DAĞLARINA MADEN OCAĞI GELMİŞ MEMLEKETİMİN!

Muğla’nın güzelim mavi koylarının yapılaşma, kum alımı ve yasadışı deniz ürünleri avcılığı yüzünden tehdit altında olduğunu sürekli yazıyoruz.

Muğla’nın koyları kadar dağları da tehdit altında. Bu tehdidi artık biliyoruz… Maden ve taş ocakları.
Muğla’nın Köyceğiz ilçesinden yükselmeye başlayan, Akdeniz ve Ege sularının birleştiği antik Kaunos kentine kadar uzanan Sandras Dağları da Kuzey Ege’deki Kaz Dağları gibi maden şirketlerinin kuşatması altında. Bölgede 12 ruhsat alanı belirlendi, bir şirket ormanın tam orta yerinde ‘maden ocağı kapasite artımı’ talebinde bulundu bile.
Söz konusu şirket, yaklaşık 24 hektar alanda madencilik faaliyetlerini sürdürüyor, ‘yerim dar’ diyen şirket şimdi oyun(!) alanını genişletme çabası içinde.
Aslında Sandras Dağları için devletin özel projesi vardı. AKP iktidarları döneminde bu projeden çark edildi. Bölge 2023 Ulusal Turizm Stratejisi kapsamında doğa turizm alanı olarak planlamıştı. Daha çok altın, bakır bilmem ne madeni için doğadan vazgeçildi.

SANDRAS DAĞLARI NEDEN ÖZEL?
Uluslararası Koruma Örgütü, yıllar önce Akdeniz Bölgesi’nde 35 sıcak nokta belirledi. Öncelikli ve koşulsuz korunması gereken yerler anlamına gelen sıcak noktalardan biri de Sandras Dağları’ydı.
Batı Torosların bir kolu olan Sandras Dağları, antik çağlarda ağaçlarından elde edilen yumuşak kerestesiyle tekne yapımcılarının gözdesiydi. Ege kıyılarına yayılan kentler arasında gidip gelen teknelerin harcında Sandraslı emekçilerin alın teri vardı.
Ağaç işlemeciliği iki bin yıllık gelenek bu yörede. Ayrıca, arıcılık yapılıyor, kestane, çam ve çiçek balı elde ediliyor. Dağlar, 81’i sadece ülkemize özel yaklaşık 750 bitki türünün zenginliğine sahip. Dağlar, “Nadir Orman Ekosistemi” kapsamında görülüyor.
Şimdi ünlü sözü burada hatırlatalım… ’Arılar giderse hayat gider…’
Kaz Dağları, Kuzey Ege’nin oksijen deposuysa Sandras dağları Güney Ege için hayattır. Oysa Sandras Dağları’nda doğal hayatın boğazında maden ocaklarının ilmiği var.
Maden ocakları, dağ köylerinde toprağı havayı kirletiyor, yağmur sularının yeraltındaki yönünü değiştiriyor. Zaten termik santraller yüzünden hastalıkların bitmediği bölgede, tüm canlıların sağlığını tehdit ediyor.
Uzmanlara göre, ülkemizde sayılı buzul dağlardan olan Sandras Dağları’nda dört buzul göl bulunuyor. Dağın denizle buluşan bölümleri ise oksijen deposu sayılan Sığla ağaçları yok olma tehlikesi altında.

BUGÜN SANDRAS’TA BULUŞUYORUZ…
Sandras Koruma Platformu, 10 Temmuz’u Sandras buluşması olarak ilan etti. Tüm doğaseverleri Gökçeova Göleti’nde buluşmaya davet etti.
Platformun “Toprağımızı, suyumuzu, yaşamı korumak için Sandras’ta buluşuyoruz” afişiyle yapılan çağrıda şöyle deniliyor; “Sandras sizin desteğinizle nefes almaya devam edecek. Sen yoksan bir eksiğiz. Ne fark eder deme! Farkı yaratan, fark yaratmaya inanların çoğalması olacak. Gelin birlik olalım.”

Önceki ve Sonraki Yazılar
Cengiz Erdil Arşivi