Bu kez hata yapma lüksü yok

Son Güncellenme Tarihi: Aralık 29, 2022 / 08:37

Dünya 21.Yüzyılın ilk çeyreğine yaklaşırken enerji kaynaklarında egemenlik ve ticaret yollarının denetimi, uluslararası politikanın yörüngesini belirliyor. AKP’nin son dönemde izlediği dış politika çizgisi bu yönde ilerliyor.

Boğazlar‘da Montrö’den kaynaklanan Türkiye’nin denetim yetkisi, AKP’nin en büyük destekçisi. İktidar iç politikada polemik konusu yaptığı bu anlaşmadan yararlanıyor. Görünürde Rusya-Ukrayna, gerçekte ABD önderliğinde Batı Bloku ile Rusya arasındaki savaştan, beklenmedik avantajlar sağlıyor.

Ambargo yüzünden Rusya, Batısındaki ülkelerle dış ticaretinin önemli bölümünü Türkiye üzerinden gerçekleştirmeye çalışıyor. Bu ülkenin hava yolu ile yolcu taşımacılığında Türkiye’ye duyduğu ihtiyaç her geçen gün artıyor.

Putin’in bu süreçte Türkiye’nin önemini kavradığının başka bir göstergesi de Güneyimizde doğal gaz dağıtımını sağlayacak, dev bir terminali kurabileceklerine ilişkin açıklamaları. İleride İran’ın da bu yatırımdan yararlanma olasılığının, ABD yönetimini ne denli rahatsız edebileceğini kestirmek zor değil.

Henüz tam bilemediğimiz nedenlerle ABD’nin Zarrab davası ile AKP’ye karşı başlattığı yargı hamlesini durdurduğu izlenimi veren, Halk Bankası davasının geciktirilmesi AKP’nin dış politikada elinin muhalefetin sandığı kadar zayıf olmadığını gösteriyor.

Millet İttifakını oluşturan altı partiyi bir araya getirme başarısı gösteren CHP yönetiminin, AKP’nin uluslararası ilişkilerini derinlemesine incelemeden, son günlerde ABD ile başlattığı dış gezilerin, umulan sonuçları getiremeyeceğini fark etmesi kaçınılmaz.

İran’da kadınların önderliğinde başörtüsü ile simgelenen özgürlük hareketini, partisinin kadın milletvekillerinin katılacakları kitle gösterileri ile desteklemek yerine, “helalleşme” kavramını ortaya atmanın neden olduğu tartışmalar sürüyor.

Muhafazakâr eğilimli İttifak ortaklarını da geride bırakan-hatta şaşırtan- bir yasa önerisinin gündeme getirilmesini anlamak da olanaksız. Üstelik bu tür girişimlerin siyasette karşılığı olacağı da kuşkulu.

Siyasal yeterlikleri sınanmamış danışmanları; ilginç fikirleri ile Türk Siyasetinin 1946 yılından bu yana gelenekselleşen, ABD merkezli -Batı yanlısı- çizgisine farklı yorumlar getirdiklerini düşünebilirler. Oysa bu girişimlerin CHP’ye katkı yapmak bir yana, partinin sadık seçmenleri üzerinde soğuk duş etkisi yaratma olasılığı hayli yüksek. Üstelik ekonomideki çıkmaz nedeniyle bunalıma giren, AKP yönetimi için can simidi işlevi görmediği de söylenemez.

CHP Genel Başkanı Sayın Kılıçdaroğlu siyasal geçmişimizde rastlanmadık bir yaklaşımla, kendi sağındaki 5 siyasal partiyi bir araya getirdi. Millet İttifakının başarısını önümüzdeki seçimleri kazanmak üzerine kurgulamalı.

Anlaşılması güç bir yaklaşımla Altılı Masa’nın adaylığını kendisi açıklamadan onaylamasını beklediği izlenimi vermekten kaçınmalı. İttifakın diğer büyük partisi lideri Akşener ile görüşmesi bu konudaki spekülasyonu önleyebilir.

Önümüzdeki seçimler; tek başına olağan koşullarda gerçekleşecek Cumhurbaşkanlığı ve TBMM’nin yenilenmesi olarak görülemez. Rejim ve demokrasi ortak paydasında Türkiye’nin geleceğinin oylanacağı, tarihsel bir referandum niteliğindedir.

Kuşkusuz bu aşamada Millet İttifakının seçimlerden başarılı çıkarak, ülkeyi bunalımdan kurtarmasında en büyük sorumluluk payı, bu oluşumun en önemli aktörü olan Sayın Kemal Kılıçdaroğlu’nundur.

Yakın geçmişteki kararlarının ne denli yerinde olduğunu değerlendirmek için Ekmeleddin İnsanoğlu ve Muharrem İnce’nin aday gösterilmeleri, 2,5 milyon mühürsüz oyun geçerli sayılması ve milletvekilleri dokunulmazlıkları karşısındaki tepkisizlik, MHP ile koalisyon kurulabileceği yanılgısının ülkede bir rejim değişikliğine yol açtığına bakmak fazlasıyla yeterli. Ancak bu kez hata yapma lüksü olmadığını en başta onun fark etmesi gerekiyor.

Bahattin Yücel (1949, Nazilli, Türkiye), Türk siyasetçi.

İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümü’nü bitirdi. Türkiye Seyahat Acenteları Birliği Yönetim Kurulu Başkanlığı, XIX. ve XX. Dönem İstanbul Milletvekilliği ile Turizm Bakanlığı yaptı. Evli ve iki çocuk babasıdır. Ayrıca Okan Üniversitesi Danışma Kurulu üyesidir.

Gazete Pencere'yi Google'da Takip Et

Scroll to Top