DEMOKRASİ KÜLTÜRÜNÜ İÇSELLEŞTİRMEK VE DEMOKRATİK DEVLETİ GERÇEKLEŞTİRMEK PROJESİ

Son Güncellenme Tarihi: Eylül 1, 2020 / 13:41

Geçen hafta, “Zamanın kavşak noktasındayız…20. Yüzyılın soğuk savaş şartlarında belirlenen konumumuzu bu yüzyılda devam ettirmenin bize bir faydası olmayacaktır” yeni yüzyılda “Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ni merkeze alarak mevcut kazanımlarımızdan ve bağlantılarımızdan vazgeçmeden kendimize yeni bir dünya kurmalıyız” demiştik.
Amacımız, değişen uluslararası dengeler ve küreselleşen yenidünya düzeni içinde kendi coğrafyamızda kendi kimliğimizle bağımsız; son noktada kendi kararını kendisi verebilen/onurlu bir devlet ve huzurlu/barışık bir toplum yaratarak öncelikle bölgesinde “lider ülke Türkiye” hedefini gerçekleştirebilmek için önerilerde bulunmaktır.
Bunun için öncelikle “evin içine çeki düzen vermeliyiz” diyerek birlikte yaşamayı ve bir milli kimlik ortak paydasında BİR olmayı zorunlu görmüştük.
BİR olabilmiş/birlikte yaşamayı başarmış bir toplumun bireyleri olarak “demokrasi kültürünü” bir hak ve sorumluluk bütünlüğünde içselleştirmeyi ve devletin kuralları ve kurumları ile demokratikleşmesini, bu hedef için ikinci bir zorunluluk olarak görmekteyim.
Cumhuriyetimizin ikinci yüzyılı için kapsamlı bir “demokratikleşme projesi” gerçekleştirilmelidir.
Demokrasi teorisi ve demokratikleşme tarihi, kapsamı itibariyle bu yazının hacmini aşar ayrıca amaç da bu değil; demokrasiden kastım; birey için özgürlük, toplum için yönetime katılım imkanı ve devleti denetleme gücüdür. Bu anlamda bir demokrasinin güçlü gelecek için önemini vurgulamaktır.
Devleti toplumun örgütlü gücü olarak tanımlarsak; bir hak ve sorumluluk bağlamında kendi geleceğine karar verebilmek özgürlüğüne sahip bireylerin oluşturduğu toplumun ülke yönetimine temsilcileri eliyle katılmasını kurallara bağlayan/kurumsallaştıran sistemin adı demokrasidir, bu yöndeki çabalar da demokratikleşmektir.
Toplumla devletin tek öznede eyleme dönüşmesi ve büyük hedeflere yürümesi aracı demokrasidir. Günümüz dünyasında devletler için güçlü olmanın en etkili ve en az maliyetli aracı demokrasi yoluyla toplumun gücünü kullanmaktır.
Demokrasinin toplumsal bir işlevi olmakla beraber öncelikle birey merkezli bir davranış biçimidir. Prof. Dr. Kemal Karpat, “gerçek demokrasi, insanı özgürleştirerek ona kişiliğini, kimliğini ve toplum içindeki yerini serbest iradesiyle belirleme imkanı verir” demektedir.
Demokrasi, birey için insan olmaktan kaynaklanan bir HAK’tır. Ancak, demokrasi, bireye, bu hakkın kullanılması karşılığında bir de toplumsal SORUMLULUK yükler; Bireyin özgürlük için mücadele etmesi bir toplumsal sorumluluktur.
Özgürlük ve demokrasi birbirini besleyen iki temel değerdir. İnsan hür doğar demokrasi sayesinde hür yaşar. Özgür insan daha üretken daha faydalı, daha barışık, daha dürüst olur; özgüveni ve sorumluluk duygusu yüksek bireylerin gayreti ekonomik ve toplumsal kalkınmaya zemin hazırlar.
Bu yapıdaki bireylerden oluşan toplum ve o toplumun devleti çok daha güçlü olur. Prof. Dr. Orhan Türkdoğan Hoca, güçlü devlet olmanın ve güçlü bir gelecek kurmanın olmazsa olmaz şartı olarak, Hürriyet, Mülkiyet, Şahsiyet üçlemesini ilmi olarak temellendirmektedir.
Bu sarmalın başlangıç noktası hür olmaktır. Hür olmadan emeğe dayalı mülkiyet olmaz ve şahsiyet oluşmaz. Demokrasi, özgür insanların şahsiyetli davranışları ile gerçekleştirecekleri bir birlikte yaşama projesidir.
“Lider ülke Türkiye” için gerçekleştirilmesini şart koştuğumuz demokrasi ve demokratikleşme projesinin öncelikli hedefi insanlarımızı daha fazla özgürleştirerek şahsiyet sahibi bireylere dönüşmesini sağlamaktır. Demokrasi insanı özgürleştirerek toplumu dolayısıyla devleti güçlü kılmanın en etkili yöntemidir.
Demokrasinin ikinci ayağı cumhuriyetçi oluşudur. Demokrasi ve cumhuriyet bir birlerini var eden iki değerdir. Antik Yunan’da halk anlamında demos ve egemenlik anlamında kratos kelimelerinin birleşmesi ile oluşan demokratia yani “halkın yönetimi” demokrasi, cumhuriyetçi bir yönetim anlayışıdır. Halkın ortak kararı ile oluşan yönetim anlayışı olarak cumhuriyet, demokrasi ile var olur.
Demokrasi, özellikle bir kurallar ve kurumlar rejimidir. Parlamento, hükümet, yargı ve seçimler bu anlamda temel kurumları oluşturur. Siyasi ve sosyal aktörler kurallar çerçevesinde kurumları iyi işleterek halkın refah ve mutluluğunu yükseltme görev ve sorumluluğunu üstlenirler. Ülkeyi yöneten siyasetçilerin, siyaset kurumunun ve sivil toplum örgütlenmesinin kalite ve kapasitesi bu görevin başarılmasında doğrudan etkilidir.
BENCE
Ülkenin geleceği ve halkın refahı için “ortak aklı” oluşturma rejimi olan demokrasi ve cumhuriyet Türkiye ve TÜRK MİLLETİ içindir.
Özgürlük ve demokrasinin grup çıkarları için kullanılmasına veya ideolojik saplantılarla devlet ve millet düşmanlığına dönüştürülmesine veya azınlık hakları savunuculuğu arkasına saklanarak BİR’i parçalamaya zemin hazırlanmasına fırsat vermemek gerekir.
Ancak bu ihtimal ve istisna örnekler var diye temel hak ve özgürlüklerin kısıtlanması ve demokrasinin “parmak sayısına” indirgenmesi asla akıllıca bir davranış olmaz.
Türk Milleti’nin genetik, kültürel, gelenek ve inanç kodlarında demokrasi anlayışının temelleri vardır. “Hürriyet benim karakterimdir” ve “milletin geleceğini ve bağımsızlığını milletin azim ve kararı verecektir” diyen bir önderin liderliğinde kurulan Cumhuriyetimizin yeni yüzyılında, insanımıza daha çok özgürlük vermeyi amaçlayan ve milletimizi devletine daha çok sahiplendiren bir “demokratikleşme projesi” geliştireceğimize inanmak istiyorum.
Mesele eğitim ve hukuk meselesidir.

Mehmet Şandır, 1947’de Kantara’da doğdu. Babasının adı Hasan, annesinin adı Atika’dır.

Orman Yüksek Mühendisi; İstanbul Üniversitesi Orman Fakültesini bitirdi. Yüksek lisansını aynı fakültede matematik istatistik konusunda yaptı.
Orman Bakanlığı ile Gümrük ve Tekel Bakanlığında Kontroller Kurulu Başkanı olarak görev yaptı. Serbest ticaretle uğraştı. Suriye Bayır Bucak Türkleri Kültür ve Dayanışma Derneği Başkanlığı, Türk Ocakları Merkez Yönetim Kurulu Üyeliği, Türkiye Türkmenistan Dostluk Derneği Kuruculuğu ve 2. Başkanlığı görevlerinde bulundu.Dönemde Hatay, 23. Dönemde Mersin Milletvekili seçildi. 23. Dönemde Türkiye Suriye Dostluk Grubunun Başkanı oldu.

Orta düzeyde İngilizce ve Almanca bilen Şandır, evli ve 3 çocuk babasıdır.

Gazete Pencere'yi Google'da Takip Et

Scroll to Top