‘Bitmedi...’

Gazeteci yazar Hasan Cemal, dünkü yazısını, İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi’nin tüm mallarına el koyma kararı verdiği gazeteci Can Dündar’ın mektubuna ayırdı.
Cemal’in “Türkiye’nin nasıl karanlık bir dönemden geçtiğine dair bir belge niteliğindeki bu mektubu köşeme aynen alıyorum” dediği mektubunda Can Dündar, “Bir gün bir haber yazdım ve hayatım değişti” dedi ve ekledi:
“Haber yalan değildi, yanlış değildi, abartılı değildi. Çarpıtılmış değildi. Düpedüz gerçekti. Hükümet yalanlayamadı, yasakladı. Haber basıldığı gün siteden erişime yasak kondu ve acilen soruşturma açıldı. Ertesi gün dönemin Başbakanı ekrana çıkıp ‘Bu haberi yazan kişi bedelini ağır ödeyecek. Öyle bırakmam onu’ diyebildi. O kişi bendim ve o günden beri bedelini ağır ödüyorum.”
Mektubunda açılan davadaki hukuksuzlukları, medyadaki yalan haberlerle linç kampanyasını, adliye önünde uğradığı silahlı saldırıyı anlatan Can Dündar, ‘Yargının ipleri artık tamamen yürütmenin eline geçtikten sonra, ne can güvenliği, ne hukuk rejimi kalınca, sürgün döneminin başladığının’ altını çizdi.
Dündar yaşadığı son süreci de şu ifadelerle anlattı: “Hükümet bizi ya mezarda, ya hapiste çürütmek istiyordu. Yeni davalar da yetmedi; zulüm bitmedi. Bu kez de eşimi rehin aldılar. Artık gelirimiz yoktu. Aldığımız evin borcunu ödeyemez hale geldik. Borcu kapatabilmek için Bodrum’daki yazlığımızı satmak istedik. Tapu Müdürü hiçbir gerekçe gösteremeden satışa izin vermedi. ‘Nereye şikâyet ederseniz edin’ dedi. Ama bitmedi. Önümüzdeki Şubat ayında yapılacak duruşma apar topar öne alınıp dört dakikalık bir celsede mallara el koyma kararı çıktı. Hakkımda hiçbir mahkûmiyet kararı olmamasına rağmen, devlet 40 yılın birikimini gasp etmeye hazırlanıyor şimdi… El koymaya hazırlandıkları evler arasında, rahmetli babamdan kalan, annemin halen yalnız başına oturduğu ev de var. Bitmedi(k).”