, ilk ve orta öğreniminden sonra Trabzon Lisesi’nden mezun olmuştur. Yükseköğrenimini İstanbul Güzel Sanatlar Akademisi’nde tamamlayan Eyüboğlu, burada Nazmi Ziya ve İbrahim...

1911’de Görele’de doğan Bedri Rahmi Eyüboğlu, ilk ve orta öğreniminden sonra Trabzon Lisesi’nden mezun olmuştur. Yükseköğrenimini İstanbul Güzel Sanatlar Akademisi’nde tamamlayan Eyüboğlu, burada Nazmi Ziya ve İbrahim Çallı’nın öğrencisi olmuştur. 1930’da eğitimini bitirmeden, ağabeyi Selahattin Eyüboğlu’nun yanına Paris’e gitmiş, döndüğünde akademide öğretim görevlisi olmuştur. Geleneksel süsleme ve halk el sanatlarından seçtiği motifleri eserlerinde başarılı biçimde kullanan sanatçı, eserleriyle yurt içi ve dışında çok sayıda ödüle layık görülmüştür. 21 Eylül 1975 yılında İstanbul’da vefat eden sanatçı, Türk kültür ve sanatına özgün eserler bırakmıştır.

Bedri Rahmi Eyüboğlu, Türk resim sanatında olduğu kadar, edebiyatında da iz bırakan sanatçılardan biridir. Eserlerinde Türk halkından gündelik yaşam öykülerini, sosyal olayları, kültürel temaları işlemektedir. Bazen düğünde oynayan insanlar, kırsal kesim insanı, bazen de köylü yaşamı, kahvehaneler, eğlence ortamları sanatçının işlediği konular arasındadır.

Kimi sanatçılar eserlerinde, yaşadığı toplumdan, çocukluğundan, hatıralarından birtakım imgeleri kullanarak benliğindeki yaşanmışlıkları yansıtmaktadır. Bedri Rahmi Eyüboğlu ’da bu anlayışta çalışan ressamlardan biridir. Çay bahçesini resimlerken etrafta gezen tavuklar, kahvehanede oturan figürleri, trenin geçişine el sallayan köylüleri, gelinleri, çocuğunu emziren anneleri, bağlama çalan ozanları, bulundukları mekân, giydikleri kıyafetler, kıyafetler üzerindeki motiflerle ele alarak kırsal yaşamın gizemli ve sosyolojik unsurlarını ruhsal bir yapıda renk lekeleriyle kaynaştırmaktadır. Türk kültürünün bütün coğrafyalarında görünen bu imgeler, ortak kültürün yansıması ve yapı taşlarındaki benzerlikleri oluşturması açısından önemlidir. Her sanatçı gibi Eyüboğlu’nun da etkilendiği ilham aldığı ressamlar vardır.
“Sarı Saz” isimli eseri, sanatçının vefatından dokuz yıl önce yaptığı eserdir. Resmin sol tarafında bir masada oturan elleri çenesinde olan iki ve elinden destek alarak yatar pozisyonda kafasını avucuna almış bir figür bulunmaktadır. Masanın üzerinde sıcak semaverde çay demlenmiş, bardaklara konmuş ve anın keyfini çıkarmaktadırlar. Hüzünlü bir ortam resmedilmiştir. Ortamdaki bu hüznünün en büyük kanıtı, hemen resmin sağ tarafında bulunan, bükük boynunu eliyle destekleyen bir kadın figürüdür. Kadın, müziğin ritmine kendini kaptırmış ve uzaklara doğru düşünür vaziyettedir. Anadolu’da çok yaygın olan kahvehane kültürü, bu resimde mekân olarak seçilmiştir. Kahvehaneler, insanların boş zamanlarını geçirdikleri, sohbet ettikleri, gündelik konular hakkında fikir alışverişlerinde bulundukları, sohbet mekânları olarak Osmanlıdan günümüze kadar gelmiş bir kültür alanıdır. Bu kültür alanlarında, coğrafyaya ve zamana göre farklılıklar olduğu muhakkaktır.
Yaşanan en büyük değişim kahvehane çeşidinde ve isimlendirme çabalarında gerçekleşmektedir. Çünkü kahvehaneler içecek tüketilen bir mekândan daha çok, sosyal yapıdaki her katmanı farklı mekânlar aracılığıyla temsil etme kabiliyetine sahip, gelenekseli temsil eden sosyalleşme ve güvenlik alanlarıdır. Bundan dolayı kahvehaneler nitel ve nicel açıdan çeşitlilik arz etmektedir. Süreç içerisinde de bu çeşitlenme, toplumsal yapıdaki çeşitlenmeye bağlı olarak artmaktadır. Resimde konu edilen kahvehane, Anadolu’nun kırsal kesiminde olduğu tahmin edilen bir köy kahvehanesidir. İnsanların sadece sohbet ettiği, türkü dinlediği, sosyalleştiği bir mekândır. Sanatçı burada adeta Cezanne’ın “Kâğıt Oynayanlar” tablosuna bir gönderme yapmış, Anadolu kahvehanesinden bir görüntüyü işlemiştir.
Bedri Rahmi Eyüboğlu aynı zamanda bir şairdir. Türkiye’nin en tanınmış şairlerinden olan Eyüboğlu’nun bestelenmiş şiirleri bulunmaktadır. Bu şiirlerinde de Anadolu insanın simgesel özellikleri bulunmaktadır. Türküler Dolusu isimli şiirinde içindeki duyguları kelimelere şu şekilde dökmüştür;

Kirazın derisinin altında kiraz
Narın içinde nar
Benim yüreğimde boylu boyunca
Memleketim var
Canıma ciğerime dek işlemiş
Canıma ciğerime
Sapına kadar.
Elma dalından uzağa düşmez
Ne yana gitsem nafile.
Memleketin hali gözümden gitmez
Binbir yerimden bağlanmışım
Bundan ötesine aklım ermez.