Bizde öyle olmuyor bu işler

İngiltere Başbakanı istifa etti gitti.

Neden gitti? Çünkü yalancıydı. Ardı arkası kesilmeyen yalanları kendisine duyulan güvenin tümden kaybolmasına ve ülkeyi idare etmeye ehil olmadığı kanaatinin güç kazanmasına neden oldu.

Ve gitti.

İngiliz basını son haftalarda Boris Johnson’un önce gazetecilik, ardından da siyasi kariyeri boyunca söylediği yalanlara ayrılan haber ve yazılarla dolu. O haber ve yazıları okuyunca Johnson’un her an, her konuda yalan söyleyebilen biri olduğu anlaşılıyor.

Biz burada en çok Johnson’un parti skandalından haberdar olduk. Hani pandemi döneminde kendi hükümeti tarafından getirilen Covid sınırlamaları hiçe sayılarak Başbakanlık ofisinde düzenlenen partiler. Johnson bunları uzun süre reddetti. Polis tarafından yapılan bir soruşturmada aynı yerde en az yirmi parti düzenlendiğine ilişkin bulgulara ulaşılması üzerine para cezasına çarptırıldı. Sonunda kamuoyundan özür dilemek zorunda kaldı.

Tek yalanı değilmiş bu Johnson’un. Merak edip konuyla ilgili olarak İngiliz basınında yer alan haberleri incelediğimizde Johnson’un yalan söylemeyi adeta bir yaşam tarzı haline getirdiği sonucuna varıyoruz.

Sonuç olarak yalanları başbakanlığına mal oldu Boris Johnson’un.

Bizde öyle olmuyor bu işler.

Bizi yönetenler hangi kuyruklu yalanları söylerlerse söylesinler, onlara inanmaya ve alkışlamaya hazır bir kitle var.

Yalanlarını yüzlerine vuruyorsunuz, ertesi gün el yükseltiyorlar, daha da büyüğünü söylüyorlar.

“Camide içki içtiler”, “Tünel kazıp başbakanlık ofisine girdiler”, “Başörtülü bacımın üzerine işediler” dediler… “Görüntüleri var” dediler. “Cuma’ya göstereceğiz” dediler.

Hiçbirini ispat edemediler. Hepsi yalandı çünkü.

Ama ne gam? Aynı yalanları habire tekrarladılar. Tekrarladıkça kendilerini de şakşakçılarını da inandırdılar. Kitlelerini diri tutmak için giderek yalanın daha büyüğünü söylemek gerekiyordu. Onu da yaptılar… “Gezi olayları sırasında camileri yaktılar” dediler.

···

Yalan söylemiş olması öne çıkmakla birlikte, Boris Johnson’un başbakanlıktan ayrılmak zorunda bırakılmasının başka nedenleri de var kuşkusuz.

Mesela enflasyon ve hayat pahalılığı. Enflasyon %9 gibi tarihi bir zirveye ulaştı. Kimse demedi “Rusya’nın Ukrayna’yı işgali sonucu petrol ve gıda fiyatları arttı, enflasyon bu yüzden”.

Hükümetin hayat pahalılığının halkı zorladığı bir ortamda vergileri arttırması bardağı taşıran damlaydı.

Ve kısa süre önce yapılan bir ankette, halkın %71’i Johnson’un kötü bir başbakan olduğunu söyledi. “Ülkeyi sen yönetiyorsun. Hesabı sana sorarız” dediler.
Bizde öyle olmuyor bu işler.

Yıllardır “Enflasyonu tek haneli rakamlara düşüreceğiz” palavralarını dinleyen önemli bir kitle enflasyon üç haneli değerlere yükseldiği halde, yirmi yıllık iktidarı kurtarıcı olarak görmeye devam edebiliyor.

Enflasyonun dış güçlerin, hayat pahalılığının da muhalefetin eseri olduğuna inandırılmış kalabalıklar var bu ülkede.

Siyasi partilerin birbirleriyle bayramlaşmaları sırasında bir Akape milletvekilinin EYT’liler sorununun Kılıçdaroğlu’nun SSK Genel Müdürlüğü döneminden devralındığını iddia ettiğine tanık olduk. Milletvekili bu söylediğine kendi inanıyor mu bilinmez ama inanan olmuştur hiç kuşkusuz.

···

Boris Johnson’un boşalttığı Muhafazakar Parti liderliğine kim seçilecek?

Bugüne kadar on bir kişi aday olduğunu açıkladı. Adayların üçü Hint, ikisi Pakistan asıllı. Bir Irak asıllı Kürt aday var. Bir de Nijerya asıllı. Bahis şirketleri tarafından zafere en yakın gösterilen aday önceki Maliye Bakanı Hint asıllı Rishi Sunak.

Büyük Britanya’nın gelecek başbakanı çok büyük bir ihtimalle Hint asıllı bir politikacı olacak. Kimse de “Yerli ve milli değil” filan diye sorgulamayacak.

Bizde öyle olmuyor bu işler.

“Geleneksel Türk hoşgörüsü” yutturmacasının dillerde pelesenk olduğu ülkemizde Suriyeli sığınmacıların varlığının ırkçılığı ve yabancı düşmanlığını ne denli arttırdığına şahit oluyoruz her gün.

Kilis’te, Hatay’da çoğunluk olacaklar da belediye başkanı seçilecekler diye ödümüz patlıyor.

Siyasi parti kuruyorlar tek gündemi Suriyelileri kovmak olan.

Birleşik Krallık’ta başbakan adaylarının ne dini, mezhebi sorgulanıyor ne etnik kökeni, ne derisinin rengi.

Bizde öyle olmuyor bu işler. “Aday olmasın. Alevi. Kazanamaz!” deniyor.

Bizde öyle olmuyor bu işler.

Yazık…

Önceki ve Sonraki Yazılar
Kaya Türkmen Arşivi