Bu çağda müşterini dinleyeceksin

Yurtiçi Kargo…

Bir problem yaşadığımı bir iki hafta önce twitter’dan yazmıştım. Mesajı twitterdan okuyan ekip, çok kısa zamanda hem sorunu çözdü hem de müşteri hizmetleri müdür yardımcısı Nurcan Nerkis hanımefendi arayarak durumu tersine çevirdi. Hem ona profesyonel yaklaşımından dolayı hem de ekibine çok teşekkür etmek isterim.
Müşteri İlişkileri sorunların sümen altı edileceği yer değil
Yazıyoruz, konuşuyoruz anlatmaya çalışıyoruz. Bu çağda müşteriden gelen sorunları dinlememek düşünülemez. Bunu yapmayanlar için çok zor günlerin geldiğini söyleyebilirim. Hatta tam tersi başarılı olmak için müşteri ilişkileri departmanının şirket içindeki etkisini arttırmak ve inisiyatif kullanabilen çalışanlar almak şart. Tıpkı Yurtiçi Kargo, tıpkı Nurcan hanım gibi.

Konuşmalarımda dijital dönüşümü anlatırken iki konuyu hep vurgularım. Birincisi bu yol hiçbir zaman bitmez! Dijital dönüşüm bir hedef değil yolun kendisidir. İkincisi ve daha önemlisi, dijital dönüşümüne baş koyan şirket insanı merkeze alır. Yani müşterisini, çalışanını devamlı dinler. Çalışanı dinlemek yenilikçi bir bakış açısı gibi gelen şirketler olabilir ama müşterisini dinlemeyen bir şirketin sonu gerçekten çok yakındır.

Kötü komşu ev sahibi yaparmış
Geçen hafta evde bulunduğum bir akşam eşim Yemeksepeti’nden bir sipariş verdi. Arkasından bir numaradan arandım ve adresim soruldu. Telefonun ucundaki arkadaşla adresimin yeterliliği konusunda anlaşamadık ve telefon kapandıktan sonra sipariş iptal edildi. Önce yemeksepetini aradık, mesajlar attık, twitter’dan ulaşmaya çalıştık ama nafile… Hiçbir şey yapamıyorlar. Ben yıllar önce tam da bu sebepten yemeksepeti hesabımı kapatmıştım. Zira uberification yapan bir şirketin satıcı ile alıcı arasında arabuluculuk yapması lazım. Yoksa ben de o restoranın telefonunu bulur arar yemeğimi alırım. Yemeksepetinin görevi satıcı ile alıcı arasında bir arabulucu olması. Ancak ne zaman sipariş versek, iki dakika içinde bizi bir satıcı arıyor ve yemeksepeti’nin hiçbir esprisi kalmıyor. Kötü çalışan bir telefondan daha ileri gitmeyen bir hizmetle karşılaşıyoruz.

Ben de son ümit şirketin bir telefonunu bulup aradım. Şirket yetkilileri çok ilgilendiler. Önce özür dilediler, sonra gönlümüzü alıp bizi rahatlattılar. Şimdi artık eşimin de yemeksepeti hesabını kapatacağım. Gerekirse o şirketin kendi sistemi üzerinden sipariş vermeyi tercih edeceğim.
Peki hiç sorunsuz bir hizmet altyapısı oluşturulabilir mi?
Tabii ki, söz konusu bile değil. Zaten o kadar basit olsa koskoca müşteri ilişkileri diye bir departman olmazdı. Üstelik bu yapılar üzerinden gelen bilgi ve fikirleri dinleyen şirketler onlarca adım öne çıkmazdı.
Açıkcası son dönemde bu konuda iyi örnek sayısı, kötü örneklerden fazla. Mesela Macro Center…
Sipariş uygulamasında sadece sipariş için genel bir not alanı yok, aynı zamanda her ürün için not yazabiliyorsunuz. Mesela elma söylediniz, “bana yeşillerinden seçin” diyebiliyorsunuz. Asıl önemlisi not yazmak değil tabii, okunuyor olması. Geçenlerde verdiğim siparişin sonuna, seçtiğim saatten önce de getirebilirsiniz yazmıştım. Seçtiğim aralıktan önce geldi.

Denediklerim

AUDI Q3 Sanal Kokpiti ile dikkat çekiyor

Geçen hafta “Yerel Yönetimlerde Metaverse”i konuşmak üzere Gaziantep’e gittim. Bu seyahat sırasında da Audi Q3’ü test etmek istedim. Genelde basın için test mekanizması İstanbul dışında olmaz. Ben ise aracı Mersin’deki Audi Bayisinden aldım. Sanıyorum bu konuda hem markayı hem de bayii kutlamak gerek.
Audi Q3, markanın en çok satan araçlarından biri. Kompakt SUV olan aracı, 600 km kullandım. Gidiş yolunda çok şiddetli bir yağmur vardı. Otoban hız sınırları içinde, aracın son derece iyi bir yol tutuşu olduğunu söylememe gerek yok sanıyorum. Geri dönüşte ise geceydi ve otomatik far sisteminin nasıl çalıştığını görme imkanım oldu. Her iki sürüş de normalden biraz daha zorlu koşullara sahip olmasına rağmen çok keyifli sürüşler gerçekleştirdim.

Genelde daha üst sınıf araçlara alışık olmama rağmen aracın konforu, neredeyse en üst sınıf kadar iyiydi. Özellikle sanal kokpit uygulamasını çok beğendim. Aracın içinde yeni nesil USB-C kablo girişi var. Bu sadece şarj için değil aynı zamanda Apple Carplay’in de çalışmasını sağlıyor. Apple Carplay telefonunuzdan çalıştırması çok keyifli bir uygulama. Zira kontak bilgilerinizden, haritalarınıza kadar birçok bilgiyi aktarmanız gerekmeden rahatlıkla kullanabiliyorsunuz.
Tabii, yolda pek trafik olmadığı için, “trafik sıkışıklığı asistanı”nı kullanamadım. Ancak hem bu hem de park ve şerit asistanının başarısı Audi gibi bir markada pek de sorgulanmaz.
Çantamı araca koyarken yanımda eşim vardı. Malum kadınların bakış açısı farklı oluyor. O da aracın bagaj genişliğini çok beğendi. Sonradan araştırdım, bu sınıfta araç genişliği en büyük olan Audi Q3’müş.
Okuyucularım bilirler, test etmediğim hiçbir şeyi yazmam ama beğendiklerimi de yazmaktan çekinmem. Audi Q3 test ettiğim bütün süre içinde konforu ve teknolojisi açısından benden tam not aldı.

WiZ A.E 27 LED

Akıllı evler en hızlı yükselen trendler arasında. Ancak tam teşekküllü bir akıllı ev sistemi, malum çok pahalı olduğundan herkes bunu teker teker gerçekleştirmeyi tercih ediyor. İşte WiZ buna imkan veren yeni nesil aydınlatma ürünleri sunuyor.

Öncelikle şunu söylemeliyim ki; WiZ’in ambalaj tasarımına hayran oldum. Bu tip cihazlarda genelde mutlaka sizin projenizle ilgili mutlaka sorularınız olur. Ancak WiZ’in ambalaj tasarımı, hiçbir soruya mahal vermiyor. Eski usül aydınlatmaların ihtiyacı olan HUB sistemlerine ihtiyacı olmadığından Google Asistant, Amazon Alexa ve Siri (dikkat Apple Home değil), wi-fi ve bluetooth bağlantılarına kadar bütün bağlantı bilgileri ve teknik arkadaşların aşina olduğu IFTTT applet desteğine kadar her şey ambalajın üzerinde var. Hatta WiZ tasarımcıları bununla da kalmamış, IFTTT üzerinden etkileşimde olabileceği bütün cihazların ismini bile yazmış.
Bu tip sistemlerde ikinci büyük problem ise, uygulama ile eşleştirmedir. Ben daha ilk seferde hiç sorunsuz bağlantılarını gerçekleştirdim. Üçüncü sorun ise evinizin içine yerleştirdiğiniz bu cihazın sizin verilerinizi uygulama üzerinden çalma ihtimali. Markaya güvenmekle birlikte bu konudaki hassasiyeti de ambalajın üzerinde görmüş olmak insanı güvende hissettiriyor.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Atıf Ünaldı Arşivi