Çocuklar okula aç gidiyor!

Çocuklar okula aç gidiyor!
Burak Altınok / 9. Köy Haber MerkeziTüm Öğrenci Velileri Dayanışma Derneği’ne göre Türkiye’de her dört çocuktan biri okula aç gidiyor. 9. Köy Haber Merkezi, veliler ve öğretmenler ile görüşüp Türkiye’deki çocuk açlığı...

Burak Altınok / 9. Köy Haber Merkezi

Tüm Öğrenci Velileri Dayanışma Derneği’ne göre Türkiye’de her dört çocuktan biri okula aç gidiyor. 9. Köy Haber Merkezi, veliler ve öğretmenler ile görüşüp Türkiye’deki çocuk açlığı gerçeğini araştırdı.

Okullarda öğrencilere bir öğün ücretsiz yemek tartışmasına, Tüm Öğrenci Velileri Dayanışma Derneği de ortaya koyduğu verilerle dahil oldu. Derneğe göre, Türkiye’de okula giden her dört çocuktan biri okula aç gidiyor. MEB’in açıkladığı aktif öğrenci sayısından kaçının dengeli ve yeterli beslendiği ya da öğün atlamak zorunda olduğu ise net olarak bilinmiyor.

Öğretmenin gözünden okullardaki açlık
Konuyla ilgili olarak 9. Köy Haber Merkezi’ne konuşan ve adını açıklamak istemeyen bir öğretmen, önceden de beslenme sorununun olduğunu ama son zamanlarda beslenemeyen çocukların sayısının arttığını söyledi.

Okula aç gelen ya da yeterli beslenemeyen çocukların sayısında da artış gözlemlediğini kaydeden öğretmen,aç olan öğrencilerin sürekli uykulu olduğunu dolayısıyla derslere ilginin de azaldığını belirterek, şöyle dedi;
“Okula aç gelen ve yeterli beslenemeyen öğrenci sayısı her sene artış gösteriyor. Bu sorunu yaşayan öğrenciler de açıkçası durumunu açıkça belirtmiyor, beslenme saati geldiğinde bizgözlemliyoruz. Çocukların da enerjisi olmayınca derslerde ilgiyi toparlayamıyoruz. Bununsonucu olarak da sık sık baş dönmesi, baş ve karın ağrısı gibi rahatsızlıklarla yaşıyoruz."

"Beslenme getiren de yetersiz besleniyor"
Öğretmen, okula beslenme getiren çocukların da yeterli ve dengeli beslenmediğini anlattı;
“Okula beslenme getiren öğrencilerimiz elbette var ama bu öğrenciler de sağlıklı ve dengeli beslenmeden uzak. Karbonhidrat ağırlıklı besleniyorlar. Çikolata sürülmüş ekmek, reçelliekmek ile öğününü geçiştiriyor. Üç öğün düzenli ve dengeli beslenebilen öğrenci sayımız hersene düşüyor. Yani daha önceki yıllarda da belirli dezavantajlı öğrencilerimiz vardı ama şu an her sınıfta sayıları artıyor. Velilerimizden istediğimiz dengeli beslenme talebimiz tamamen doyma talebine evrildi.”

"9 saat okulda İSE beslemek zorundasın"
2 çocuğunu maddi imkansızlıklar nedeniyle okula yarı aç gönderdiğini belirten veli Engin Çakmak da 9.Köy Haber Merkezine yaptığı açıklamada, “çocuklarım eve “ne yemek var?” diye sorarak giriyorlar” dedi.

Okula giden bir lise, bir de ortaokul öğrencisi iki çocuğu olduğunu söyleyen Engin Çakmak, çocuklarının sağlıklı beslenemediğini söyledi. Çakmak, “Çocuklar sabah okula gidiyor, akşam çıkıyor. Biri cumartesi günü de okula gidiyor. Sabahları bir ekmeği ikiye bölüp sandviç hazırlıyorum ama içinde peynir, kaşar peyniri ya da salam gibi pahalı şeyler yok. Helva koyuyorum, zeytin koyuyorum. Bazen de simit alıyorum ama akşama kadar acıkıyorlar. Hatta bazen baş ağrısıyla eve geliyorlar. Eve girer girmez de “anne ne yemek yaptın?” diye soruyorlar. Eğer bu çocukları sabahtan akşama kadar okulda tutuyorsan, onları beslemek zorundasın” dedi. Çakmak komşularının da aynı sorunları yaşadığını sözlerine ekledi.

Çocukların beslenme programı
İstanbul’da yer alan 4-6 yaş çocukların eğitim aldığı devlet anaokulunun haftalık beslenme programında karbonhidrat ağırlıklı dengesiz bir beslenme izlenirken, tüm gün eğitim verenözel okullarda ise sabah, öğle ve ikindi olarak üç beslenme saati bulunuyor.

Özel anaokullarında her gün serpme kahvaltı, çorba, pilav, kereviz gibi yiyecekler bulunurken, devlet okullarından ise poğaça, börek ve ekmek arası gibi yiyecekler çocukların beslenmesinde ağırlıklı rol oynuyor.

Beslenme uzmanları ne diyor?
Konuyla ilgili 9.Köy Haber Merkezi’ne konuşan beslenme ve diyet uzmanı Ersin Özdemir bu eğitim-öğretim yılının başında devlet ve özel okulların istediği beslenme çantalarını incelediği ve aralarında uçurum olduğunu söyledi.

Yetersiz ve dengesiz beslenmenin uzun vadede vitamin, mineral, protein ve sağlıklı yağ azalmasına neden olacağını belirten Özdemir, çocukların okullarda yaşadığı baş dönmesi, mide bulantısı ve derslere odaklanamama gibi sorunların bu nedenlerden kaynaklanabileceğini belirtti.

Özdemir, “B12 eksikliği; hafıza, odaklanma ve unutkanlık, demir eksikliği; el ve ayak uçlarının üşümesi, saç dökülmelerine, magnezyum eksikliğinin ise kas krampları, sürekli yorgun hissetme sorunlarını doğurabilir” dedi.

"Bu çocuklar değersiz mi?"
Devlet okullarının istediği beslenmelerinin %80 ve üzerinin karbonhidrat ağırlıklı olduğunu belirten Özdemir, şöyle konuştu;
“Karbonhidratı sebzeden, meyveden, cevizden, fındıktan da alabiliriz ancak çocukların listesine baktığımda sürekli makarna, pilav, bulgur, ekmek, tatlı, aburcubur, simit ve tost gibi ürünlerle taşmış durumda. Bu yiyeceklerin hiçbiri sağlıklı karbonhidrat değildir, hepsi işlenmiş karbonhidratlardır. Keza abur cuburlar, İngiltere okul kantinlerinde abur cuburu yasakladı. Şeker dolu kekler, krakerler göremezsiniz. Bizim çocuklarımız değersiz mi? Bizim çocuklarımız İngiliz çocuklar kadar değerli değil mi?”.

"Sosyal hayatımızı etkiliyor"
Beslenmenin sosyalleşmedeki önemini de vurgulayan Özdemir, yetersiz beslenmenin çocuklar üzerinde geniş zamanda etkiler bıraktığını açıkladı.

Özdemir, “Günümüz çocuklarının büyük bir bölümünde D vitamini, demir, omega 3 eksikliği var. İnsanların ömründe en çok geliştiği yaşlar olan 0-18 yaş döneminde düzensiz ve sağlıksız beslenmek ilerleyen yaşlarda diyabet, kalp damar hastalıkları ve bağırsak sağlığında ciddi sorunlar oluşturabilir” dedi.

Kantinciler: "Çocuklar eskisi kadar kantine gelemiyor"
İstanbul’da bir okulda kantincilik yapan Ethem Taşar da öğrencilerin kantine gelme oranında ciddi bir azalma olduğunu söyledi.

Geçen yıl ile bu yıl arasındaki fiyat farklılıklarının öğrencileri etkilediğini söyleyen Taşar, “Enflasyon herkesi etkilediği gibi bizleri, dolayısıyla çocukları da etkilemiş durumda. Sadece geçen yıl ile bugünü karşılaştırdığımızda büyük fiyat farklılıkları var ve gelinen noktada öğrencilerin kantinlere gösterdiği talepte gözle görünür bir azalma var” dedi.

"MEB duruma el atabilir"
Kantinlerin MEB’e bağlı olduğunu hatırlatan Taşar, MEB’in kantinlerde yapılan zamlardan haberdar olmamasının imkânsız olduğunu söyledi. Taşar, “Kantinler 9-10 kalem vergi veriyor. Bu vergilerin alınmaması veya azaltılması durumunda azalan fiyatlar öğrencilere olumlu olarak yansıyabilir. Keşke bu konuda bir adım atsalardı ve muhalefet partilerinin 1 öğün yemek teklifini kabul etselerdi de çocuklar yemeğe kavuşabilseydi” dedi.

Resmi rakamlar doğruluyor
Millî Eğitim Bakanlığı (MEB)’in 2021-22 eğitim-öğretim yılı verilerine göre Türkiye’de 19 milyon 155 bin 571 öğrenci okula giderken, bunların 15 milyon 839 bin 140’ı ise eğitimine devlet okullarında devam ediyor.

Türkiye İstatistik Kurumu'nun (TUİK) 20 Nisan 2022 tarihinde yayınladığı “İstatistiklerle Çocuk 2021” raporuna göre Türkiye’deki çocukların %32,1’inin “ciddi maddi yoksun” olduğu ortaya çıkmıştı.

Sağlık Bakanlığı 2021 yılında yaptığı Türkiye Beslenme ve Sağlık Araştırması’nda ise çocuklar arasında obezite oranı %8,3, bodurluk oranı %4,6, çok zayıf olanların oranı %15,6, öğün atlamak zorunda kalanların sıklığı %13, gerekenden daha az besin tüketen çocukların sıklığı %16,5, karnı aç olmasına rağmen yemek yiyemeyenlerin sıklığı ise %8,4 olarak açıklanmıştı.

UNICEF Beslenme Verilerine göre eğer bir çocuk dengesiz ve yetersiz beslenirse anemi,bodurluk, düşük bağışıklık, öğrenme güçlüğü, obezite, aşırı zayıflık, mikro besin eksiklikleri, zihinsel gelişim bozuklukları gibi hastalıkların görünme olasılığı artıyor.