“Bu toprakların insanının, insanlarımızın üstü kalsın deme lüksü kalmadı”

Sakarya – Eskişehir arasında temelleri atılan genç grup Bragiler son şarkıları Üstü Kalsın ile dinleyiciye sert bir selam çakıyor. İlk şarkılarından itibaren farklı sound ve sözlerle karşımıza çıkan topluluk Üstü Kalsın’da, kabuğunu kırarak kendilerine hayat tarafından gelen ‘hesaba’ sert bir şekilde itiraz ediyor.

“Ana hedefimiz özgünlüğümüzü koruyarak müziğe hizmet etmek. Her çalışmada bize ait olan ama birbirini tekrardan uzak şarkılar yapmayı hedefleyerek amacımıza doğru yol çiziyoruz,” diyor adını bilgelik ve şiir tanrısı Bragi’den alan Bragiler grubu yaptıkları müzikle ilgili konuşurken. Çok da haklılar. 2019 yılında Emre Merç, Efe Ulumeriç, Önder Yılmaz ve Alperen Yıldırım tarafından Sakarya-Eskişehir hattında kurulan Bragiler şu ana kadar beş şarkı yayınladı. Yukarıda bahsettikleri tekrardan uzak durma işinin hakkını bu beş şarkıda da veriyorlar.

İlk şarkıları İnsanoğlu’ndan itibaren başladıkları yolculukta dünyaya, etraflarındakilere sararken bir sonraki noktada masum birer aşk çocuğuna dönüşüyorlar. Ancak bunu yaparken kulakta hep farklı çınlayan bir sound oluşturuyorlar. Bragiler şimdi de Üstü Kalsın şarkıları ile yine temeli sabit ama ilerlerken farklı pencerelere açılıyor, söylemek istediklerini daha net söylüyorlar. Şarkılarını tamamen bağımsız olarak yayınlayan grup ile hikayelerini, son şarkılarını ve bağımsız takılmanın neler getirdiğini konuştuk.

Hepiniz ‘Bragi’ misiniz? Var mı şiire edebiyata merakınız? Grubun adı neden Bragiler?

Sanat ile uğraşan, yaratıcılığını ortaya koyan herkesin Bragi olduğunu düşünüyoruz. Umarız ki, antik tanrıların tanrılaşmasının tek sebebi olan biz insanlar, bir gün sanatçılara da gösterilmesi gereken saygıyı gösteririz. Hoşlandığımız insana şiir okuyan bir grup olmasak da sevdiğimiz, feyz aldığımız şiirler ve edebi eserler tabii ki var. Grubun adının koyulma hikayesi de lise yıllarımıza dayanıyor. Lisede mitoloji ile ilgilenen bir arkadaşın Bragi adındaki tanrıdan bahsetmesiyle grubun adını oluşturduk.

Nasıl bir araya geldiniz?

Emre: Efe ile, doğduğumuzdan beri aynı mahallede oturuyoruz. Efe’nin babası şehrimizin bilinen müzisyenlerinden olduğu için, mahallede oyun oynamaktan yorulduğumuzda girecek bir stüdyomuz vardı. Liseye geçtiğimde Alperen ile tanıştım ve hemen Efe ile tanıştırdım. Aynı dönemlerde Alperen ve o dönemki lise grubumuzla gittiğimiz stüdyoda Önder ile karşılaştık. En başta Önder’in gruba katılmak gibi bir fikri yoktu ama zamanla iyi bir uyum yakaladığımızı fark ettiğimizde, birlikte iş yapmak ona da keyif vermeye başladı. Böylece ana kadro olarak toplanmış bulunduk.

İlk şarkınız İnsanoğlu’ndan itibaren rock’ın farklı formlarını duyuyoruz şarkılarınızda. Hatta akustik bile olsa Son Bilet’te de bu durum var. Ama ‘kök’ sabit duruyor. Yola çıkarken kafanızdaki plan bu muydu?

Ana hedefimiz özgünlüğümüzü koruyarak müziğe hizmet etmek. Her çalışmada bize ait olan ama birbirini tekrardan uzak şarkılar yapmayı hedefleyerek amacımıza doğru yol çiziyoruz. İşin sonunda grubumuzun ruhuna ait ortak bir şarkı çıkıyor. Bu hem planlı hem spontane bir durum, tıpkı sanatın her dalında olduğu gibi.

Son şarkınız Üstü Kalsın’a kadar derdinizi daha ‘yumuşak’ sözlerle anlatıyorsunuz. Ancak ‘Üstü Kalsın’da hem sound hem sözler olarak ‘kabuğunuzu kırdığınızı’ düşünüyorum. Katılır mısınız bu görüşüme?

Yaptığımız çalışmalarda fikirlerimizi dinleyicilere aktarırken bir alt metin kullanmak, bizim için genel itibariyle daha keyifli bir sunum tarzı oluşturuyor. Dinleyicilerin kendi anlamlarını oluşturdukları parçalar yaratmak, istedikleri yere çekebilecekleri sözler yazmak bize daha anlamlı geliyor. Üstü Kalsın ise yazdıklarımız arasında düşüncesini en net şekilde ifade eden parçalarımızdan. Dolayısı ile hem sound’u hem sözleriyle diğer parçalarımızın yanında, kabuk kırmaya daha elverişli olduğu söylenebilir.

Üstü Kalsın’da çektiklerinizin “Üstü kalsın” diyorsunuz. Bunu söylediğinize göre ‘hesap’ hayli kabarık gelmiş. Neler var ‘adisyon’da?

Her şarkımızda olduğu gibi Üstü Kalsın'ın da sembolik anlamları var. Biz gençlerin adisyonunda, içine istemeden koyulduğumuz bir umutsuzluk hali bulunmakta. Artık yaşam giderek pahalı hale geldiği için bu toprakların insanının, insanlarımızın üstü kalsın deme lüksü kalmadı. Biz ise bu lüksü anlamlı bir şarkıyla doldurmak istedik.

Şarkılarınızı bağımsız yayınlıyorsunuz. Bu hem bir avantaj hem de dezavantaj getiriyor size. Neden bağımsız takılmayı tercih ettiniz?

Aslında bu bizim tercih ettiğimiz bir durum sayılmaz. İşin başında, eserlerimizi bağımsız şekilde yayınlamaya başladık ve bu sistem zamanla bizim için bir alışkanlık haline evrildi. Bizim için ne şekilde yayınladığımızdan çok, ne yayınladığımız önemli. Dolayısıyla yarın kiminle çalışacağımızı bilmesek de, kim olarak çalışacağımızı biliyoruz.

Sizin gibi bağımsız müzik yapan genç arkadaşlar çoğalıyor. Diğer kanatta ise sizin oyun alanınıza giren türde müzik yapan zaten pek çıkmıyor. ‘Kendi sahanızda’ galip siz misiniz?

Pentagram’dan Tarkan Gözübüyük’ün dediği gibi “Rock müzik sanayi çağının küresel halk müziğidir, dünyayı kirleten makineler ve rejimler hüküm sürdükçe rock müzik devam edecektir”. Bu bağlamda biz, rock müzik sahasında bulunan herkesi galip olarak görüyoruz.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Burak Soyer Arşivi