“ÇİRKİN AMERİKALI”

Son Güncellenme Tarihi: Ağustos 2, 2022 / 07:52

“Go home yankee” 1970 öncesi, üniversite yıllarımızda, gençlerin ortak söylemi/sloganıydı. Birçok konuda tartışan, kavga eden ve sağ sol diye ayrışan üniversite gençliği, Amerika karşıtlığında ortak eylem ve söylem birliği içinde olur ve bu sloganı haykırırdı.

Dolmabahçe açıklarına demirleyen 6. Filo’ya karşı milliyetçi öğrenciler olarak solcu öğrencilerle birlikte eylem yaptığımızı hatırlıyorum. Gümüşsuyu üzerinden Taksim’e kadar yürümüştük. Kıbrıs olaylarında Kıbrıslı Rumlar ve Yunanistan lehine Türkiye karşıtı bir tutum takınan Amerika Birleşik Devletleri, ideolojik takılanların dışında tüm Türk gençliği için artık “Çirkin Amerikalı” tanımında bir ortak nefret paydası olmuştu.

Amerikalı’nın çirkin olduğunu ve ABD’nin Türkiye’ye karşı samimi bir dost olmadığını yaşadıklarımız zamanla bize öğretti.

Kendi çıkarlarını bütün evrensel değerlerin üzerinde sayan, bencil, kaba ve küstah tavırlarını bir siyasi üslup olarak hatta bir inanç değeri olarak dayatan, askeri varlığıni, teknoloji ve sermaye gücünü dünya patronajlığına dönüştüren ABD, aslında tüm dünyada “Çirkin Amerikalı” kimliği ile anılmaktadır.

ABD çirkinliğini en çok da bizim gibi ülkeler üzerinde uygulamıştır.

Birinci Dünya Savaşı sonrasında Paris Konfransında o zamanki ABD Başkanı Woodrov Wilson, Doğu Anadolu toprakları üzerinde önce bir Ermeni Devleti ve geriye kalan topraklar üzerinde de bir Kürt Devleti kurmayı teklif etmişti.

1974 Kıbrıs Barış Harekatı sonrasında, Türk Silahlı Kuvvetleri’nin ihtiyaç duyduğu silah ve mühimmatın temin edilmesini 4 yıl boyunca engelledi; silah ambargosu uyguluyarak çirkin tavrının ve bu günlerin işaretini vermişti.

Bir NATO üyesi olan Türkiye’ye karşı ABD’nin bu “hasmane tavrı” günümüze kadar çeşitli şekillerde devam etti. En son ABD Temsilciler Meclisi Türkiye’ye F-16 savaş uçağı ve mühimmatının satışını şarta bağlayan bir yasayı kabul etti.

Türkiye, geçtiğimiz yıl Ekim ayında ABD’den 40 adet Lockheed Martin yapımı F-16 avcı uçağı ve mevcut savaş uçakları için 80’e yakın modernizasyon kiti satın almak için talepte bulunmuştu..

Temsilciler Meclisi’nin Demokrat üyesi Chris Pappas’ın, NATO müttefiki Yunanistan’la ilgili güvenlik kaygıları nedeniyle Türkiye’ye olası F-16 savaş uçağı ve ilgili ekipman satışına sıkı denetim getirilmesini içeren önergesi savunma bütçesi karar tasarısına iki şart olarak eklendi. ABD Temsilciler Meclisi, bu değişikliği 244’e 179 oyla kabul etti.

Ayrıca ABD’li Demokrat Senatör Frank Pallone, 35 Demokrat ve Cumhuriyetçi senatörle birlikte bir mektup kaleme alarak Başkan Joe Biden’dan Türkiye’ye F-16
savaş uçaklarının satışı ve modernize edilmesi kararından vazgeçilmesini istedi.

Pallone mektubunda, “Erdoğan’ın istikrarı bozan eylemlerini ve uluslararası hukuk ihlallerini durdurmak için somut adımlar atılana kadar Türkiye’nin ordusunu desteklememeliyiz” dedi.

Sayın Cumhurbaşkanı Erdoğan üzerinden Türkiye’yi “istikrarı bozan eylem ve uluslararası hukuk ihlalleri” yapmakla suçlayan ABD’nin sicili bu konuda çok daha bozuk; Vietnam, Afganistan, Irak, Suriye gibi ülkelerdeki katliamları unutmak mümkün mü?

Türkiye, 12 Temmuz 2002’de JSF (Joint Strike Fighter) Projesine yedinci uluslararası ortak olarak katılmıştı. JSF projesi kapsamında TUSAŞ, F-35 uçaklarına ait birçok parçayı üretmekteydi. F-35 uçakları 2018 yılında hava kuvvetleri envanterine de girmesi gerekiyordu; Ancak ABD, S-400 Hava Savunma Sistemlerinin Rusya’dan alınmasını bahane ederek Türkiye’yi ortaklıktan çıkardı ve parasını verdiğimiz bir kısmı üretilen ve eğitimini tamamlayan Türk pilotlara teslim edilen F-35 uçaklarını da elimizden aldılar hatta ödediğimiz 1.4 milyar doları da iade etmediler.

Bu davranış çirkinlik ötesi eşkiyalık değil mi?

Üsler kurarak EGE Denizi’ndeki adaları ağır silahlarla donatan ve Yunanistan’ı üzerimize kışkırtan, Irak ve Suriye’de Türkiye düşmanı terör örgütlerini Türkiye’ye karşı donatan, destekleyen, koruyan ABD’ye müttefik denilir mi ?

Türkiye’ye bundan daha büyük düşmanlık yapan bir başka ülke var mı?

BENCE
ABD gibi bir müttefikin varsa düşmana ihtiyacın yok demektir.

Düşmanlıkta pervasızlaşan ABD’nin yüzüne çirkinliğini toplumca haykırmalıyız; Devletimizin onuruna sahip çıkmalıyız.

AKP güzellemesi yapmak değil maksadım; gelinen bu noktaya isyan ediyorum.

Bu sonucun sorumlusu öncelikle AKP iktidarıdır!

“ABD’nin bölgemizdeki stratejik hedefleri ile Türkiye’nin arzuları örtüşmektedir” diyen AKP İktidarı’nın Dışişleri Bakanı’dır. Irak’ta Müslümanları katleden ABD’li askerler için dua eden, BOP’un eşbaşkanı olmakla övünen ve Türk askerlerinin kafasına ABD askerleri tarafından çuval geçirilmesini “mantı yiyerek” karşılayan AKP İktidarı’nın Başbakanı’dır.

Bu gün yaşadığımız bu zelil durumun müsebbibi AKP İktidarı’nın “çirkin” politikalarıdır.

Türkiye ve Türk Milleti bu iki “çirkinliği” taşımaya mecbur ve mahkum değildir.

Mehmet Şandır, 1947’de Kantara’da doğdu. Babasının adı Hasan, annesinin adı Atika’dır.

Orman Yüksek Mühendisi; İstanbul Üniversitesi Orman Fakültesini bitirdi. Yüksek lisansını aynı fakültede matematik istatistik konusunda yaptı.
Orman Bakanlığı ile Gümrük ve Tekel Bakanlığında Kontroller Kurulu Başkanı olarak görev yaptı. Serbest ticaretle uğraştı. Suriye Bayır Bucak Türkleri Kültür ve Dayanışma Derneği Başkanlığı, Türk Ocakları Merkez Yönetim Kurulu Üyeliği, Türkiye Türkmenistan Dostluk Derneği Kuruculuğu ve 2. Başkanlığı görevlerinde bulundu.Dönemde Hatay, 23. Dönemde Mersin Milletvekili seçildi. 23. Dönemde Türkiye Suriye Dostluk Grubunun Başkanı oldu.

Orta düzeyde İngilizce ve Almanca bilen Şandır, evli ve 3 çocuk babasıdır.

Gazete Pencere'yi Google'da Takip Et

Scroll to Top