BODRUM BİTTİ, SIRADA MİLAS VAR…

İlerleyen zamanlarda mesela ısınmış dünya çağında(!)  şu Bodrum’un başına gelenler, büyük çevre felaketi olarak kayıtlara geçecek. Tarih yazıcıları, Halikarnas’ın gördüğü insan kaynaklı felaketi anlatırken, “Kıç kadar yere, üç milyona yakın insanı sığdırdılar” diye yazacak.

Artık yarımadanın yetmediği görülüyor, koylar, köyler hepsi birer birer betona gömüldü. Şimdi sırada Milas var… Milas, Ege’nin en güzel kasabalarındandır. Denizden içeridedir. Ormanları, bağ ve bahçeleriyle denizi iki yandan kucaklar.   Bir ucu Gökova Körfezine, diğer ucu Güllük Körfezi’ne uzanır.

Milas’ın Gökova’daki yalısı Ören’e termik santral yapımı büyük kırılma noktasıydı. Açık kömür ocakları tarım alanlarını yok etti, ormanları yıkıp geçti. Milas yine de ayakta kaldı, direndi.

İKİ İLÇE ARASINA YENİ BİR KENT KURULACAK

Bodrum Milas arası şimdi devasa bir yapılaşmaya açılıyor,  yöreyi ‘İstanbullaştırma’  projesi ülkenin aynası gibidir. Beton, rant, yolsuzluk, yolunu bulma, çete savaşları ne ararsan var…  

Ünlü bir inşaat firmasının, Milas sınırları içinde 30 bin nüfuslu yeni bir yatırımı başlayacak. Projede Bodrum adının kullanılması bile bir garip ama Bodrum’da yer kalmadığının açık itirafı. Devasa proje bin 700 futbol sahası büyüklüğünde olacakmış. Sekiz milyar lira harcanıp 20 milyar lira kazanılacakmış. Hesaplanan kar gerçekten büyük. ‘O zaman bu iş 30 bin kişiyle kalmaz, 300 binlere dayanır’ stratejisinin de hesabı yapılmıştır herhalde.

Bodrum Belediye Başkanı Ahmet Aras firma sahibi Ali Ağaoğlu’na, sosyal medya üzerinden “Projeniz için Bodrum adını kullanma hakkını size kim verdi” diye soruyor ve ekliyor:

“Bu akıl almaz boyutlardaki projenizin aynı boyutlardaki su ihtiyacı ve kanalizasyon tahliyesi başta olmak üzere bölgemizde oluşturacağı devasa yüklerle neden olacağı doğal hasarlar ne olacak?”

Bunun üzerine firma da projenin çok çevreci olacağını, su ihtiyacının denizden sağlanacağını, güneş enerjisinin hayata geçirileceğini, bol yeşil alanlı bir kent kurulacağını açıkladı. Bölgeyi bilen, çevre korunması için büyük çabaları olan Turgut Özal’ın basın danışmanı, gazeteci ağabeyimiz Can Pulak da projenin çevreci olduğu görüşünde. Su ve enerji sıkıntısını teknoloji yatırımıyla çözeceğine inanıyor. Pulak, projenin bataklık olan araziyi ve kaçak yapılarla dolan alanı kurtaracağı görüşünde.

Ancak ülkemizde bilinen gerçektir ki, yapılaşma bir domino etkisiyle hızla ilerler,  bu inşaat başladığı anda yöre yeni imar alanlarından biri olacak… Yine de bekleyip göreceğiz.

FELAKETLER FIRTINASI

Bodrum ve Milas bu yıl felaketler fırtınasına yakalandı desek yeridir. Orman yangınlarıyla sarsılan ülkemizin en çok sıkıntılı günler geçiren yörelerindendi Milas. Yanan ormanlar Gökova Körfezi’nin cennet köşelerini kararttı. Ne olacakları belli değil.  Yanan orman alanlarından bir bölümünde lavanta ekimi yapıldı bile. İş makinaları yanan orman alanına güya lavanta ekimi için girmişler. Yöre insanı, lavantanın nasıl avantaya dönüşeceğini elbette çok iyi biliyor. Yeni kömür sahaları için Akbelen Orman alanına dalan iş makinaları hala sahada.

Bölge için bu yaz çok kurak geçti. Meteorolojiye göre, Güney Ege son 40 yılın en sıcak ve kurak yazını yaşadı. Köy ve tatil beldelerine tankerlerle su taşındı, merkezi hükümet planlanmış yatırımları yapmadı. Çiftçi büyük gelir kaybına uğrayacak. Bunun acısını önümüzdeki yıllar daha çok hissedeceğiz.

Bir yanda yok olan orman varlığı, bir yanda kuraklık.

Böylesine bir felaket fırtınası içinde inşaat projeleri çözüm olmasa gerek.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Cengiz Erdil Arşivi