“Bu gezegende hepimiz yolcuyuz”

Son Güncellenme Tarihi: Kasım 12, 2022 / 23:44

Bilgehan Serhat Çınar yeni teklisi ‘Vurgun’u dinleyiciyle buluşturdu. Sound olarak ‘Popun farklı bir hali’ olarak yorumlayabileceğimiz şarkı insanın evrende durmak bilmeyen yolculuğunu notalara ve sözlere döküyor. 

Müziğe geleceğiz ancak ben önce şarkı sözlerinden konuşmak istiyorum. Şarkıyı arka arkaya dinleyince çok uzun yıllardan beri söz yazıyormuşsun gibi geldi bana. Doğru mu anlamışım?

Evet, doğru anlamışsınız. Özellikle ergenlik çağına girmemle birlikte içimde yaşadığım duygu yoğunluğunu ifade etmekte zorlanıyordum. Başka bir deyişle içimdekileri ifade edecek doğru kelimeleri bulamıyordum. Bir gün kendimi ifade etme işini yazarak daha iyi yaptığımı fark ettim. O gün bugündür hep yazmaya çalışıyorum. Önce paragraflar yazmaya başladım. Sonra bu paragrafların bazıları şarkı sözlerine evrildi. Şarkı sözlerinden şanslı olanlar ise melodiler vasıtasıyla sizlerle buluşuyor ve buluşmaya devam edeceğini düşünüyorum.

Müziğe profesyonel olarak ne zaman başlamayı kafaya koydun ve başladın?

İşin aslı kafamda net olarak müziğe başlamak yoktu. Çocukluk yıllarımda annem ve babam enstrüman çalmam konusunda isteklilerdi ama benim için futbol daha cazipti. Her ne kadar futbolun cazibesine kapılsam da hem annem hem de babam çok iyi bir müzik dinleyicisidir. Bu durumdan etkilendiğimi düşünüyorum. O yıllarda arabamızla uzun metrajlı yolculuklar yaparken ya da evimizde vakit geçirirken çalan kasetler eksik olmazdı. Neredeyse her müzik türüne mensup şarkıları dinleyerek büyüdüm. 15 yaşındayken radyoda çalan bir parçadan etkilenerek gitar çalmaya heveslendim ve müzik yolculuğum başladı. Düşünüyorum da çocukluğumdan beri müziğin içindeymişim ve 15 yaşında bunu fark etmiş olabilirim. Jetonum köşeli sanırım. 

Yeni şarkın ‘Vurgun’un enteresan bir hikâyesi var. Benzin istasyonunda yazmışsın ama o kadar kısa bir sürede bir şarkı çıkamayacağına göre öncesi de vardır diye düşünüyorum. Biraz şarkının çıkış sürecinden bahseder misin?

Ben evrende sözlerin ve melodilerin dolaştığına inanıyorum. Eğer doğru zamanı yakalarsanız o sözler ve melodiler sizi bulacaktır. Vurgun, bir hayat yolculuğunun sonunda kendisini buldu. Evrende sözleri ve melodisiyle dolaşıyordu zaten. Sadece benim için doğru zamanı yakalamak önemliydi. Hayatımda belirsizliklerin cirit attığı bir dönemde ‘Vurgun’ kapımı çaldı ve içeri girdi. Bana geleceğini biliyordum. Size ait olan bir şeyi nerede görseniz tanırsınız. 2017’de sözlerini karalayarak başladığım süreç 2019’da bestesini yaparak farklı bir boyut kazandı. 2022 yılının başlarında ise Bahri Burak Usluer şarkının çerçevesini kendisinden bir şeyler katarak çizdi ve ‘Vurgun’ sizlerin dinlediği kıvama geldi. Bunu şöyle düşünebiliriz: ‘Vurgun’ bana geldiğinde çocuktu. Sonra bestesiyle biraz büyüdü. Bahri Burak Usluer’in dokunuşuyla da olgunlaştı. Şarkının ortaya çıkış sürecinin salt hikâyesini anlatmayı doğru bulmuyorum. Eğer gerçek hikâyesini anlatırsam dinleyiciler kendisinden bir şeyler katamaz ve ‘Vurgun’ sıradanlaşır. Ancak şu an dinleyiciler kendilerinden bir şeyler katıyorlar ve bu parçayı yaşıyorlar. Vurgun, herkesin parçası artık. Aşkta kaybeden, ihanete uğrayan, bir yolculuğa çıkıp nereye gittiğini bilmeyen, geride bıraktıklarını döndüğünde bulamayan… Liste uzar gider.

Vurgun’un hem somut hem soyut anlamda bir ‘yol’ şarkısı olduğunu düşünüyorum. “Satır aralarında intihar eder mesafeler”, “kelâmsız geçen her geceden”, “dökülen yapraklar”… Bunlar soyut kısmı. Somutu ise senin şarkıyı benzin istasyonunda yazmış olman. Yani seyir halindeyken. Sen neler söylemek istersin?

Bu gezegende hepimiz yolcuyuz. Geldiğimiz yer belli ama gideceğimiz yeri bilmiyoruz. Her inanç, kültür, gelenek ve görenek bizim bir yere gideceğimizi söylüyor ama bana sorarsanız bildiğimiz tek şey zamanı gelince bu gezegenden gideceğimiz. Hayatımız bir yolculuk. Hep seyir halindeyiz. Her şey gelip geçici. Esas olan bu yolculuk esnasında geçtiğimiz yerlere veya karşılaştığımız insanlara bir şeyler bırakabilmek. İz bırakmak önemli. Ben de seyir halindeyken geçtiğim yerlere ve karşılaştığım insanlara bir iz bırakmak istiyorum. Tabii bunu yaparken soyut kısımları somut kısımlarla birleştirmeye çalışıyorum. Dediğiniz gibi benzin istasyonu somut. Fakat işin içine soyut ögeleri soktuğunuzda sıradan bir benzin istasyonu bile anlam kazanabiliyor -bu şarkının ortaya çıkışında olduğu gibi-. Bütün mesele görebilmekte aslında. İnsan ilişkileri de böyledir. Hiç kimse dışarıdan göründüğü gibi değildir. İnsan somuttur. Maharet insanın soyut kısmını görebilmekte saklı. Uzun lafın kısası seyir halinde ilerlemeye ve gelişmeye devam etmeliyiz.

Şarkın bir pop şarkısı ancak klasik poptan uzak farklı bir sound’u da var. Pop yaparken bu sound’u yakalamak zor oluyor mu?

Bir parçanın dinleyicilerle buluşma süreci sizin tek başınıza idare edebileceğiniz bir süreç olmuyor. Parçanın düzenlenmesi ve kayıt aşamasını tek başınıza yapsanız bile çevrenizde güvendiğiniz insanların fikirlerine ihtiyaç duyuyorsunuz. Kaldı ki az önce de belirttiğim gibi Vurgun parçasının düzenlenmesinde ve kayıt aşamasında başka bir elin dokunuşları da var. Bu iş ekip işi biraz. Parçanın düzenlemesini yapan Bahri Burak Usluer’in de fikirleri bir yerde önem kazandı. Çünkü işin içine onun da duyguları ve vermek istediği mesajlar girdi. Bu parçayı yaparken aklımızda “Pop sound’u olsun” diye bir şey yoktu. İşin aslı aklımızda herhangi bir tarz da yoktu. Müzik müziktir. Hissedersiniz ve yaparsınız. Kategorize etmek bizim işimiz değil. Niyetimiz tek bir tarzda ya da sound’da ilerlemek değil. Elbette bir müzik kültürümüz var ama müzik evreninin bize sunduğu nimetleri elimizden geldiğince kullanmak isteriz. Bu işin sınırı yok. Bunu yayınlanacak yeni şarkılarda göstermeyi umuyoruz. En azından deneyeceğiz.

Son olarak bundan sonra neler bekliyor dinleyicilerini? Neler var ajandanda?

Öncelikle sizlerin aracılığıyla dinleyicilerime teşekkür etmek istiyorum. Var olsunlar. Parça yayınlandıktan sonra tanıdığım/tanımadığım insanlardan çok güzel mesajlar geldi. Benim için çok değerli ve gelecek adına umut verici. Her geçen gün sayımızın artacağına inanıyorum. Sorunuza gelecek olursak; kalbim ve zihnim durana kadar yeni işler ortaya koymaya çalışacağım. Kısa vadede planlarımızın arasında ‘Vurgun’ parçasına klip çekmek var. Aslında parçayı klibi ile yayınlamak istedik ancak benim kararsızlığım ve detaycılığım sebebiyle süreç uzadı. Bir aksilik olmazsa yılın sonuna doğru ‘Vurgun’ parçasının klibini yayınlamayı umuyoruz. Yeni yılda ise yeni parçalar gelecek inşallah. Tabi ki karar verme süreci de tıpkı düzenleme ve kayıt aşaması gibi ekip işi. MEYPOM ekibiyle değerlendirme yaptıktan sonra yeni parçalar sizlerle buluşacak. Bunun dışında bazı dinleyicilerden bir dönem evde kaydedip paylaştığım “Evden Kayıtlar” serisine devam etmem konusunda mesajlar aldım. Buna devam etmeyi çok istiyorum. Ev kayıtlarının farklı bir havası olduğuna inanıyorum. Tabi ki konserler de bu işin parçası. Canlı performanslara küsmüştüm ama sanırım artık barışmam gerekiyor. Bununla ilgili de düşünme sürecindeyim. Belki pandemi döneminde yaptığım gibi online konser verebilirim. Tabii bunları ekiple değerlendirmek lazım. Ne de olsa hayat planlar yaparken başımıza gelenlerdir. Bekleyip göreceğiz. Takipte kalın!

Burak Soyer

Burak Soyer 9 Ocak 1986’da Kütahya’da doğdu. 1992 yılında Çanakkale’ye yerleşti. İlkokul, ortaokul ve liseyi burada okudu. 2004 yılında Marmara Üniversitesi Alman Dili ve Edebiyatı’nı kazandı. Aynı yıl okulu bıraktı. Bir süre garsonluk yaptı. 2005 yılında Radikal gazetesi Kültür Sanat Servisi ve Radikal Kitap’ta stajyer olarak gazeteciliğe başladı. 2006-2008 yılları arasında Akşam gazetesi Ekler servisinde muhabir olarak çalıştı. 2008’in sonunda “memleketim” dediği Çanakkale’ye geri döndü. Burada çeşitli yerel gazetelerde görev yaptı. 2010 yılında internethaber.com’da editör olarak işe başladı. 2012 yılında Reklam Store şirketine bağlı 12 sektörel internet sitesinin yayın yönetmenliğini üstlendi. Buradan ayrılıp sözcü.com.tr’de editör olarak işe başladı. Bu dönemde İstanbul Oyuncu Tayfası’ndan oyunculuk eğitimi aldı ve tekrar Çanakkale’ye dönerek Çanakkale’nin ilk özel tiyatrosu Tiyatro Troya’da oyunculuk eğitimine devam etti. Bu eğitimler neticesinde Son Mektup filminde George karakterini canlandırdı. 2009 yılında girdiği Anadolu Üniversitesi Sosyoloji Bölümü’nden 2014 yılında mezun oldu.

Gazete Pencere'yi Google'da Takip Et

Scroll to Top