CUMHURBAŞKANLIĞI SENARYOLARI

Türkiye çok uzun zamandır önümüzdeki genel seçimlerdeki cumhurbaşkanlığı yarışını tartışıyor. Tartışmalar iptal edilen İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı Seçiminin tekrarlandığı 23 Haziran 2019’dan itibaren, yani Cumhurbaşkanlığı seçiminin üzerinden henüz bir yıl geçmişken başladı. O günden beri hız kesmeden devam ediyor.
Son dalga CHP Genel Başkanı Sn. Kemal Kılıçdaroğlu’nun 2021 bütçesi üzerinde 7 Aralık 2020 tarihinde TBMM Genel Kurulu’nda yaptığı, kimilerine göre “efsane” konuşmadan sonra şiddetlendi ve o günden beri siyaset gündeminin sürekli ön sıralarındaki yerini koruyor.
Bu tartışmanın güçlü bir biçimde sürmesinde belki de muhaliflerden çok iktidara yakın medya rol oynadı. Tartışmayı sürdürmekte niye inat ettiklerini tam olarak anlamak güç olsa da bunu muhtemelen muhalefet içerisinde fikir ayrılığı yaratma umuduyla yapıyorlar. Ancak en azından şimdiye kadar bir kazanım elde ettiklerini pek zannetmiyorum. Öte yandan bu ifade, şu ana kadarki Cumhurbaşkanlığı seçimi tartışmalarının hiçbir sonuç yaratmadığı anlamına gelmiyor hiç şüphesiz.
İki yılı aşkın bir süredir devam eden Cumhurbaşkanlığı yarışı tartışması halihazırda en azından iki sonuç doğurdu.
Bunlardan birincisi; seçmen yıllar öncesinden muhalif aday aramaya başladı ve şu ana kadar Sn. Erdoğan’la kıyasıya rekabet edebilecek en az dört potansiyel aday (Kemal Kılıçdaroğlu, Meral Akşener, Mansur Yavaş ve Ekrem İmamoğlu) belirledi.
İkincisi ise, muhalefet partilerinin yeterince uzun zaman önceden Cumhurbaşkanlığı seçimi üzerine düşünmeleri ve çeşitli strateji alternatifleri geliştirmelerine vesile oldu. 2018 baskın seçimiyle mukayese edildiğinde, ne yapması gerektiği hususunda muhalefetin kafasının çok daha net olduğunu görebiliriz.
Bu kadar uzun süren tartışmalar kaçınılmaz olarak bazı komplikasyonlara da yol açtı. Geçen iki yılda o kadar çok şey konuşuldu ki, neticede konuyu takip eden çok sayıda insanın kafası karıştı. Özellikle TV tartışmalarında bu kafa karışıklığı çok daha net biçimde gözlemlenebiliyor. Birbiriyle çelişen ya da olması neredeyse imkansız çok sayıda senaryo havada uçuşuyor ve bazen konu ile ilgili en üst düzeyde yapılan açıklamalar bile fark edilmiyor veya anlaşılmıyor. Mesela Meral Akşener aday olmayacağını birden fazla kez açıkladığı halde neredeyse bu konunun tartışıldığı her programda adaylık yarışı nedeniyle Millet İttifakı’nın parçalanabileceği üzerinde uzun uzun konuşulabiliyor. Yahut Kemal Kılıçdaroğlu’nun defalarca yaptığı “Millet İttifakı Cumhurbaşkanı adayını birlikte belirleyecek” şeklindeki açıklamaları görmezden gelinip, CHP içi adaylık yarışının olası sonuçları üzerine analizler yapılabiliyor.
Bu nedenle siyasetçiler, kanaat önderleri ve toplumdaki kafa karışıklığının giderilmesine katkı sağlamak umuduyla, Cumhurbaşkanlığı senaryolarını daha basit sistematik bir biçimde okuyucular için değerlendirmeye çalışacağım.
Genel olarak bakıldığında önümüzdeki Cumhurbaşkanlığı seçiminde muhtemel üç senaryo karşımıza çıkıyor:

  1. İKİ ADAY SENARYOSU: Cumhur İttifakı’nın adayı Sn. Erdoğan, tüm muhalefet partileri ise bir aday üzerinde anlaşarak yarışa giriyor.
    Bana göre üç senaryo içinde gerçekleşme olasılığı en düşük senaryo bu. Öncelikle daha şimdiden Muharrem İnce aday olacağını zaten açıklamış durumda. Ayrıca İYİ Parti, HDP’nin kendi adayını çıkarmasının daha yerinde olacağını birden fazla kez ifade etti. Özetle muhalefet partilerinin birden fazla aday çıkaracağı anlaşılıyor.
  2. YENİDEN 2018 SENARYOSU: Cumhur İttifakı’nın adayı Sn. Erdoğan, muhalefet partileri ise 2018 Genel Seçimlerinde olduğu gibi kendi adaylarını gösteriyor.
    Şu ana kadar Millet İttifakı liderlerinden yapılan açıklamalara bakılırsa, bu senaryonun gerçekleşme olasılığı oldukça düşük görünüyor. Çünkü hem Kılıçdaroğlu hem de Akşener ortak adayla gidilmesi gerektiğini açıkladılar. Temel Karamollaoğlu ise zaten ortak aday fikrini geçen seçimde ortaya ilk atan lider ve şimdi buna itirazı olacağını kimse düşünmüyor. Ayrıca 2019 yılındaki yerel seçimlerde ortak adayla gidildiğinde ne tür neticeler elde edildiğine dair güçlü kanaatleri de var. Dolayısıyla Millet İttifakı’nın 2018 ve 2019 deneyimlerini dikkate almayıp yeniden her partinin kendi adayını göstermesi ihtimali pek mümkün değil.
  3. GÜÇLÜ SENARYO: Cumhur İttifakı’nın adayı Sn. Erdoğan, Millet İttifakı ortak adayla seçime giriyor, ayrıca başta HDP ve Memleket Partisi olmak üzere bazı muhalefet partileri de kendi adayları ile yarışıyor.
    İlk iki senaryonun gerçekleşme olasılığı düşük olunca üçüncü senaryonun hayata geçme ihtimali kendiliğinden güçleniyor. Partilerin şu ana kadarki tutum, açıklama ve genel eğilimlerine bakılacak olursa Cumhurbaşkanlığı seçiminde ikiden fazla aday yarışacak ve Millet İttifakı kendi içinde bir çatlak yaşamayacak.
    Dolayısıyla aslında Cumhurbaşkanlığı seçiminin adaylık senaryoları açısından nasıl gerçekleşebileceğini büyük ölçüde biliyoruz.
    Şimdiden büyük olasılıkla bildiğimiz ikinci husus ise seçimin ikinci tura kalacağı. Yapılan araştırmalarda uzun süreden beridir Sn. Erdoğan’a oy vereceğini söyleyenlerin oranı vermeyeceğini söyleyenlerin altında kalıyor ve makasın kapanması da zor görünüyor. Erdoğan’a oy veririm diyenlerin oranı dört aydır 42-43 bandında duruyor. Bu oranı şimdiden seçim sonucu tahmini olarak görmemek gerekir. Bize verdiği en önemli ve güçlü bilgi, seçimin ilk turda bitme olasılığının oldukça zayıf olduğudur.
    Şimdiden sonra önem taşıyan iki husus seçimin ne zaman gerçekleşeceği ve ikinci turda hangi seçmen tabanlarının nasıl davranacağıdır. Önümüzdeki yazılarda bilhassa ikinci tur deneyimi hiç olmayan seçmenlerimizin olası tutumlarını irdelemeye çalışacağız.

Önceki ve Sonraki Yazılar
İbrahim Uslu Arşivi