BORSA YATIRIMCISINA NOTLAR

Borsa’ya uzun süredir devam eden bir yatırımcı ilgisi söz konusu. Pandemi dönemi ile başlayan ilgi, getiri arayışı ile birleşti ve son dönemlerde giderek artıyor. Borsa’da yatırımcı sayısı 3,5 milyona yaklaşmış durumda. Elbette 85 milyon nüfusun içinde 3,5 milyon çok yüksek görünmeyebilir ancak yıllar boyu 1-1,5 milyon arasında değişen yatırımcı sayısındaki bu artış önemli ve olumlu.

Ne oldu da bir anda bu kadar yüksek bir ilgi oluştu Borsa’ya?

Ülkenin insanı yeni mi keşfetti hisse senedi piyasasını?

Elbette, hayır.

Temel motivasyon, getiri arayışı.

Enflasyon bu kadar yüksek seviyelerde iken faizlerdeki düşük seyir, dövizde yaşanan stabilizasyon ve buna bağlı olarak KKM’ye olan ilginin azalması ve başta Endeks’te yaşanan yükseliş olmak üzere pek çok faktör bu ortamın oluşmasına katkı sağladı.

Uygulanan ekonomi politikalarının bir sonucu olarak yatırımcıya Borsa’dan başka alternatif de bırakılmadı.

Bireysel olarak alternatifsiz bir ortamın oluşturulmasından hiç ama hiç hoşnut değilim.

Ancak gerekçesi ne olursa olsun sermaye piyasalarının gelişimi ve tabana yayılma süreci özellikle uzun vadede Türkiye ekonomisine çok ciddi pozitif etkiler edecektir.

İnfo Yatırım olarak pandemi sonrasında yeniden sahaya indik ve yatırımcılarımız ile bir araya gelmeye başladık.

Ankara’dan başladığımız “Yatırımcı Buluşmaları”nda geçen hafta sonu Borsa İstanbul’da idik. Haftaya Kayseri’de yatırımcılar ile bir araya geleceğiz. Yaptığımız etkinliklere gösterilen ilgiden çok mutluyuz. Her iki etkinlikte de “İğne atsan yere düşmez” diye tanımlayabileceğimiz kalabalık, sorulan sorular, aralardaki sohbetler ilginin devam edeceğini ancak bu ilgi ile beraber başka risklerin de yükselmekte olduğunu gösterdi bize.

Gözlemim yatırımcının finansal okuryazarlığını artırma isteği. Hatta bu konuda bir iyileşme de var. Ancak hâlâ yetersiz.

Burada birkaç küçük notu bir kez daha yinelemek isterim.

• Hisse senetleri riskli finansal ürünlerdir.

• Para kazanabileceğiniz gibi para kaybedebileceğinizi de bilmek gerekir.

• Hisse senedi almak bir şirkete ortak olmak demektir. Dolayısı ile ortağı olacağınız şirketi de dikkatli seçmeniz gerekir.

• Hiçbir finansal ürünün sonsuza kadar fiyatının düşmeyeceğini ve çıkmayacağını bilin.

• Kaldıraçlı işlemlerden ve kredili işlemlerden uzak durun.

• Sosyal medya tuzaklarına düşmeyin.

• Aracı kurumunuzun araştırma bölümü ile mutlaka görüşün. Ama bu görüşmeyi hisse senedini almadan yapın.

• Piyasada yaşanan her ne nedenle olursa bir çalkantıda tansiyonunuz yükseliyorsa bırakın birikiminizi bir portföy yöneticisi yönetsin. Hisse senetlerinin de içinde olduğu yatırım fonlarına yönelin.

Bugün aslında enflasyona ilişkin bir şeyler yazacaktım. Ancak Çarşamba öğleden sonra Borsa’da yaşananlar, beni bu konuyu yazmaya itti. Son bir ayda yaklaşık %15, üç ayda yaklaşık %45, altı ayda yaklaşık %85 getiri sağlamış Borsa’ya bir satış geldiğini bir anda telefonuma düşen mesaj sayısındaki artıştan ve telefonun sürekli çalmaya başlamasından anladım.

Herkes aynı soruyu soruyordu: “Borsa’da bir şey mi oldu?”

Merak, tedirginlik hatta korku… Bunlar belli dozda olduktan sonra bu piyasada işlem yapan herkeste olması gereken duygular. Ancak piyasanın yenileri de eskileri de öylesine alışmışlar ki sürekli yükselişe, neredeyse düşüşü unutmuşlar.

Yatırımcının bir grubunda öyle bir hava var ki; sanki burada her gün para dağıtılıyor. Geç kalanlar pişman, üzgün…

Piyasanın genel görüşü seçime kadar döviz tarafındaki stabilizasyonun süreceği, Borsa’nın ise yükseliş trendini koruyacağı yönünde.

Ancak karıştırılan bir nokta var.

Bu beklenti hayata geçse bile, senaryo doğru olsa bile herhalde kimse yaklaşık altı ay boyunca Endeks’in her gün yükselmesini beklemiyordur. Bekleyen varsa da peşinen belirteyim, yanılıyordur.

Herkes getiri peşinde, herkes parasının enflasyon karşısında erimemesini hatta mümkünse reel olarak bir getiri elde etmek istiyor. Ama bu isteğin doğru bilgi, analiz gibi faktörlerle desteklenmesi gerekiyor.

Yıllar sonra yine duymaya başladım; “Evi, arabayı sattım, parayı Borsa’ya koydum”, “On gün sonra çocuğun okul taksiti var o arada 3-5 ben de kazanayım diye Borsa’ya girdim”…

Üzgünüm ama bu işler o kadar kolay ve o kadar kısa sürede hem de herkesin beklentisini karşılayacak işler değil.

Sonuçta birileri sevinecek birileri üzülecek.

Hangi grupta olacağının kararını da yatırımcı kendisi verecek.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Mert Yılmaz Arşivi