Cumhurbaşkanı’nın çok önemli konuşması

Cumhurbaşkanı’nın çok önemli konuşması
“Türkiye, kuru kuruya Batıcılık saplantısı yanında, yine aynı kaynağın ürünü pek çok sapkın ideoloji ve akımın zehrine de maruz kalmış bir ülkedir.”Cumhurbaşkanı Erdoğan’a ait bu sözler gözden mi kaçtı?Aynı...

“Türkiye, kuru kuruya Batıcılık saplantısı yanında, yine aynı kaynağın ürünü pek çok sapkın ideoloji ve akımın zehrine de maruz kalmış bir ülkedir.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan’a ait bu sözler gözden mi kaçtı?
Aynı konuşmada geçen şu cümleler de;
“Önümüzdeki dönemde önceliğimizi aileden başlayarak eğitim öğretim hayatları boyunca evlatlarımızı hakkıyla yetiştirmek olarak değiştirmemiz şarttır.”
Erdoğan’ın İbn Haldun Üniversitesi Külliyesi açılış töreninde yaptığı bu konuşma çok önemli. İçinde birden fazla çelişki barındırsa da her kelimesi özenle seçilmiş, hedefe odaklı ve önümüzdeki döneme ilişkin hazırlıkların habercisi.
Ülkenin gerçek gündemi ziyadesiyle iktidarın ve ortaklarının huzurunu kaçıracak, seçimlere dönük endişelerini arttıracak halde.
Ekonomi, pandemi, madenciler, emekliler, işsizler. Çalışanlar, çiftçiler, sanayiciler… Nereye dokunsanız öfkeyle karşılık alıyorsunuz.
İnsanlar bunalmış durumda. Muhalefet artık seçim sandığının hemen getirilmesini isteyecek güveni kazanmış, seçim meselesi sokakta konuşulur olmuş.
Dolayısıyla Erdoğan’ın ve ortağı Bahçeli’nin bu gerçek gündemi ötelemesine dönük çıkışları anlayışla karşılanabilir. Ama bu konuşmada geçenleri, askıda ekmek meselesine verilen tepkilerle değerlendirmek yanılgı olur.
Bu konuşma gündemi değiştirmek için değil tam da gündemi tutmak, daha doğrusu esas gündemini hayata geçirmek amacında.
18 yılı aşan iktidarı süresinde AK Parti’nin en çok kurcaladığı, ‘yap-boz’a çevirdiği alan eğitim alanı. Sonuç müthiş bir başarısızlık ve itiraf kaçınılmaz. Bakalım konuşmaya;
“Çoğu alanda hepimizi mutmain edecek düzeyde yetişmiş insan gücüne sahip değiliz. Genç bir nüfusa sahibiz hamdolsun ama medeniyet tasavvurumuzu layıkıyla hayata geçiremiyoruz…. İşte bunun için de fikri iktidarımızı hala tesis edemediğimiz kanaatindeyim. “
Erdoğan’ın ağzından başarısızlık kavramı pek az duyulur. En büyük yenilgileri, başarısızlıkları, hataları bile büyük bir zafer olarak anlatmakta, toplumu böyle ikna etmede pek mahirdir.
Eğitim, kültür, sanat alanındaki başarısızlığın elbette bir suçlusu bulunmalı. Kim o? Bay Kemal olamaz. O zaman daha eskiye gidelim;
“Sonuçta, ülke ve millet olarak kendimizi kontrolsüz bir Batılılaşma fırtınasının içinde bulduk. Fikri hür, irfanı hür, vicdanı hür nesiller yetiştirmek için çıkılan yolun en sığından, en bayağısından, en çarpığından bir Batı taklitçiliğine dönüşmüş olması, Cumhuriyetimizin en büyük kaybıdır.”
‘Fikri hür vicdani hür nesiller’ Büyük Atatürk’ün sözünü anımsatıyor. Bu da Cumhuriyet’in eğitim sistemiyle köklü bir hesaplaşmayı akla getirmiyor mu? Çünkü kararlı bir şekilde değişimi vurguluyor. Nasıl bir değişim, onu da açıkça söylüyor.
“Bu değişim topyekün bir eğitim öğretim reformunu gerektirir.”
Okulda hijyen, serviste maske, netli-netsiz eğitim, öğretmen atamalarından daha az önemli değil Cumhurbaşkanı’nın işaret ettikleri.
İktidarın son döneminde ajandanın son sayfalarını işleme koymak gibi. Yıllarca başa bela gibi görünen Türkiye’nin en yüksek hukuk kurumu Anayasa Mahkemesi, dört koldan bir hafta içinde itibarsızlaştırılmadı mı?
Anayasa Mahkemesi Başkanı’nın bisikletle işe gitmesinin önerilmesiyle başlayan tartışma nerelere vardı? Artık bu mahkemenin kapatılması bir derneğin, kamuda küçük bir birimin kapatılması kadar rahat dile gelmiyor mu?
Cumhurbaşkanı ayrıca uyarıyor. Buna da dikkat etmek gerek;
“Hiç kimsenin bu fikri iktidar arayışından rahatsız olmaması gerekir. Bu arayışın sona ermemesi bir ülkenin ve toplumun felaketi demektir.”
Evet hepimizi uyarıyor, ülkemizin ve toplumun bir felaketle karşılaşmaması için itiraz etmemizi söylüyor. Şimdi sıra geldi, bu köklü değişimin ayrıntılarına. Nasıl olacak, yeni kuşağı hangi sürprizler bekliyor? Turpun büyüğü heybede mi, pek yakında ortaya çıkar.
Hukukunun, ekonomisinin, kaynaklarının, gençlerinin, emeklilerinin, çalışanlarının üzerinden silindir geçmiş gibi bir halde “Ne eğitimi arkadaş?” demeyin.
Bugün itiraz bile edemediğiniz, rüyanızda göremeyeceğiniz birçok uygulama işte bu halden yaşamınıza katıldı.
Konuşmada, beni çok etkileyen bir cümleyle bitireyim;
“Medyamız en modern altyapıya sahip ama bizim sesimizi ve nefesimizi yansıtmıyor.”
Anladım ki Cumhurbaşkanı Erdoğan da bu konuşmayı kaleme alan arkadaşlar da ne televizyon izliyor ne gazete okuyor.