“Cemaatten olmamakla birlikte onlara destek verenler de vardı”

Son Güncellenme Tarihi: Ağustos 18, 2022 / 11:36

“Fethullah Gülen ve Işık Tarikatı” raporunu hazırlayan ekibin başında yer alan eski Ankara Emniyet Müdürü Cevdet Saral, Necip Hablemitoğlu cinayetine ilişkin konuştu.

Saral, Independent Türkçe’den Can Bursalı’nın sorularını yanıtladı.

-Necip Hablemitoğlu, hazırladığı Köstebek kitabı yayınlanmadan önce öldürüldü. Siz, 1999 yılında Fetullah Gülen yapılanması hakkında hazırladığınız rapor nedeniyle açığa alındınız. Rapordan dolayı herhangi bir tehdit aldınız mı?

Necip Hablemitoğlu değerli bir dostumdu. Hunharca katledilmesinin arkasındaki karanlığın bugün dahi aydınlatılması sürecinde yaşanmış olanların 1999 Nisan sonu itibarıyla dört aylık bir çalışmadan sonra noktaladığımız raporumuzun, devlette ve kamuda yaratmış olduğu reaksiyon, Fetullah Gülen cemaatindeki paniğin ve telaşın sonucunda devletin ve medyanın kontrole alınması bu arada Ankara Emniyet Müdürlüğü’nün yaptığı istihbarat çalışmalarının telekulak suçlaması ile soruşturmaya alınması, cemaatle ilgili tespitlerimizin isabetliliğini bir süre örtbas edebildi. Ben Osman Ak, Zafer Aktaş, Ersan Dalman, Mahmut Çorumlu’nun ve istihbarat memurlarımızın açığa alınmasının akabinde, rahmetli Necip Hablemitoğlu’nun kitabı “Köstebek”, bizim çalışmamızı etkili bir şekilde gündeme getirmiş oldu. Hazırlamış olduğumuz rapor dolayısıyla herhangi bir tehdit almamızı gerekli kılmadı. Çünkü cemaatin devlette, siyasette ve medya dünyasında aleyhimizdeki idari ve yayın yoluyla yapılmış hamleleri zaten tehditten daha ağır sonuçlar yarattı bizim için. Görevden alınmış olmamız, yıllarca açıkta kalma halleri ve yargılama süreçlerimiz, bizim için yıllarca süren bir tehdidin varlığına zaten işaret ediyor.

-Hablemitoğlu’nun öldürülmesiyle ilgili, FETÖ’nün üst düzey yöneticilerinden Mustafa Özcan ile örgütle bağı olduğu gerekçesiyle hüküm giyen Enver Altaylı gibi isimlerin ‘ulusalcı’ kimliğiyle bilinen Levent Göktaş ve ona yakın ekibe ‘suikast ihalesi’ verdiği ileri sürülüyor. Sizce bu mümkün mü?

Hablemitoğlu cinayeti ile ilgili olarak ilk anında değişik iddialar ileri sürüldü. Ama ağırlıklı olarak toplumsal kanaat, bu cinayetin Fethullah örgütlenmesi tarafından gerçekleştirildiği yönündeydi. Ama aydınlatılamamıştı. Şimdi 20 sene sonra, iş yeni bir safhaya ulaştı. Bu tip siyasi cinayetler, failler bazında aydınlatılsa bile, olayın arkasındaki noktalar kolay kolay açığa çıkarılamıyor. FETÖ’nün devletteki kadroları, kripto sisteminde görev aldıkları için, FETÖ örgütünün bu işin içinde olmayacağı anlamına gelmez. Devlette, siyasette, medyada kendine dahi muhalif gibi örgütlenmeleri bulunan bir yapının bu olaydan sıyrılması mümkün değildir. Suikast olayının işleniş şekline bakıldığında, profesyonel özellikler taşıdığı, o günden belliydi. Cemaatin o günkü devlet yapısı içerisinde kontrole aldığı kurumlarda, cemaat bünyesinde olmamakla beraber, cemaate destek niteliğinde faaliyet gösterenlerde hiç şüphesiz vardı. Soruşturma şu anda devam ettiğine göre, sonuca götürücü veriler ele geçtiğinde, hadise daha net olarak açığa çıkacaktır.

Gazete Pencere'yi Google'da Takip Et

Scroll to Top