Fatma Acar Ünlü

Fatma Acar Ünlü

Demir ağlarla ördük anayurdu dört baştan

1923-1929 Cumhuriyetimizin ilk kuruluş yıllarında ekonomik faaliyetlere yönelik yeni yapılanma sürecine kısaca değinmek istedim, keyif alarak okumanızı ümit ediyorum.

Hepimiz sözlerini, Behçet Kemal Çağlar ile Faruk Nafiz Çamlıbel’in yazdığı ve Cemal Reşit Rey’in bestelediği “Onuncu Yıl Marşı”nı adımız soyadımız gibi biliriz. “Demir ağlarla ördük anayurdu dört baştan”, dizelerinin, Cumhuriyet’in ilk yıllarında demiryollarına verilen önemi işaret ettiğini düşünürüz.
Atatürk, “Demiryolları memleketin tüfekten, toptan daha mühim bir emniyet silahıdır” demiştir. Cumhuriyet’in ilk 25 yılında, yabancılardan borç almadan, büyük fedakârlıklarla Doğu Anadolu’ya, Güneydoğu Anadolu’ya ve Karadeniz’e (Zonguldak ve Samsun) demiryolları yapılmıştır.
Onuncu Yıl Marşı’nda sözü geçen “demir ağlar” ifadesi sadece demiryolunu değil merkezi devlet inşasını anlatır. Vatanın her karış toprağı üzerinde milli egemenliğin olduğu, o dönem ve gelecek için kültürel, sosyal ve ekonomik bütünleşmiş bir ülkeyi ifade etmektedir.

İktisadi Bağımsızlık
Kurtuluş Savaşı’nın kazanılması ile silahlı mücadele bitmiş fakat asıl mücadele savaştan sonra başlamıştır. Misak-ı Milli sınırlarımızın birçoğu gerçekleştirilmiş ancak sadece sınırlarımız belirlenerek bağımsızlık kazanılamadığı belirtilmiştir.
Ekonomi alanında devrimler yaparak dışa bağımlılık kaldırılmalı, kendimiz üretmeliydik. İşte bu amaçla Anadolu’da fabrikalar açılmaya başlanmıştır.
Mustafa Kemal Atatürk tam bağımsızlığın önemini şu şekilde vurgulamıştır:
‘‘Tam bağımsızlık denildiği zaman, elbette siyasi, mali, iktisadi, adli, askeri, kültürel ve benzeri her hususta tam bağımsızlık ve tam serbestlik demektir. Bu saydıklarımın herhangi birinde bağımsızlıktan mahrumiyet, millet ve memleketin gerçek manasında bütün bağımsızlığından mahrumiyet demektir.’’

İzmir İktisat Kongresi
Genellikle İzmir İktisat Kongresi olarak bilinen “Türkiye İktisat Kongresi”, yeni kurulan Türkiye’nin siyasi ve askeri alanda kazandığı başarısının ekonomik alanda da sürdürülmesi amacıyla 17 Şubat 1923’te 1135 kişinin katılımı ile toplandı.
Tüccar, çiftçi, sanayici, meslek ve işçi temsilcilerinin katıldığı kongre sonunda “Misak-i İktisadi” adı altında bir bildiri duyuruldu. Özel girişimciliğin teşvik edildiği milli bir ekonomi oluşturulmasının gerekliliği vurgulanarak mevcut imkanlar ile yeni ekonomik hedefler belirlendi. Kongre sonrasında Türkiye ekonomisinin liberal bir döneme girdiği ve bu sürecin 1929 Büyük Buhran’a kadar sürdüğü kabul edilmektedir.
Cumhuriyet’in ilk yıllarında da kongrede alınan kararlar doğrultusunda Türk ekonomisine yön verildi.
Milli ekonomi ilkesi çerçevesinde devletin destekleyeceği girişimci bir sınıfın oluşması ve kalkınmanın bu yolla sağlanacağı öngörüldü. Ulusal nitelikteki yerli sanayinin gelişimi ve ihtiyaç duyulan sermayeye yönelik 1924’te Türkiye İş Bankası kuruldu. 1926’da kabul edilen Türk Medeni Kanunu ile özel mülkiyet güvence altına alındı. 1927’de Sanayi Teşvik Kanunu çıkarıldı. Sanayi ve Maadin Bankası, Emlak ve Eytam Bankası kuruldu. 1927’de Başbakanlık’a bağlı olarak Âli İktisat Meclisi kurularak fiyat istikrarı, gümrük tarifeleri, vb. devletin ekonomiye yön verecek siyaset tespit etmesi amaçlandı.

Lozan Antlaşması: başlıca ekonomik sonuçları
Yabancılara sağlanan bazı imtiyazları sona erdirdi. Anlaşma çerçevesinde düzenlenen ticaret sözleşmesi gereği, 1916 tarihli Osmanlı Devleti’nin gümrük tarifelerinin 1929 yılına kadar uygulanması zorunluluğu getirildi.
Osmanlı İmparatorluğu kapitülasyonları her bakımdan kaldırıldı.
Denizlerde Türkiye’ye Kabotaj hakkı tanınması kabul edildi.
İtilaf Devletleri ile Türkiye karşılıklı olarak savaş tazminatlarından vazgeçti.
II. Abdülhamid döneminde Muharrem kararnamesi ile kurulan Düyûn-ı Umûmiye idaresinin hukuki varlığı son buldu ve Türkiye maliyesinin bağımsızlığına gölge düşüren kurum fiilen sona erdi.

Osmanlı Borçları ÖDENDİ
6 Ağustos 1924’te yürürlüğe giren Lozan Antlaşması ile Osmanlı İmparatorluğu’nun dış borcu 129.604.910 liraydı. Daha sonra 13 Haziran 1928 tarihinde Paris’te imzalanan sözleşme sonrası TBMM’de kabul edilen Aralık 1928 tarihli yasa ile Türkiye’nin ödemesi gereken borç miktarı 107.528.463 lira olarak kabullenilmiş ve Türkiye Cumhuriyeti, Osmanlı İmparatorluğu borçlarının %62,5’ini ödemek zorunda kalmıştır. Borçların tamamen tasfiyesi 1954 yılına kadar sürmüştür.
Aşarın kaldırılması
Osmanlı’da devletin en önemli mali kaynağı olan aşar tarım ürünlerinden 1/10 oranında alınan şer’i bir vergidir. Aşar, bütçe gelirlerinin 1864’te yüzde 47,6’sını oluşturuyordu. Cumhuriyet’in ilk yıllarında da bu özelliğini koruyarak 1924 yılı bütçesinin 27,5 milyon lirası aşardan sağlandı. İzmir İktisat Kongresi’nde alınan en önemli karar aşar vergisinin kaldırılması olmuştur. Aşarın kaldırılmasının ekonomik ve siyasi sonucu olarak birçok kaynakta, köylünün ve toprak sahiplerinin çok büyük bir vergi yükünden kurtulduğu, halkın mültezimlerin baskısı altında artık ezilmeyeceği görüşü hâkim olmuştur.

Toprak reformu
Bu dönemde toplam üretimin %65’ini tarım, %18’ini dokuma, %17’sini de diğer sanayi sektörleri oluşturmaktadır. Nüfusun %80’inin tarımla geçindiği düşünülürse tarıma destek vermek kaçınılmaz olmuştur.
Osmanlı’dan yeni Türkiye’ye geçişte toprak rejiminde kayda değer değişiklikler yaşanmıştır. İşgücü büyük ölçüde tarımla uğraşan ve ekonomisi tarıma dayalı ülkenin tarımsal kalkınmasının sağlanması amacıyla yasal düzenlemeler de yapılmıştır.
1930’da ihtiyaca yönelik Ankara Ziraat Mektebi açıldı, Günümüzde hizmet veren Ankara Üniversitesi Ziraat Fakültesi’nin kökenini bu okul oluşturmuştur.
1923-1929 döneminde tarımın
GSYİH içindeki payı %45’tir. Bu dönemde yıllık büyüme hızı %8,6’dır.
1924-29 arasında GSMH ortalama %11, sanayi sektörü %8,5, tarım sektörü %16 oranında artış göstermiştir.
Atatürk’ün döneminde kurulan fabrikalardan
l 1923 Türkiye Şeker Fabrikaları
l 1924 Gölcük Tersanesi ve Ankara Fişek Fabrikası
l 1925 Osmanlı İmparatorluğu döneminde kurulan Feshane Yünlü Dokuma, Beykoz Deri ve Kundura ile Hereke İpekli ve Yünlü Dokuma Fabrikaları alınarak Sanayi ve Maadin Bankası kuruldu.
l 1925 Atatürk Orman Çiftliği kuruldu. Çiftliği tüm masraflarını Atatürk kendi cebinden karşıladı ve çiftliği Türk ulusuna armağan etti.
l 1925 Atatürk’ün onayıyla silah, bomba ve cephane üretimi yapan Şakir Zümre Fabrikası ve Adana Mensucat Fabrikası kuruldu. Eskişehir Hava Tamirhanesi kuruldu.
l 1926 Alpullu Şeker Fabrikası, Uşak Şeker Fabrikası,
l 1926 Kayseri uçak fabrikası, Türkiye o zamanlar tarımı bile zor yapabilecek durumda iken uçak fabrikası bile yapmıştır, ordunun destek vermesi ve Atatürk’ün önemsemesi ile gerçekleşmiştir, elbette ithal parçalar kullanılmış fakat o dönemde bunun yapılmış olması bile oldukça önemlidir. (Tomtaş Tayyare ve Motor Türk A.Ş)
l 1927 Kırıkkale Mühimmat Fabrikası, Bünyan Dokuma Fabrikası ve Eskişehir Kiremit Fabrikası, Bursa Dokumacılık Fabrikası kuruldu.
l 1928 Anadolu Demiryolları Şirketi yabancılardan satın alındı.
l 1929 Haydarpaşa Limanı yabancılardan satın alındı.
l 1929 Mersin-Adana, Anadolu-Bağdat, Mersin- Tarsus Demiryolları yabancılardan satın alındı.
l 1929 Ankara Havagazı Fabrikası, Ayancık Kereste Fabrikası, Trabzon Hidroelektrik Santralı ve İstanbul Otomobil Montaj Fabrikası kuruldu.
l 1937 Aydın Nazilli Basma Fabrikası
Ayrıca;
l 1924 Demiryolları millileştirilmiş, 1927 Devlet Demiryolları kurulmuştur.
1929 Ekonomik Bunalımı tüm dünya ile Türkiye’yi ve özellikle yeni toparlanmaya başlayan ekonomi ve sanayiyi olumsuz etkilemiş, devletçi politikaların uygulanmasına neden olmuştur.
Her şeye rağmen Cumhuriyetin kazanımlarından bize verilen temel hak ve özgürlüklerin varlığından konuşabiliyorsak, 98 yıllık cumhuriyetimizin bizlere kazandırdığı yurttaşlık bilinci sayesindedir. Bizlere emanet edilen Cumhuriyet'i bilimin ışığında geleceğe taşımak dileğiyle…

Önceki ve Sonraki Yazılar
Fatma Acar Ünlü Arşivi